Verge traduction Turc

Y la polla es femenino.

Ayrıca penis dişildir, "une" verge.

Mi mujer y yo íbamos a un club llamado Verge.

Karımla birlikte Verge adlı özel bir kulübe kayıtlıydık.

Así que algunas veces ella iba sola a Verge.

Bazen Verge'ye tek başına giderdi.

Así que, ese club de sexo, The Verge, tiene sobre 6000 miembros, al menos 2000 de ellos mujeres.

Verge isimli seks kulübünün, 6.000 aşkın müşterisi var ve bunların yaklaşık 2.000'i de kadın.

Pero obviamente, el asesino escoge a sus victimas por adelantado. y The Verge podría ayudarle a hacerlo.

Fakat belli ki, katil kurbanlarını seçmek için Verge'den yararlanıyor.

Y basándonos en esa información, incluimos The Verge en la lista de lugares donde mirar.

O halde bu bilgiler ışığında Verge'nin müşteri listesini alırız ve bakarız, hepsi bu kadar.

Mientras tanto, quiero que usted y el resto del equipo empiecen a llamar a todas esas mujeres de la lista de The Verge,

Bu arada, timin geri kalanının Verge'nin kadın müşterilerini aramasını istiyorum fakat bu ihtiyaten yapılsın.

Y Danny Jones se hizo socio de The Verge con una falsa identidad. y... ¿ Que te pasa?

Danny Jones geri dönmüş ve Verge'ye sahte bir isimle üye olmuş ve...

Y esta noche, ella tenía una cita con Danny Jones, para encontrarse en el The Verge.

- Melinda Trent. Bu akşam Danny Jones'la buluşacakmış.

Si hubieran ido al crucero del anochecer.

Verge'de buluşup, sonra denize açılacaklarmış.

Deben votar ahora por el rey y la reina de la graduación.

Balo kral ve kraliçesi için oy zamanı geldi. Balo kral ve kraliçesi için oy zamanı geldi. MÜDÜR KARL VERGE 1992 SINIFI

Verge.

Verge.

Billy quiere vender en eBay partes de mi rostro y Verge me hará reprobar a menos que obtenga una A o salve el universo.

Billy surat parçalarımı eBay'de satmak istiyor ve A almaz ya da evreni kurtarmazsam Verge beni bırakacak.

Oye, Verge, ¿ saldrás esta noche?

Merhaba, Verge, bu gece dışarı geliyor musun?

LOS ANHELOS INÚTILES DEL DIRECTOR VERGE

MÜDÜR VERGE'ÜN DEĞERSİZ ÖZLEMİ

Verge tiene razón.

Verge haklı.

Nadie odiaba a Verge como Clapton.

Clapton kadar Verge'den nefret eden yok.

¿ Por eso Verge construye una bomba?

Dur, Verge bunun için mi bomba yapıyor?

Deberíamos haber tomado a Verge cuando secuestramos a Sander.

Verge'ü yakalamalıydık.

Verge lo hace porque ella le rompió el corazón.

Kalbini kırdı diye Verge bunu yapıyor.

- Debes invitar a Verge al baile.

- Ione, Verge'ü baloya davet etmelisin.

Podrás seguir viviendo en 1992 si quieres pero todos a los que conoces desaparecerán a menos que invites a Verge al baile de graduación ahora.

İstersen 1992'de yaşamaya devam edebilirsin. Ama tanıdığın herkesin kaderi son bulacak. Sen hemen Verge'ü baloya davet etmezsen.

Verge, me preguntaba si...

Verge, merak ettim...

¿ Todos salieron de detención tras los asesinatos de Verge y Gord?

Verge ve Gord öldürüldükten sonra herkes ceza yerinden çıktı mı?

Como nuestro vocalista está ocupado siendo acosado por la señora Verge...

Baş vokalimiz Bayan Verge tarafından taciz edilmekle meşgul olduğundan..

¡ Verge!

Verge!

- ¡ Verge!

- Verge!

KARL VERGE E IONE ROSE, REY Y REINA DEL BAILE 1992

KARL VERGE VE lONE ROSE 1992 - BALO KRAL VE KRALİÇESİ

Si Verge y tú no pueden llegar a casa a una hora razonable no habrá Twitter por un mes.

Sen ve Verge eve makul bir saatte dönmezseniz bir ay Twitter yok.

Richard, tenemos que poner el trasero en primera... si queremos llegar a la sesión de fotos de Verge.

Richard, şu "Verge" çekimini yapmak istiyorsak harekete geçsek iyi olur.