Translate.vc / Espagnol → Turc / Valor
Valor traduction Turc
13,772 traduction parallèle
Solo que su valor viene con una fecha de caducidad.
Son kullanma tarihi geçerse değeri falan kalmaz ama.
¿ Puedes al menos decirme cuánto dinero voy a recibir? Un hombre sano joven como a ti mismo? Un lóbulo del hígado es por valor de 50 mil dólares.
Senin gibi genç ve sağlıklı bir adam karaciğerinden bir parça elli bin eder.
Las propiedades carecían de valor pero cuando la gente que vivía se enteró que planeaba albergar a delincuentes sexuales hubo un éxodo masivo así que, al final pudo comprar el resto de las casas y renombrar la ciudad.
Bölgede konut fiyatları pahalıydı, ama çevre sakinleri cinsel suçluları barındıracağını öğrenince toplu göç başladı. Rahip de kalan evleri alıp kasabanın adını değiştirdi.
Estoy muy orgulloso de todo el personal del Hope Zion y todo el... valor y el carácter que han demostrado en esta crisis.
Hope Zion personeliyle gurur duyuyorum. Kriz sırasında sergiledikleri cesaretleri ve karakterleriyle bunu hak ettiler.
Sus acciones están a su valor mínimo anual.
Hisseler en dipte.
Las ganancias trimestrales, el valor de las acciones y ahora esto, he intentado convencerles de que esperen, que decidir el destino de la compañía en un momento como este es una locura.
Aylık kaçançlar, hisse değerleri, onunla birlikte gitti. Böyle kötü bir zamanda şirketin kaderi belirlenecek, onları bekletmeye çalışıyorum.
El valor para cambiar las cosas que puedo, y la sabiduría para saber la diferencia.
Yapabileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve farkı anlama bilgeliği. Amin.
Esto son todos los objetos que se venderán... en la tienda del museo, señoría... la mayor parte comerciales, sin valor artístico.
Bütün bu eşyalar müze dükkanında satılacak Sayın Yargıç. Çoğu da ticari, hiçbir sanatsal değeri yok.
Tenía drogas por valor de 10.000 dólares y un minibar en el bolso.
10.000 dolar değerinde uyuşturucu ve mini bar çantası vardı.
Pero esas piedras a valor de mercado y continuaremos esta reunión más tarde.
Şu taşları piyasa değerinde alıp, bu buluşmayı da daha sonra yapacağım.
Que debería tener el valor de decirle al Obispo Mick dónde meterse su trabajo.
Piskopos Bishop'a al o işi bir yerine sok deme cesareti göstermem gerekirdi.
Una vez más has demostrado tu valor.
Biz kez daha ne kadar değerli olduğunu ispatladın.
El estado solicita que la fianza se determine en función al valor de venta de los narcóticos incautados.
Eyalet, kefaletin yakalanan narkotiğin sokak değeriyle bağlantılı olmasını istiyor.
Su libro me dio el valor de pedir ayuda a un amigo dejar a mi marido.
Kitabınız, eşimi terk etme konusunda bir arkadaştan yardım alma cesaretini verdi bana.
En términos de valor, podría hacer el doble de lo que hago.
Senin değerine bakacak olursak sana iki katını yapabilmem lazım.
Uno de una serie de 15 de valor incalculable.
15 serisinden biri ve değeri astronomik rakamlarda.
Un prestamista le había dado a Mugs 500.000 dólares contra el valor del cuadro.
Mugs, eserin değerine karşılık bir tefeciden 500 bin dolar aldı.
Sólo mis objetos de valor.
Sadece degerli esyalarim.
Ella tiene un exagerado sentido de valor propio, piensa que es Dios.
Şişirilmiş bir öz benliği var, kendini Tanrı sanıyor.
Debes haber gastado el valor de varios meses de tu asignación actual.
Bugün birkaç aylık harçlığını harcamış olmalısın.
Además de eso, ¿ hay algún otro objeto de valor desaparecido?
Bunlardan başka çalınan değerli bir şey var mı?
Maddox ha comprado cuatro edificios quemados en el último año, todos en vecindades al alza donde el valor de la propiedad al menos es el doble.
Maddox geçen yıl kundaklanan dört ev satın almış hepsi de nezihleşmiş, değerini iki katına çıkarmış yerlerden.
Su valor nunca será olvidado ni en vano.
Cesaretiniz unutulmayacak ve boşa gitmeyecek.
El valor de su presa es $ 2300 millones sólo en teoría.
Barajınızın değeri sadece teoride 2.3 milyar dolar.
Ellos están enseñando a los niños que hay un valor a revisar el pasado, cuando se trata del futuro que es importante.
Çocuklara asıl önemli olan gelecekte geçmişi anmanın bir değeri olduğunu öğretiyorlar.
