Translate.vc / Espagnol → Turc / Ustéd
Ustéd traduction Turc
288,007 traduction parallèle
Mientras usted, Rhonda, distrae a Pete...
Rhonda, sen Pete'nin dikkatini dağıtırken...
Lo que les permite llegar al punto de encuentro antes de que los demás bajen los cinco tramos de escaleras, y eso lo confirma usted, quien estaba resentida con Cheryl por airear su carrera en el porno.
Bu sayede diğerlerinin önünde buluşma noktasına gidip beş adım önce geçtiler ve porno kariyerini insanlara yaydığı için Cherly'e kızan sen onlara kefil oldun.
El día anterior, usted publicó que estaba
Bir gün önce attığınız mesajlar var.
- Claro que sí. Estaba pensando en usted.
Ben de tam seni düşünüyordum.
Usted vino aquí dos veces.
İkinci kez.
Y usted cree que la pelea es real, por eso está aquí.
Bu mücadelenin ciddiyetine inanıyorsun. Bu yüzden buradasın.
¿ eso tiene sentido para usted?
Mantıklı geliyor mu sana?
¿ Cómo lo sabe usted?
Sen nereden biliyorsun?
¿ Y usted, Sr. Anderson?
Ya siz Bay Anderson?
Y usted debe ser la feliz novia.
Bu, şanslı hanım olmalı.
¿ Hay alguien, además de usted, que no lo crea listo para casarse?
Evlenmeye hazır olmadığını düşünen, senden başka kimse var mı?
Bueno, usted no, sino Dios.
Yani, siz değil de... Tanrı.
Quiere un empresario rico como usted o Cody.
Sizin gibi havalı bir iş adamı değilim diye beni sevmiyorsun.
Usted sí que protege a su hija.
Biliyor musun? Kızını gerçekten koruyorsun.
Pues la arrestamos a usted.
Evet, ama hapı yutan sensin.
Dígamelo usted.
- Sence?
Su jefe violó la santidad de su lecho conyugal y usted no es lo suficientemente hombre para...
- Patronun, evlilikteki kutsal yatak odanı bozdu ama sen erkek olup...
Su esposa trabajaba para usted.
- Karısı sizin için çalışıyordu.
Usted afirma que el Sr. Rhoades lo hostigó...
Bay Rhoades'ın sizi rahatsız ettiğini...
Usted afirma que el Sr. Rhoades lo hostigó.
- Bay Rhoades'ın sizi rahatsız ettiğini söylemiştiniz.
Usted afirma que el Sr. Rhoades lo hostigó.
Bah Rhoades'ın sizi rahatsız ettiğini iddia ediyorsunuz.
Pero su esposa trabaja para usted.
Ama karısı sizin için çalışıyor.
Entonces, usted no debe estar reclamando daños reales.
O zaman fiili olarak gerçekleşen zararları öne sürmüyorsunuz.
Es líder del partido en Tennessee, igual que usted.
O da sizin gibi Tennessee'de parti lideri.
Todos los republicanos cuentan con usted.
Her Cumhuriyetçi size güveniyor.
Usted solo necesita uno.
Size biri yeter.
Pero usted lo firmó, y eso es lo que importa.
Ama onaylayan sizdiniz, önemli olan bu.
Y usted, señor.
Gerçekten değil efendim.
"Usted puede decir sincronizar"
"Çifti" diyebilirsiniz.
"Usted puede decir sincronizar, seleccione..."
"Çifti" diyebilirsiniz.
" Usted debería...
Vous devrez...
¿ Cuando llevó los materiales a casa, es cuando dice usted que fue poseído?
Keresteyi evine götürdün de o zaman mı ele geçirildiğini söylüyorsun yani?
Y por eso quiero que usted sepa.
çalıştığım son yere gidip eğer ihtiyaçları varsa, o insanlarla yardım edersin. bu yüzden öğrenmeni istiyorum ;
Usted no entiende.
Anlamıyorsunuz.
Usted y su familia pueden estar en gran peligro.
Ailenizle birlikte büyük bir tehlikede olabilirsiniz.
¿ Notó que suceda algo extraño, con su familia o en usted mismo?
Sizin ya da ailenizin başına tuhaf bir şey geldi mi?
Ahora usted es uno de sus soldados.
Artık, sen de O'nun askerlerinden birisin.
¿ Qué está usted...?
Peki ya sen...
Sé algunas cosas que usted no sabe.
Bilmediğiniz bazı şeyler biliyorum.
¿ Está usted solo?
Yalnız mısın?
Nada de lo que usted necesite preocuparse ahora.
Senin ilgileneceğin bir şey yok.
Está usted asustada. Como debería estarlo. Pero no deje que eso la aparte de lo que tiene entre manos.
Korkuyorsunuz olması gerektiği gibi ama işinizi yapmanızı engellemesin elimden geldiğince zaman kazanacağım.
¿ Y qué sacrificios ha hecho usted hoy?
Bugün hangi fedakarlıkları yaptınız?
Bueno, es usted la cosa más dulce que he visto jamás.
Bugüne kadar gördüğüm en tatlı şey sen misin yoksa?
No veo un anillo. ¿ Puedo asumir que es usted...?
Yüzüğünüz yok, sanırım siz.
Con todo respeto, el papel de Misaki no es actuar como mediadora entre usted y sus generales.
Tüm saygılarımla, Mikai'nin rolü siz ve generalleriniz arasında... arabuluculuk değil.
¿ Puedo hacer algo por usted, Sr. Maro?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı, Bay Mavro?
Nadie puede hacerlo, ni siquiera usted.
Kimse bunu yapamaz, sen bile.
Usted mismo lo dijo.
Kendin söyledin.
¡ Usted puede!
Kurtarabilirsin!
El Padre Romanov quiere hablar con usted.
Peder Romanov seninle konuşmak istiyor.