English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Veri

Veri traduction Turc

4,793 traduction parallèle
Ayudando con el caso, ofreciendo un meta análisis.
Davaya yardımcı oluyorum, veri analizi yapıyorum
Esas se conectan a señales de celulares.
Uzaktan kontrol edilen sistemler hücresel veri kullanır.
Si programamos el escáner, podría localizar la plataforma de disparo.
Bir hücresel veri tarayıcı ile bu ateş platformunun konumunu tam olarak saptayabilirim.
Vale, no tenemos nada en nuestra base de datos, pero Asha el-Faizy está en Google.
Tamam bizim veri bankasında hiçbir şey yok ama Asha El-Faizi google'da var.
Hey, sobre él, tenemos nada en nuestra base de datos pero sé un campus chico fuera que podría ser capaz de ayudar.
Ona gelince, veri tabanımızda onunla ilgili hiçbir şey yok ama kampüs dışında yardım edebilecek birini tanıyorum.
Después de mi reunión con Milloy... Maggie, no puedes dejar que te atrapen robando datos.
Milloy'la yaptığım toplantıdan sonra, veri çalarken yakalanamazsın, Maggie.
Tim Crosley, director de seguridad informática.
Tim Crosley, veri güvenliğinden sorumluyum.
A veces la... falla, como usted le dice, es sólo un error en la transferencia de datos.
Bazen şu bahsettiğiniz hata veri aktarımı sırasında gerçekleşebiliyor.
- Necesito algo que pueda manejar una mayor carga de datos.
- Daha büyük veri... yoğunluğunu halledebilecek bir şeye ihtiyacım var.
Se está organizando una base de datos en Connecticut, con la ayuda de los Federales.
Connecticut'ta Federallerin yardımıyla toplanan bir veri tabanı var.
Están llenos de hojas y hojas de datos.
Sayfalarca veri dolu.
No hay ninguna coincidencia del ADN en la base de datos.
- Veri tabanında eşleşen DNA çıkmadı.
Almacenamiento de datos Blackstern.
- Blackstern veri bankası.
Sylvester, llama al centro de datos ; diles que vamos en camino.
Sylvester, veri merkezini arayıp yolda olduğumuzu söyle.
Walter, nos aproximamos al centro de datos.
Walter, veri merkezine yaklaşıyoruz.
Tenemos que abandonar el centro de datos.
Terk edilmiş bir veri merkezimiz var.
Tenemos que apagar diez cuadras alrededor del centro de datos.
Veri merkezinin etrafındaki on sokağın elektriğini kesmeliyiz.
Esa es una matriz de magnitud de datos.
Bir matris veri kesiti.
Bueno, tienes que pensar en él como una nube de datos.
Veri bulutu olduğunu düşün.
Ya sabes, para guardar datos.
Veri depolamak amaçlı.
¿ Quieres algo de privacidad?
- Kişisel ve gizli veri. - Yalnız kalmak ister misin?
Hackearé sus archivos y me aseguraré de que el nombre de Hanna ya no está relacionado con esa basura.
Veri dosyalarını bozup Hanna'nın adının geçmemesini sağlayacağım.
Nueve-Detención-Perseguir-Análisis De-Datos
- Dokuz stop veri takibi inceleniyor.
Dice que tiene nueva información de sus drones de reconocimiento.
Keşif araçlarından yeni veri aldıklarını söyledi.
Debemos extraer todos los datos de nuestro trabajo con pruebas exhaustivas.
Son veri göstergesine kadar, adam akıllı rattle testi yapmamız gerekiyor.
Probablemente debería digitalizarlas, crear una mini base de datos y procesarlas...
Muhtemelen dijital ortama aktaracağım, Küçük bi veri tabanı yapacağım, ve hepsini
Puedo hacer pasaportes, tengo un programa que saquea bases de datos completamente...
Veri tabanını talan edecek bir programım var, o yüzden...
La venta del Actual se hace ahí abajo.
Veri satışı burada olacak.
Un montón de información redactada.
Çok fazla düzenlenmiş veri var.
El CDC tiene una base de datos de los agentes infectológicos más raros en el mundo.
HKM'nin dünyada nadir görülen bulaşıcı ajanlar hakkında veri tabanı var.
Y la publicidad dirigida de la minería de datos no es exactamente algo nuevo.
Veri toplayarak böyle bir tablo oluşturmak yeni bir şey değil.
Podría ser un drone de enlace de datos.
- İnsansız hava aracı veri hattı olabilir.
La radiodifusión de enlace de datos ha terminado, señor.
Veri hattı transmisyonu yok edildi efendim.
Control de Supervisión y Adquisición de Datos.
Uzun açıklaması, Denetleyici Kontrol ve Veri Toplama.
No hay información en el archivo, y no tiene referencia geográfica.
Videoda veri içeriği hakkında bilgi ya da konum işaretlemesi yok.
- En teoría, pero... comparar esto con un mapa 3D tomará mucho tiempo y un equipo mejor.
- Teorik olarak evet ama bu veri sistemiyle 3 boyutlu küresel haritalama çıkarmak ömür boyu sürer daha güçlü bir bilgisayar donanımına ihtiyacım var.
Tenemos a alguien que coincide en la base de datos.
Veri tabaninda eslesme var.
Mike está en la base de datos de Harvard.
Mike, Harvard'ın veri tabanında.
Ni siquiera puedo obtener el texto en el enlace por satélite.
Uydu bağlantısından veri alamıyorum bile.
Bueno, de acuerdo a la base de datos de la sociedad histórica, la casa estaba ocupada por los abuelos de Allison en ese entonces.
Tarih Kurumu veri tabanına göre o zamanlar evde Allison'ın büyükbabası ve büyükannesi oturuyormuş.
Como se fue a través de la atmósfera, Tomó una gran cantidad de datos
Atmosfer boyunca ilerledikçe büyük miktarda veri elde etti.
Si esta es si se trata de datos duros Para el agotamiento de hidrógeno, No me puedo imaginar ninguna otra manera además de la biología para explicar eso.
Eğer bu, bu zor veri hidrojenin tüketilmesi bunu açıklayabilmek için biyolojiden başka bir yol düşünemiyordum.
Tendríamos que adjuntar una memoria jump de frecuencia remota con un VPN a la computadora de Connelly y una a mi portátil, y así estarían comunicadas.
Uzaktan frekanslı VPN'li bir sürücüyü Connelly'nin bilgisayarına bağlarız. Diğerini de benim laptop'a böylece birbirleriyle irtibata geçip veri transferi yapabilirler.
Veré qué puedo encontrar en la base de datos de McQuaid.
McQuaid'in veri tabanında ne bulabilirim bakarım.
Necesito ayuda para acceder a la base de datos.
Veri tabanına girmem gerekiyor.
Pirateaste el hospital y nuestras bases de datos y cambiaste su historial.
Hastanenin ve bizim veri tabanlarımıza sızıp onun kayıtlarını değiştirdin.
Lo tengo. Yo lo estoy procesando a través de la base de datos ahora.
Hemen, veri tabanından kim olduğuna bakıyorum..
Sigo buscándolo en la base de datos criminal.
Suçlu veri tabanında aratıyoruz.
Solo tomaré mis paradigmas de datos no jerárquicos dejaré de molestarte... y te dejaré trabajar.
Hiyerarşik olmayan veri dizimlerimi alıp seni işinle baş başa bırakayım ben.
Pensemos que el sistema de grabación estaba apagado.
Bir düşünelim. ACARS veri kaydetme sistemi kapalıydı.
Vimos el registro del vuelo.
Uçuş veri kaydedicisini inceledik az önce.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]