Translate.vc / Espagnol → Turc / Truly
Truly traduction Turc
122 traduction parallèle
- Qué amable. - Se llama Truly.
- Çok nazikçe.
- Qué bien.
- İsmi Truly.
- Adiós, Truly.
- Hoşça kal.
- ¡ Adiós, Truly! - ¡ Vamos, Edison!
- Hoşça kal, Truly.
¡ Jeremy, es Truly!
- Jeremy, bak Truly. - Merhaba, Truly.
- ¡ Hola, Truly! - Buenos días, Srta. - Me alegro de verla.
Bayan Scrumptious, sizi görmek ne kadar hoş.
Truly Delicia.
Truly Scrumptious?
Truly Delicia.
Gerçek lezzet.
Por casualidad Truly Delicia
# # By coincidence, Truly Scrumptious
Eres realmente una delicia
# # You're truly, truly scrumptious
De verdad, Truly, Es un sueño hecho realidad
# # Honest, Truly # # You're the answer to our wishes
Truly Delicia
# # Truly Scrumptious
Porque te queremos, de verdad
# # Because we love you truly
De verdad, Truly, es cierto
# # Honest, Truly, we do
Una delicia
# # Truly scrumptious
Ustedes dos son una delicia
# # You two are truly scrumptious
Yo también los quiero, de verdad
# # I also love you truly
De verdad, es cierto
# # Honest, truly, I do
No hay piratas por aquí, ¿ verdad, Truly?
Buralarda korsan olmaz değil mi?
Manténgalos fuera de vista, por favor.
İyi çocuk olun ve Truly ne derse onu yapın.
¡ Es Truly!
Buradayız.
Todos sanos y salvos y...
- Ve babamızla Truly evlenmişler.
Y papá y Truly se casaron.
- Ve sonsuza kadar mutlu bir şekilde yaşamışlar.
Adiós, Jeremy.
- Güle güle, Truly.
¿ Con Truly? La Srta. Delicia tiene muchos deberes sociales, ya saben.
Hımm, Bayan Scrumptious'un bir sürü sosyal bağlantısı vardır, biliyorsunuz
Más de 40 mil focos harán de esto algo para recordar.
40,000 den fazla ampul will make this truly a sight to remember.
- ¿ Se nos olvida Truly Bishop?
- Truly Bishop'ı unutmayın.
¿ Qué hay de Truly Bishop?
Truly Bishop'a ne olmuş?
- ¿ Cómo se enteró Truly?
- Truly'li bunu nasıl öğrenmiş?
- Así que Truly confrontó a Eugene... después de tomar una botella y media de champaña... y él dijo que iba a dejarla y a casarse con la concubina de Salisbury.
- Truly'de bir buçuk şişe Cristal'i devirip, onunla yüzleşti. Adam da bunu kabul etti. Onu terk edip, Salsbury'deki metresiyle evleneceğini söyledi.
- ¿ Qué hizo ella?
- Peki Truly ne yaptı?
Un tal David Truly.
David Truly adında biri.
Consigue el legajo personal de Truly.
Truly'nin sicilini bul.
La de la derecha se recuperó no de David Truly la víctima del otro condado sino de la tercera víctima, el teniente Seeger.
Sağdaki ise iki bölge uzakta öldürülen David Trully'den değil üç numaralı kurban Yüzbaşı Seeger'dan çıkanlan kurşun.
Por el asesinato de su esposo. Esta orden es por el asesinato de David Truly.
Bu arama emri David Trully'nin cinayeti için.
A David Truly lo mataron en la Ruta Nacional 58.
- Kendisi 58 numaralı yolda öldürüldü. Olay yerinde DNA'nız bulundu.
Truly, puedo hablar contigo, por favor?
Truly bir şey söyleyebilir miyim, lütfen?
/ Devuelvemela, Truly, o juro por Dios..
- Geri ver Truly, yoksa yemin ederim...
Suena como que podría haber salvado algunas vidas, Truly.
Bazı hayatları kurtarmış gibisin, Truly.
Truly Sinclair.
Truly Sinclair.
Truly está en problemas?
Truly'nin başı dertte mi?
Le conté a mis padres que Truly me robó dinero.
Aileme Truly'nin benden para çaldığını söyledim.
- Truly.
- Truly.
Está bien, iré solo.
Truly, sen burada çocuklarla kal.
- Truly, quédate con los niños.
Tamam, tamam.
- Hagan lo que Truly les diga.
- Peki, babacığım.
¡ Vamos!
- Truly gitmememizi söyledi.
¡ Pero Truly dijo que no debemos hacerlo!
Truly gelmeden döneriz.
¿ Hacemos otro mañana?
- Yarında piknik yapabilir miyiz? - Truly'le?
¿ Vamos a volver a verla alguna vez, papá?
Truly'li tekrar görecekmiyiz?
¡ No lo vas a creer!
Truly, inanmayacaksın ama baban eve gittiğimizde orada beni bekliyordu.