English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Voy

Voy traduction Turc

341,164 traduction parallèle
Yo no voy a ir con él.
Onunla gitmem.
Si me voy al infierno, por lo menos disfrutaré de la compañía de mi degenerado monarca.
Cehenneme gidecek olsam bile, en azından yozlaşmış hükümdarımın yanında olacağım.
Me voy a registrar a algo llamado "Tweeter".
Şu Twitter denen şeye üye oldum.
Voy a salir.
Çıkıyorum.
Esto apesta. Me voy.
Ben çıkıyorum.
¡ Voy a matarte!
Seni öldüreceğim.
Voy a darle un empujoncito.
Üzerine zıplayacağım.
Ahora, mientras nos reprendes, voy a buscar un tenedor y cuchillo.
Şimdi sen bizi azarlarken ben çatalla bıçak alacağım.
Voy en camino.
Geliyorum.
No puedo creer que voy a enfrentar a Jafar a propósito, pero este es mi deber.
Jafar ile bilerek yüzleşeceğime inanamıyorum... ama bu benim vazifem.
Ahora, voy a tomar ese anillo, si no te importa. ¿ Estás bien?
Şimdi, sakıncası yoksa... o yüzüğü alacağım.
- Voy a pedir una orden.
- Arama izni isteyeceğim.
Voy a encerrarte, Boyd.
Seni devre dışı bırakıyorum Boyd.
¿ Cómo se supone que voy a ayudar si no comparten todo conmigo?
Benimle her şeyi paylaşmazlarsa nasıl yardım edeceğim?
¿ Voy a prepararme una copa.
Ben içeceğim.
Voy a llamarle.
Onu arayacağım.
Voy a romper con Adam.
Adam'dan ayrılacağım.
Eres amigo de Adam y estás realmente borracho ahora mismo, así que voy a portarme bien y voy a pasar por alto tus dos manitas.
Sen Adam'ın arkadaşısın, ve şu anda çok sarhoşsun, bu yüzden destekleyici olacağım ve ellerini sana veriyorum.
Bueno, me voy a San Francisco con los chicos.
Arkadaşlarla San Francisco'ya gidiyorum.
Ok, me voy a Hilton Head con las chicas.
Tamam ben de kızlarla Hilton Head Adası'na gidiyorum.
Me voy con Bonnie y Donna al tiempo compartido de la hermana de Donna.
Bonnie ve Donna ile birlikte Donna'nın kardeşinin devremülküne gidiyoruz.
Voy a tener que ir con el sistema de comunicación de reserva.
Yedek iletişim sistemini çalıştırmam gerekecek.
Voy adentro.
İçeri giriyorum.
Voy a poner estos planos del trabajo en el suelo y espero que no camines encima con las patas embarradas.
Elimdeki iş planlarını yerin üstüne sereceğim ve umarım kirli ayaklarınla üstünden geçmezsin.
¿ Que... que voy...
Ne... Ben ne yapı...
Voy a acuclillarme aquí y agarrarme a este banco.
Burada çömelmiş bir şekilde banka tutunarak duracağım.
¿ Piensas que porque ahora soy un zombi, voy a comer cerebros?
Artık zombi olduğum için beyin yiyeceğimi mi sanıyorsunuz?
Bien, Ravi, voy a necesitar que vengas a los interrogatorios.
Pekala Ravi, görüşmeler sırasında yanımda olman gerekecek.
Me voy a una fiesta con mi novio, y no me la puedo perder por nada.
Erkek arkadaşımla partiye gideceğim, kesinlikle kaçıramam.
¿ Cómo se supone que voy a seguir con el juego?
Şimdi bunu nasıl yapmam gerekiyor?
Los voy a echar de menos, chicos.
Sizi özleyeceğim.
No voy a decepcionarla.
Onu yüzüstü bırakmayacağım.
Voy a aprender cómo patearte el... Sabine.
- Kıçına nasıl tekme atılır...
Voy a matarlos a todos.
Hepsini öldüreceğim.
No voy a huir.
Beni dinliyor musun? Ben kaçmayacağım.
Pero no voy a ninguna parte hasta que no demos con Lucy.
Ama Lucy'i bulmadan hiçbir yere gitmeyeceğim.
No me voy a marchar hasta que lo sepamos con seguridad.
Bundan emin olana kadar buradan çıkmayacağım.
Por supuesto, voy.
Tabi, ben alayım.
Pero no voy a dejar que eso pase.
Ama bunun olmasına izin vermeyeceğim.
¿ Qué voy a hacer?
Ne yapacağım şimdi?
Si voy a arder en el infierno, tú arderás conmigo.
Eğer cehennemde yanacaksam, sen de benimle birlikte yanacaksın.
Voy a pedir una tomografía, pero no se alarmen.
Bir tomografi çekilmesini isteyeceğim ama panik yapmayın.
No voy a golpearte, Ferdinand.
Sana vurmayacağım, Ferdinand.
¿ Sucede algo? Voy a buscarte.
Seni almaya geliyorum.
- ¡ Me voy con Rachel!
- Rachel'ın yanına gideceğim!
Voy a estos eventos amateur masivos que no son profesionales, pero donde hay tipos muy buenos.
Profesyonel olmayan büyük amatör müsabakalara katılıyorum ama orada da çok ciddi insanlar var.
Me voy a dar una inyección.
Şimdi iğne yapacağım.
- Voy a verte...
- O zaman görüşürüz.
Así que voy a orinar en esta bolsita.
Bu küçük poşete işeyeceğim.
- Ya está, ¡ me voy!
Gidiyorum ben!
No voy a ayudarte.
Sana yardım etmeyeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]