Translate.vc / Espagnol → Turc / Villas
Villas traduction Turc
412 traduction parallèle
Y ha sido así desde que pusimos el pie en la villa de Alvo.
Ve bu da Alvo'nun villasına adım attığımızdan beri böyle.
En la villa del Barón Regnard en París, Paul Beaumont, un científico desconocido, trabaja duro para demostrar sus asombrosas teorías sobre el Origen de la Humanidad.
Baron Regnard'ın Paris'teki villasında, tanınmamış bir bilim adamı insanoğlunun kökenine dair ürkütücü teorilerini yoğun bir çabayla kanıtlama derdine düşmüştü.
Y villas de operarios
yeni işçi yerleşim bölgeleri kuruluyor
Pero al amanecer, allí estaba yo, frente a la villa de Arkadin... haciendo auto-stop hacia España.
Gün doğunca, Arkadin'in villasının ön tarafında... İspanya yolculuğu için bekliyordum.
Un agente inmobiliario me dio una lista de villas para alquilar.
Bir emlakçi bana villa listesi verdi.
¿ Qué hacías en la villa de los Sanford?
Sanford'ların villasında ne işin vardı?
"No te acerques a la villa de los Silva. Hoy me toca a mí, no a ti".
"Silvas villasından uzak dur, benim."
El comandante tiene su casa de campo cerca de allí, donde su mujer intenta mantener una respetable vida familiar, a veces mundana... lo mismo que en otras guarniciones.
Yakın civarda komutanın villası yer alıyordu. Karısı, tıpkı diğer garnizonlarda olduğu gibi, saygın bir aile hayatı idame ettimek için üzerine düşeni yapıyordu.
Estamos en Ciudad Libertad, amigo.
Burası özgürlük villası dostum.
Desde el 8 de septiembre mi marido no se movía de la villa de mi suegro
8 Eylül'den sonra babasının villasından hiç ayrılmadı.
Todo lo que tenía era el nombre de su casa, la Villa del Palazzo Reale.
Elimde olan tek şey, villasının adıydı. Villa del Palazzo Reale.
La villa del Palacio Real.
Kraliyet Sarayı Villası.
Villa del Palacio Real.
Kraliyet Sarayı Villası.
¿ Dónde tienen la villa los Gherardini?
Gherardini'nin villası nerede?
Dices que no me quieres, pasas dos noches con un hombre y, al volver, te arrestan.
Hödük! Önce beni sevmediğini söylüyorsun, sonra bir adamın villasında iki gece geçiriyorsun. - Döndüğünde de tutuklanıyorsun.
La villa Dolores tiene una nueva dueña.
Dolores villasının yeni hanımı.
¿ Es la Policía? Vengan a la villa Dolores.
Dolores villasına birilerini gönderin.
Tiene trabajo urgente en la villa del Comandante.
Karargâh komutanın villasında acil iş vardı.
¡ La villa de Médicis!
Medici Villası.
- Quizá lo guarde en su villa de Roma.
- Burada değilse, Roma'daki villasındadır.
Pero tiene una amante en su villa.
Ama villasında bir kadın barındırıyor.
Para la vecina del chalet de al lado.
Geçen yıl bunların villasında bir olay oldu.
Sus padres tienen una casa al otro lado de la bahía.
Ailesinin, koyun öbür yanında bir villası var.
¿ Esta es la casa de campo del compañero Saájov?
Yoldaş Saahofun villasımı?
Rodolphe me prestó su villa.
Rodolphe villasının anahtarını verdi.
Por cómo la había descrito Daniel, creía que era otra chica amiga de Rodolphe, pegajosa y horripilante.
Daniel'in anlattıkları üzerine Rodolphe'un villasında antipatik bir kızla karşılaşacağımı düşünüyordum.
Y cuando llegó la hora de ir a la villa de Sam, me sentía irritado y rabioso contra mí y el resto del mundo.
Sam'in villasına gitme vakti geldiğinde kendime ve hatta dünyadaki her şeye karşı çok kızgındım.
Ya que había venido buscando el placer, ¿ por qué, en los 8 días que me quedaban, no tenía una relación más agradable con Haydée?
Madem Rodolphe'un villasına zevk arayışı için gelmiştim niçin bir haftamı daha Haydee ile alabildiğine etkileşimle geçirmeyecektim?
No, a su villa de San felice.
- Hayır, San Felice'deki villasına.
Villa La Rebijoye.
La Rebijoye Villasına.
Es dueño de un hotel, pero vive en su villa.
Otelin sahibidir, Fakat kendi villasında yaşar.
Debía elegir entre dos villas.
İki ev arasında kaldım.
Pensarán que éramos muy felices, y tienen razón pero no nos dimos cuenta hasta que un día terminó y nuestra vida cambió radicalmente
Çok mutlu olmamız gerektiğini düşüneceksiniz. Mutluyduk. Ama ne kadar mutlu olduğumuzun Edgecombe Villası'ndaki tatlı hayatımız sone erene ve tamamen farklı bir hayata başlayana kadar farkında değildik.
Qué quieres?
Ne istiyorsunuz? - Bu Kurt Baumer'in villası mı?
Solo construiré villas exclusivas... modernas.
Ben yalnızca lüks, modern binalar inşa etmek istiyorum...
Mis padres tienen una villa en La Baule, iré tras la cura.
Ailemin La Baule'de bir villası var.
Un tiroteo en la finca del Americano.
Amerikalı'nın villasını kurşunlamışlar.
Las veladas maravillosas... en villas y palacios... Con todos esos cardenales de rojo, vagando por la casa...
Süper güçler... villalarda ve plazalarda yaşıyorlar... bütün kardinaller kırmızıları giyerek bu evleri terk ettiler.
He notado que ya no hay villas en los alrededores.
Dikkat ettim de bu civarda hiç köy yok.
Las fachadas de las villas de Palladio...
Palladio'nun villalarının ön cephelerinin görünümü...
Está hablando de cuando lo sacaron de esa villa, que no es suya, y lo pusieron en prisión.
Şimdi onu - sahibi olmadığı - villasından çıkarıp... hapse attıkları zamandan bahsediyor.
Tengo que estar en Villas en 20 minutos.
20 dakika içinde Villas'la buluşmam lazım.
Gracias, Sr. Villas.
Teşekkür ederim, Bay Villas.
No se preocupe, Sr. Villas.
Merak etmeyin, Bay Villas.
Se la han llevado. A la finca de Mutaguchi en Izu.
Mutaguchi'nin Izu'daki villasına götürdüler
Por lo que se sabe... sigue llevando una vida tranquila en su villa del sur de Francia.
Bilindiği kadarıyla, Fransa'nın güneyindeki villasında, sakin yaşantısını sürdürüyor hâlâ.
Es una Residencia de ensueño.
Büyükelçilik villası uzun bir zaman önce inşa edildi.
En casa de Frank están las cortinas abiertas.
Frank'in villasının perdeleri açılmış.
- No. Yo tampoco.
Şimdi Baumer'in villasına gideceğiz.
"Sentado en el soleado estudio de su villa de 60 mil liras en la isla mediterránea de Ibiza, a Elmyr Dory-Boutin, el más grande falsificador de arte del mundo le tomó sólo una hora dibujar un Modigliani original."
- "60,000 pound değerindeki villasındaki stüdyosunda... - Bu fevkalade. " bir akdeniz adası olan Ibiza'da... "
Más tarde, partimos y tenía la tarjeta de visita de la mujer en la mano, y una invitación para tomar algo al día siguiente.
Villasına yaklaştığımda içimde tarif edilemez duygular vardı.