English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Turkey

Turkey traduction Turc

238 traduction parallèle
- Vienna. - ¿ Sí, Turkey?
Vienna?
- Te echaré mucho de menos, Turkey.
Ben de seni çok özleyeceğim, Turkey.
- Te estafaron la infancia.
Yanılıyorsun, Turkey.
Buenos disparos, Turkey, para ser un chaval.
İyi atıştı, Turkey. Bir çocuğa göre.
Si no me hubiera interpuesto entre tú y Turkey, le habrías disparado.
Turkey'in önüne geçmemiş olsaydım onu vurabilirdin.
¿ Dónde está Turkey?
- Turkey nerede?
Habrá perdido el sentido. ¡ Regresemos!
Turkey bayılmış olmalı. Geri dönmeliyiz. Dönemeyiz.
- Si vamos a por Turkey, no llegaremos a la guarida. ¡ No habrá escapatoria!
Geri dönersek sığınağa giden yolu keserler.
- ¿ Y Turkey?
Bunun Turkey'e faydası ne?
Turkey tendrá que regresar como pueda.
Turkey dönmek için elinden geleni yapacaktır.
Ese ingeniero ha dicho que Turkey está malherido.
Şu mühendisin dediğine göre Turkey denerken yaralanmış.
Vamos, Turkey.
Hadi, Turkey. Anlat bize.
¡ Dinos que ella era de la banda y serás libre!
Sadece sizden biri olduğunu söyle, Turkey ve özgür ol.
Ya habéis oído a Turkey.
Turkey'in ağzından duydunuz millet.
Me llevo a Vienna y a Turkey al pueblo para juzgarles.
Vienna ve Turkey'i kasabaya götürüyorum ve mahkemeye kadar da içeri atacağım.
Puede llevarse a Turkey, pero no a Vienna.
Turkey'i götürebilirsin, şerif ama Vienna'yı değil.
Es el caballo de Turkey.
Bu Turkey'in atı.
- A Turkey.
- Turkey'i.
Ahorcaron a Turkey.
Turkey'i asmışlar.
De Turkey.
Turkey'in.
Apreciaba mucho a Turkey.
Turkey'e gerçekten de düşkündüm.
Ya. ¿ Cómo se lo tomó Turkey?
- Tabii. Turkey ne yaptı?
Me llevaré el primero a Turkey Creek.
İlk grubu Turkey köyüne götüreceğim.
Vivirá en Turkey Creek con Mangus y su tribu.
Turkey köyünde Mangus ve kabilesi ile birlikte kalacak.
50.000 acres en Turkey Creek, Sr. Burns.
Turkey Köyünün yukarısında 50.000 dönüm, Bay Burns.
Pavo Uno, aquí Último Uno.
Turkey-1, burası Ultimate-1.
- Pavo Uno, ¿ me oye?
- Turkey-1, beni duyabiliyor musunuz?
Pavo Uno, aquí Último Uno, ¿ me oye?
Turkey-1, burası Ultimate-1. Duyabiliyor musunuz?
Pavo Uno, ¿ me oye?
Turkey-1, duyabiliyor musunuz?
Aquí Pavo Uno.
Burası Turkey-1.
Último Uno, aquí Pavo Uno.
Ultimate-1, burası Turkey-1.
Qué nochecita. Tomaré un trago...
Yürüyen ölüler gecesi olacak, Turkey.
¿ Wild Turkey con hielo?
Buzlu viski mi?
Tomaré sopa francesa de cebolla,... cóctel de cangrejos,... colas de langosta asadas y Wild Turkey con hielo.
Fransız soğan çorbası... karides kokteyl... haşlanmış ıstakoz ve buzlu viski istiyorum.
Un Wild Turkey con hielo para mi buen amigo, el doctor.
Doktor arkadaşım için buzlu viski.
Deje que adivine. Aceitunas negras y un "wild turkey" con hielo para el número 11.
Biliyorum... 11 numara için zeytin ve bir büyük martini lütfen.
Un "wild turkey" con hielo.
Martini lütfen.
¿ Pavota, dónde estabas?
Turkey, nerde kaldın?
Skipper, ese bote debe ser una basura.
Skipper, that craft must be a real turkey.
¿ Turkey, eres tú?
Hindi bu sen misin?
Tranquilo, tranquilo, soy Turkey, hombre.
Kolay kolay ücretsiz yemek Hindi adamı
Te raparon, Turkey?
Bunun başı Hindi traşımı?
Hey, Turkey, ¿ Donde esta el dólar que me debes?
Hey Hindi. Bana olan dolar borcun nerede?
Turkey, quítate el sombrero y baja los pies de la mesa ya huele bastante mal.
Hindi, şapkanı şıkar ve ayaklarını masadan al kokuyor.
- ¿ A Turkey?
Turkey mi?
Revisa las zonas de descanso.
Turkey, dinlenme alanlarını kontrol et.
Pásame un cigarrillo, Turkey.
Bana bir sigara ver Turkey.
¿ Sabes qué?
Biliyor musun Turkey, babam dördüncü sınıfta okulu bırakmış.
¿ Turkey?
Hindi?
¡ Vamos, Turkey, vamos!
Haydi Hindi haydi!
- ¿ Qué? - Son Joey y Turkey.
- Bu Joey ve Hindi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]