Translate.vc / Espagnol → Turc / Usb
Usb traduction Turc
621 traduction parallèle
Fue un gran año para América, para el KKK y para la NRA.
Amerika tarihinde muhteşem bir yıldı : hem KKK hem USB.
Antes de que viniera a Flint, Heston fue entrevistado por un diario de Georgetown sobre la muerte de Kayla... incluso el sitio en internet de la NRA hablaba de eso.
Georgetown Hoya gazetesi... Flint'e gelmeden önce Heston'la Kayla konusunu görüştü ve... USB'nin web sitesinde bile bu olaydan bahsedildi.
Queremos hacerle saber a la NRA que no nos olvidamos del caso Kayla.
USB'nin, Kayla Rowland'ı unutmadığımızı bilmesini istiyorum.
Un periodista local le pregunta a Heston porque había venido a Flint después de la tragedia de Buell... y de lo que la NRA tiene que decir sobre un chico de seis años con un arma.
Bir gazeteci, Heston'a niye bu trajediden sonra geldiğini ve 6 yaşındakilerin silah kullanması konusunda USB'nin görüşünü sordu.
Lo que me pareció increíble fue... que grupos afiliados a la NRA... gente a los que "locos de las armas"... me escribieron para decirme que era un horror que exhortara a la gente... a tener cuidado con las armas que llevaban a casa... y querían ver a este pequeño colgado del árbol más alto.
Beni en çok şaşırtan silah delileri dediğim USB'yle bağlantılı grupların bu ülkenin insanlarını evlerinde silah bulundurma konusunda uyarmamı... korkunç bir şey diye değerlendirmeleri oldu. Çocuğun en yüksek ağaca asılmasını istiyorlardı.
Yo le dije que toda mi vida fui miembro de la NRA, y le mostré mi credencial.
USB'nin hayat boyu üyesi olduğumu söyledim ve kartımı gösterdim.
La polvera es una cámara, el pintalabios es una grabadora, y el encendedor un archivo electrónico.
Pudra bir kamera, ruj ses kayıt cihazı, çakmak ise bir USB hafıza sürücüsü.
Uh, escucha, ¿ has visto una tarjeta USB con un logo de un coche de carreras en ella? Oh, es que tiene la única copia de todas las fotos que le hemos hecho a Mitchael, y bueno, las traje aquí para hacer duplicados, y por supuesto, soy tan genial que, olvidé hacer una copia de seguridad. Uno...
Üstünde "Speed Racer" logosu olan bir USB bellek gördün mü?
Estoy conectando el disco duro USB que'Cypher'nos dio.
Cypher'ın verdiği USB belleğe bağlanıyorum.
La memoria de la transmisión de'Cypher', ha sido borrada completamente.
Cypher'ın USB sürücüsünün hafızası tamamen silinmiş.
Su sistema operativo, no podía leer el comando de inicio porque el USB frontal dejó de comunicarse con el caché de la memoria.
Unix çekirdeği komut satırından komutları okuyamıyormuş çünkü ön bus tampon bellek ile iletişimi kesmiş.
Acceso a USB Cámara Digital No había una sola señal o huella de bota de mujer, talla siete, saliendo del campamento.
Kamptan çıkan 37 numaralı bir kadın botu izine rastlamadık.
Porque me ha enviado una llave USB con los nombres de los mas grandes jugadores del mundo?
Neden bana yeryüzündeki en büyük oyuncuların isimleriyle dolu bir taşınabilir hafıza kartı gönderiyorsun?
Entonces, si encuentro alguien... para que caiga Brian Rogers, Recupero la llave USB?
Dinle, eğer Brian Rogers'ı yollamaya herkesi ikna edersem, taşınabilir hafızayı alıyorum, değil mi?
Sabe lo que contiene la llave USB?
Taşınabilir hafızada ne var biliyor musun?
Me entrego un lápiz USB con fotos esta mañana.
Bu sabah birkaç fotoğraf bıraktı.
Karl, si se da cuenta de que el USB no está.
Karl, flashdriveın kaybolduğunu anlarsa,
Así que todo lo que tienes que hace es volver a poner el USB antes de que llegue a casa.
Yani tek yapman gereken, onları, o gelmeden, yerine koymak.
Bien, haciendo recuento de todo... lo que recogimos en "Tours Ocho Estrellas"... tenemos una memoria USB de 2 gigas, cupones de descuento, productos de limpieza, herramientas, facturas de combustible... y otros 100.000 dólares en efectivo.
Tamam, Sekiz Yıldız Tur'dan getirdiğimiz şeylere baktım. Elimizde iki USB hafıza aygıtı, indirim kuponları. Temizlik malzemeleri, mekanik aletler, benzin alındı makbuzu...