¿ No crees que hay valor en mirar hacia atrás de vez en cuando?
Arada bir dönüp geçmişe bakmanın bir kıymeti yok mu sence?
Mira, el punto es, que a veces hay valor en usar fineza.
Mevzu şu ki, bazen hile kullanmanın bir kıymeti vardır.
Una banda competidora de piratas atacó, tomando todos sus objetos de valor, incluyendo a tu prima.
Rakip bir korsan tayfası saldırmış, tüm değerli varlıklarını çalmışlar. Kuzenin dahil.
Creemos que podría tener un valor de hasta 6 millones.
Aşağı yukarı ederi 6 milyon dolar.
Tengo algunas acciones que aún tiene valor.
- Elimde hâlen değerli mallar mevcut.
No tengo que decirles que vale mucho más que su valor nominal de $ 15,50.
15.50 $'lık görünür değerinden çok daha fazla ettiğini söylememe gerek yoktur.
Es la de mayor valor en la calle.
Sokakta en pahalı giden şey.
¡ Un tonto como tú jamás apreciaría su valor!
! Değerlerini nasıl anlayabilirsin ki? !
Por favor, decidme que a parte de vuestro entusiasmo por la magia, habéis descubierto algo de valor que pueda ayudar a hacer avanzar este caso.
Lütfen bana bu sihre olan çoşkunuza rağmen bana davada ilerlememize yardım edecek bir şey bulduğunuzu söyleyin.
La experiencia militar de Rex será de gran valor y también podrá hacerse pasar por un soldado de asalto.
Rex'in askeri tecrübesi yararlı olabilir ve bir fırtına askeri kimliğine bürünebilir. Doğru.
Requiere mucho valor hacer lo que hiciste, Hank.
Yaptıkların bayağı cesaret ister Hank.
Mira valor de las viviendas.
Ev değerlerine bakın.
Dos. El filtro de seguridad se ha cambiado de un valor predeterminado a un opt-in...
Güvenli Filtre fabrika ayarlarından önceden talep edilen bir şeye değişti.
Creemos que puede haber encontrado un alijo de videojuegos por valor de millones de dólares gracias a su ayuda.
Milyon dolar değerindeki bir video oyunu zulasını sizin yardımınızla bulmuş olabileceğini düşünüyoruz.
Es posible que él entró en un ladrón, pero en lo que a su familia le puede decir, nada de valor no se encuentra en su apartamento.
Evde bir hırsıza denk gelmiş olması muhtemel ama ailesinin söylediğine göre dairesinden alınan değerli bir şey yok.
Cada segundo tiene valor, Cratchit.
- Her saniye değerlidir, Cratchit.
Vale la pena, para atrapar roedores de alto valor nutritivo.
Son derece besleyici kemirgenleri elde etmek için buna değer.
O puede vivir crecer prosperar si me demuestras su valor.
Ya da yaşayabilir. ... büyür gelişir, eğer bana bunun önemini ispatlarsan.
Pero a pesar de esa acusación de asesinato, su demanda civil aún tenía suficiente valor para que nosotros pudiéramos dirimirlo de manera tal que él contara con fondos para defenderse en el juicio penal.
Bana göre önemli olan kendisi bir cinayet davasında sanık olmasına rağmen açmış olduğu kamu davasının savunması için gereken paraya kavuşmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmamıza yetecek kadar değerli olması.
Que yo no tengo el valor a permanecer a su lado. Trajo un poco interesante tema increíblemente, profunda Cuestiones sobre la familia, el abandono, vida, preguntas sin respuesta.
Dizi, aile, evlatlık edinme, hayat hakkında inanılmaz ilginç, derin konularla cevaplanmamış soruları gündeme getirdi.
¡ Tienen que ser idénticas para tener algún valor como prueba!
Tamamıyla aynı olmalı ki kanıt olarak kullanabilelim!
Bueno, no voy a ocuparme... de cinco o seis desertores, escondidos en un pantano, que no tienen... el valor de mostrar su cara.
Yüzünü göstermeye cesareti olmayan beş, altı kaçağı umursamayacağım.
Esos Fanáticos nos van a liquidar ¿ y no puedes armarte de valor para liquidarlos primero?
Bu Bağnazlar hepimizi öldürecek ama sen onları daha önce öldürme gücünü toplayamaz mısın?
Soy hábil con los rifles y las pistolas. Medalla al valor.
Hem tüfek ve tabancalar hem de yiğitlikte maharetli olduğumdan bahsediyorlar.
Tendría mucho valor encontrarla juntos al fin.
Birlikte şehri nihayet bulduğumuzda bunun ne anlama geleceğini düşün.
Veras, yo creo que eres de gran valor para la fisica moderna, pero no me gustaria que tiraras eso a la basura.
Bak, bence modern fizik için çok değerlisin fakat bunları heba ettiğini görmek istemem.