Translate.vc / Espagnol → Turc / Vive
Vive traduction Turc
24,185 traduction parallèle
Supongo que vive en Oulu.
Sanırım Oulu'da yaşıyor.
¿ Sabes dónde vive?
- Nerede yaşadığını biliyor musunuz?
¿ Ilmari Hukkanen vive aquí?
Ilmarı Hukkaken burada mı yaşıyor?
El nombre de mi papá es Ilmari Hukkanen, y vive en Oulu.
Babamın adı Ilmarı Hukkaken ve Oulu'da yaşıyor.
La chica que tiene pesadillas sobre Freddy vive allí.
Freddy hakkında kabuslar gören kız orada yaşadı.
Aquí vive Natalie.
Burası Natalie'nin evi.
¡ Julien vive allí!
Julien orada yaşıyor.
Cuando ves cómo vive, lo que hace y lo que hace en su tiempo libre, definitivamente es la nueva generación de jamaiquinos, que aún pueden ser ellos mismo y lograr lo que tengan que lograr sin perderte a ti mismo, sin perder tu identidad.
Onun yaşadığını, bir şeyler yaptığını, boş zamanında ne yaptığını gördüğünüzde kesinlikle yeni nesil Jamaika'yı görüyorsunuz. Yine de olduğunuz gibi, benliğinizi kaybetmeden kendiniz olabiliyor ve ihtiyacınız olan şeye ulaşabiliyorsunuz.
Vamos Kiki, vive un poco.
Hadi ama Kiki, birazcık yaşa.
Este dónde la caoba negra vive.
Siyah maun doğuda bulunuyor.
Para entender el circulo, debes hacer el circulo... Vive el circulo, ahora, el circulo es tuyo.. Y tú eres el circulo.
Daireyi anlaman için daire çizmen gerekli daireyi hissetmen, şimdi daire sensin ve sen de dairesin.
Solo vive el momento.
Sadece anı yaşa.
Hank vive en el agua en Sausalito, en una linda...
Hank, Sausalito'da su üstünde yaşıyor. Şirin bir...
Mi mamá vive en Georgia.
- Annem Georgia'da oturuyor.
En verdad, vive en Savannah y es ama de casa.
Aslında Savannah'da oturuyor ve kendisi ev hanımıdır.
¿ Quién es esa chica que vive en la casa principal?
Şu ana binada oturan piliç kim?
Hay un hombre que vive ahí y cumple deseos.
Orada bir adam yaşıyor ve dilekleri yerine getiriyor.
¿ Es verdad que tu madre vive en Nagano?
Ve annen Nagano'da mı yaşıyor?
Pero el nuevo dueño vive en el extranjero, así que casi siempre está vacío.
Ama yeni sahipleri yurtdışında yaşıyor, O yüzden neredeyse hep boş
La chica que vive con ella.
Onunla yaşıyorum
Y ahora Mashiro vive aquí.
Ve şimdi Mashiro burada yaşıyor
¿ Entonces Mashiro vive aquí?
Yani Mashiro burada mı yaşıyor?
Así que el Alma Eterna de Abbie vive en... alguien más.
Yani Abbie'nin sonsuz ruhu... Başkasında yaşıyor.
Mira, la mujer que vive aquí, una estudiante de post grado llamada Krupa Naik, no ha sido vista desde hace días.
Burada yaşayan kadın, Krupa Naik isimli doktora öğrencisi günlerdir kimse onu görmemiş.
38 años, vive con su mujer Carla.
38 yaşında, eşi Carla'yla birlikte yaşıyor.
Eres una adulta que vive con sus padres e intentó suicidarse.
Hala ailenle yaşıyorsun ve intihara kalkışmışsın.
¿ Tu mamá vive aquí?
Annen burada mı?
"El conocimiento es un rumor hasta que vive en el cuerpo".
"Bilgi bedende yaşayana kadar rivayettir" dediğini söylemişti.
Una prima vive en el norte de California.
Kuzey Kaliforniya'da yaşayan bir kuzenim var.
Mi primo vive allí.
Terlingua'nın aşağısından.
Nadie vive para engañarme.
Beni kandıran kimse sağ kalamaz.
Si vive... será mía.
Sağ kalırsa benim olacak.
Abajo vive gente.
Orada yaşayan ormancılar var.
¿ Habéis oído hablar de una leyenda local? ¿ Un tipo que vive solo en el bosque?
Buranın yerlisi bir efsaneyi, tek başına ormanda yaşayan bir adamı duymuş muydunuz?
Soy yo el que vive con una discapacitada.
Özürlü biriyle yaşayan benim.
Dentro de todo hombre, vive otra versión de sí mismo.
Herkesin içinde bir başka kişiliği daha vardır.
¿ La novia vive aquí?
- Sevgilisi burada mı yaşıyor?
¿ Cómo vive con este trabajo?
Bu işle nasıl yaşayabiliyorsun?
La mujer de Tom fue asesinada durante la Llegada, y ahora vive con su hija de 12 años, Fiona, en una casa compartida con otras cuatro familias.
Tom'un karısı işgalin ilk günü öldürüldü. Şu an 12 yaşındaki kızı Fiona ile birlikte 4 ailenin kaldığı bir evde yaşıyorlar.
Mi hijo... Él vive aquí...
Oğlum burada yaşıyor.
Luego de sobrevivir ese fatídico día vive solitario, esperando a la sirena.
O vahim günden sonra tek başınıza kaldınız. - O denizkızının geri gelmesini beklediniz.
Se trataba sobre atacar a nuestro enemigo común, para herirlo donde vive.
Tüm mesele ortak düşmanımıza en çok acıtan yerden vurmaktı. Anlıyorum.
A toda la gente que vive en esta área.
Bu bölgede yaşayan tüm insanlara.
Penelope vive aquí, ¿ no?
Penelope burada oturuyor, değil mi?
Shean vive y tú tomas el dinero
Shean yaşıyor ve parayı al
- Vive en los E-2200 conmigo. - Hola.
- Beraber E-2200'lerde kalıyoruz.
Vive con mi ex ahora.
Eski karımın yanında şimdi.
Vive en un sueño.
Bir rüyanın içinde yaşıyor.
En cualquier otra parte del planeta, esta especie vive 12 años, cuando mucho.
Dünyanın diğer bölgelerinde en fazla on iki yıl yaşayabiliyorlar.
¿ Qué pasa con la gente que vive allí?
Orada yaşayanlara ne olacak? 4. Bölge.
- Vive.
- Hayatta.