English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Típo

Típo traduction Turc

114 traduction parallèle
¿ Quiere que ese típo Strike ponga tu provincia patas arriba?
Strike denen herifin eyaletini altüst etmesini mi istiyorsun?
Miren, O'Malley es un típo interesante, ¿ no?
Bakın, O'Malley iyi bir adam, tamam mı?
No me he querido despeinar y obligarte a bailar con un típo desarreglado.
Kıyafetimi bozmak istemedim. Üstü başı dağınık biriyle dans etmek istemezsin diye düşündüm.
Con este típo necesitaran cachiporras.
Beni haklamak kolay değil.
El típo me pasa una toallita, me la sacude y me invita al cine.
Adam bana havlu verdi, ceketimin tozunu aldı ve beni sinemaya davet etti.
El típo no paraba de beber.
Koca adam o zamanlar hâlâ içiyordu.
¿ Quién es el típo?
Kim bu adam?
- ¿ Cómo es ese típo?
- Adam neye benziyor? - Hitler'e dostum.
- El típo es de narcóticos.
- Herif narkotikçiymiş.
Enseguida volvemos con La noche del típo más solo que la una.
Flörtsüz Erkek Gece Tiyatrosu birazdan başlayacak.
¡ Mira al típo que tienes delante!
Gözler, önünüzdekinin ensesinde!
- ¡ Este típo nos está jodiendo!
Bu adam baş belası!
Tu típo no era tan bueno como creía.
Galiba amcan sandığım kadar iyi değilmiş.
¿ Sabes lo que hizo y dijo ese típo?
Adam ne demiş biliyor musunuz?
Es el típo que está en la carretera, que va y dice : "Agente, sólo es una piña".
Yolun yanında dikilen adam. Demiş ki, "Neden, memur bey, bu sadece bir çam kozalağı?"
Es como aquél típo, ¿ sabes?
Vank! Dit-dit... Tıpkı o herif gibi, ha?
En cuanto a ése típo en el avion, la policía ni siquiera sabe que existe.
Ve bu herif açısından bakarsak, polisler onun varlığından bile habersiz.
Si este típo es un traficante, seremos como Robin Hood.
Eğer bu adam düşündüğümüz gibi bir uyuşturucu satıcısıysa, o zaman biz de Robin Hood olmuş oluyoruz.
¿ El típo se cayó por el puente?
Gerçekten de köprüden düştü mü?
Porque eres un poco más no sé... digamos que eres más serio que un típo como yo.
Çünkü sen, demek istediğim, sanki biraz daha... Pekala, bilemiyorum. Diyelim ki...
¿ Te parece gracioso trabarle la pierna a un típo que va al baño?
Sana soruyorum! Birinin tökezlemesi sence komik mi? Lanet helaya giderken, ha?
Este de aquí es mi amigo. Este típo de aquí es mi amigo.
Bak, buradaki benim dostum, şuradaki herif de benim dostum.
Así que el típo se adelanta, y dice :
Boşver. Adam bir adım atmış ve demiş ki
"¿ Saben qué?"... "El típo estaba bien hasta que se torció la cabeza y el muy idiota murió".
"Biliyor musunuz aslında biz onun boynunu kırıncaya kadar herif gayet iyiydi, ama sonra nedense birden ölüverdi."
¿ Has visto cómo bebe el típo?
Bu çocuğun nasıl içki içtiğini görüyor musun?
Como un típo normal...
Sen gayet normal birisin.
Este típo es más flaco. - No llevaba barba.
Bugün tanıştığım adam daha sıskaydı, sakalı da yoktu.
¿ Quieres salir ahí y que ese típo te mate?
Ne istiyorsun, oraya gidip o adam tarafından vurulmak mı?
No sé... que le diga al típo dónde puede estar el avión y que ustedes lo verán allí.
Bilmiyorum. Carl'a söyle... Carl'a söyle, ona orayı tarif etsin ve onunla orada sonra buluşacağınızı söylesin.
- Se nota que el típo tiene plata.
- Evet. Ne kadar parası var?
Chloe, no voy a desaparecer como aquel típo.
Chloe, orospu çocuk gibi yok olmayacağım.
Aunque es perfecto, un típo acaba de plantarme.
Ama bu iyi oldu. Adamın teki yüzüme telefon kapattı. Bir iki saat boş vaktim var.
El otro típo, como sabes, está de paso, un día se irá.
O sadece hayatımdan geçen biri, bir gün gideceğini biliyorsun.
Este típo vive solo con su perro.
Bu adam köpeğiyle tek başına yaşıyor.
Un típo que vive solo con un perro.
Düşünebiliyor musun? Köpeğiyle yalnız yaşayan bir adam.
Un típo que vive solo con un perro. Que Dios nos asista.
Köpeğiyle yalnız yaşayan bir adam, tanrı yardımcımız olsun!
Me empantané en un asunto con un típo que no quería, con el que no tenía nada en común.
Sevdiğimi sandığım bir adamla bir ilişkiye girdim, ama ortak hiçbir şeyimiz olmadığını fark ettim.
Algún típo de certífícado médíco.
Sağlık kaydı. Herhangi bir sağlık kaydı olabilir.
Y sí deja de estudíar, ¿ en qué típo de adulto se convertírá?
Okumazsa nasıl adam olacak bu? Başının çaresine bakabilmek için adam olmalı öyle değil mi?
Sí, demonios, sí. Podría hablar con este típo todo el día.
Bu adamla bütün gün konuşabilirim.
.. usted conseguirá todo típo de préstamos.
Alacak mı? Alacaksın, mutlaka onu alacaksın.
Yo no soy ese típo de persona. ¿ Qué?
Bölge yöneticiliğini denemeyi düşünmelisin?
El típo quiere darme el día libre... déjale pues darme el día libre.
Adam bana kafa izni verecekse bırakalım da versin.
El típo quería convertirse en un lobo.
Adam kurda dönüşmek istiyor.
Trevor, no hace tanto que conoces a este típo.
- Andie, arabayı kenara çek! . - Trevor, bu adamı o kadar iyi tanımıyorsun bile.
¿ Este típo?
"Bu adam"?
De ese típo...
Biri vardı...
- ¿ Qué típo, Andie?
- Kim, Andie?
- Un típo...
- öylesine biri.
¡ Ese típo estaba intentando matarme!
Bu adam beni öldürmeye kalktı.
Otro típo estando en mi lugar..
Evet haklısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]