Ahora conecto el FireWire.
Şimdi de USB'yi bağlıyorum.
La cámara está conectada a la computadora. Puede grabar toda la noche.
Evet, bu yüzden ben de dizüstü bilgisayarıma USB'yle bağladım böylece tüm gece ne olduğunu kayıt...
FireWire, USB, un terabyte de almacenamiento.
Arayüz bağlantısı, USB, bir terabaytlık kapasite.
Microunidades USB. - Seis.
- USB mikro sürücüleri.
Abres esto y sólo necesitas un cable USB.
Evet, şunu açıyorsun ve tek ihtiyacınız bir USB kablosu. USB.
- Usb. - Perfecto.
Harika.
Melissa encontró una tarjeta de memoria en mi cartera Prada que no se imprimió.
Melissa çantamda bastırmadığımız resimlerin olduğu USB'yi buldu.
Una llave USB enviada a nuestra estación central en Beirut.
Bir USB ile Beyrut'taki kaynağımıza yollamışlar.
¿ Y la llave USB, en la caja fuerte?
Peki ya kasadaki USB?
La llave USB en mi caja fuerte... los boletos de avión para el 18 de junio... todo para engañar a tus servicios.
Kasamdaki USB 18 Haziran biletleri... Hepsi sizin servisi kandırmak içindi.
Dejaste tu flash drive en la mesa de noche.
USB belleğini komodinin üstünde bıraktın.
- Había un archivo en el disco USB.
Flash bellekte bulduğum bir dosya.
Si no tienes un cargador a mano, un puerto USB libre hará el truco.
eğer şarj aleti yoksa, kullanılmayan bir USB yuvası da işinizi görecektir..
¿ Qué disco duro necesito? ¿ FireWire o USB?
Hangi tür harici diski almalıyım firewire mı yoksa USB mi?
Es una memoria USB. Debe ser esto.
Bir flash bellek.
La lista de Guy que contiene la memoria USB está cifrada usando un esquema de cifrado por bloques de 512 bits.
Flash bellekte Guy'nin listesi mevcut ve bellek 512 bit ile şifrelenmiş.
Confía en mí, tiene que haber un lápiz USB escondido en algún lugar.
İnan bana mutlaka buralarda bir yerde... -... saklanmış bir USB sürücü vardır
Dice que quizás pueda desencriptar los archivos de la memoria USB.
Parmak bellekteki dosyaları çözebileceğini söylüyor.
LLAVE USB DETECTADA
USB BELLEK TANINDI
- Es su llave USB, señor.
- O USB belleğiniz, efendim.
Cuando estoy en Wall Street y me doy cuenta de que es el centro nervioso del capitalismo estadounidense y de lo que hizo el capitalismo... Ex Senador Estadounidense... por los trabajadores de EE. UU., VP del Banco de Inversión USB... para mí es un lugar sagrado.
Wall Street'de olduğum zaman Amerikan kapitalizminin kalbinin burası olup çalışan Amerikalılar ve benim için burasının kapitalizmin yaptıklarıyla kutsal bir yer olduğunun farkına vardım.
De acuerdo, ahora vas a insertar la memoria flash dentro del puerto USB...
Peki, şimdi taşınabilir belleği USB girişine sokacaksın.
Ahora, por favor, pon la memoria flash dentro del puerto USB.
Şimdi, lütfen belleği USB girişine sok.
Es una unidad USB con un documento que demuestra que yo era inocente.
- Masum olduğumu ispatlayan evrakların olduğu bir taşınabilir hafıza.
Necesito que encuentres el puerto USB en el panel de control.
Şimdi kontrol panelinin üstündeki USB bağlantısını bulmanı istiyorum.
Copiado en un pendrive.
USB belleğe kopyaladım.
Creo que es un dispositivo USB.
Sanırım, bir USB bellek.
Si. No vi ninguna pero antes de que las borrara permanentemente Castor me pidió que pusiera específicamente cuatro de ellas en un dispositivo USB.
Hiçbirini görmedim ama onları temelli silmeden önce Kunduz, dört tanesini USB belleğe koymamı istemişti.
Encontramos al hacker que le dijo a Sweets que puso unas imágenes muy sensibles en un USB para Castor.
Sweets'e, Kunduz için birkaç imajı USB'sine koyduğunu söyledi.
Yo soy miembro de la NRA.
Ben USB üyesiyim.
Un cable USB.
USB kablosu.
¿ Tiene una memoria portátil a mano?
Elinizin altında bir USB bellek var mı?