Translate.vc / Espagnol → Turc / Váis
Váis traduction Turc
6,452 traduction parallèle
¿ Todos queréis que esté callado? Váis a tener que hacer algo por mi.
Sessiz olmamı istiyorsanız benim için bir şey yapmanız gerekecek.
Os vais a volver locos.
Deli gibi hareket ediyorsunuz.
Vais a estropear lo de las galletitas de menta. ¿ Podríais confiar en mi?
Naneli kurabiye planımı berbat edeceksiniz. Siz bana güvenin.
- ¿ Me vais a estropear esto?
- Tamam. - Bunu berbat edecek misiniz?
¿ Vais a estropear lo de las galletitas de menta? No.
- Naneli kurabiye planımı berbat edecek misiniz?
No, ¿ Cuanto tiempo vais a estar?
- Burada daha ne kadar duracaksınız?
Él es el que está arriba del todo, y me ha dejado muy, muy claro que todos vosotros vais a tener que...
Kendisi yüce adam. Kendisi en kadir olan. Ve bana şunu çok açık bir şekilde anlattı.
Ahora, ¿ qué tal si os vais cubriendo de líquido de encendedor y os vais preparando para prenderos fuego?
- Tabii.
¿ Vais a despedirme?
Beni kovacak mısınız?
No os vais a creer lo que nos ha dicho Stephen Hawking.
Stephen Hawking'in az önce ne dediğine inanmayacaksınız.
Vais a ir a la cárcel.
- Hadi. - Hapsi boylarsın.
Los dos os vais a callar.
İkiniz de sesinizi keseceksiniz.
Entonces, ¿ alguna idea de cuándo vais a decidir si puedo ir de gira este verano?
Turne iznime ne zaman karar vereceğiniz belli mi acaba?
- ¿ Qué vais a hacer en realidad?
- Gerçekte ne yapıyormuşuz?
Pero, ya sabes, si no puedo ir, ¿ qué, vais a tocar mis canciones?
Ama gidemezsem benim şarkılarımı mı çalacaksınız?
Vais a tener que ser "el tipo" porque no voy a ser "el tipo" nunca más. Vete. Enfádate.
Öfkelenin.
¿ Vais a pedir?
- Sipariş vermeye hazır mısınız?
Si decidís hacer poesía def, vais a fallar y fracasar y os atragantareis y fallareis y fracasareis.
Balon gibi patlayıp madara olacaksınız ya da başarısız olunca balonunuz patlayacak. Sonu belli işte!
- Sí. ¿ Vais a tener un niño y va ser su bebé?
Çocuğu sen doğuracaksın ama çocuk onların olacak?
Todos vais a trabajar en el caso por igual.
Bu davada hepiniz eşit bir şekilde çalışacaksınız.
Vais a ser los padres más increíbles.
Çok iyi iki baba olacaksınız.
Vais a abatir un convoy policial con un par de pistolas de agua.
Elinizdeki su tabancalarıyla polis konvoyunu parçalara ayıracaksınız.
- Vais a necesitar más hombres.
- Daha fazla adama ihtiyacınız olacak.
¿ Vais a matarme?
Beni mi öldüreceksin?
Vais a conseguirla.
Alacaksınız.
Vais a necesitar esmóquines.
Smokine ihtiyacınız olacak.
Vale, chicas, chicas, vais a esperar en el coche.
Kızlar siz arabada bekleyeceksiniz.
- Claro. Mami, ¿ vais a divorciaros papi y tú?
Anne, babamla boşanıyor musunuz?
Vosotros vais a la escuela.
Siz okula gidin.
¿ Cómo vais a cogerla en medio de un atasco?
Trafiğin göbeğinde ona nasıl ulaşacaksın?
Bueno, no vais a poder sacar ninguna muestra de ADN de eso.
- Bunlardan DNA çıkartmanızın imkanı yok.
¿ Qué otra cosas vais a hacer?
Yapacak başka neyiniz var ki? Çocuksunuz zaten.
Dios mío, no os vais a creer el día que he tenido.
Aman Tanrım, nasıl bir gün geçirdiğime inanamazsınız.
¿ Vais a pegarme?
Beni dövecek misiniz?
¿ Tú y el ordenador vais a compartir oficina por aquí?
- Orada bu bilgisayarla aynı ofisi mi paylaşacaksınız?
¿ Cuándo vais a darme el alta?
Ne zaman beni buradan çıkaracaklar?
¿ El culo de quién vais a usar en el poster falso?
Sahte poster için kimin poposunu kullanacaksın?
¿ Vais detrás de Tully?
- Tully'nin peşine mi düşeceksin?
¿ A dónde vais?
Nereye böyle?
¿ Vais a desobedecer una orden directa de vuestro rey?
Kral'ın doğrudan emrine karşı mı geleceksiniz?
¿ Cómo lo vais a hacer?
Bunu nasıl yapmayı planlıyorsunuz?
Pero, ¿ no vais a indicarnos la naturaleza exacta de la amenaza?
Bu tehdidin tam olarak ne olduğunu söylemeyeceksiniz ama?
Vais a volver a Madrid.
Madrid'e geri dönüyorsunuz.
¿ Cómo lo vais a llevar?
- Nasıl başaracaksınız?
¿ Os vais a casar o qué?
- Artık evlenirsiniz herhalde.
¿ Dónde vais a vivir?
- Nerede yaşayacaksınız?
Y Wade y tu os vais
Bir de Wade'le buradan ayrılıyorsunuz.
¿ Vais a coger el coche?
Arabayı mı alıyorsunuz?
Decid correctamente y os vais.
Doğru tahmin edersen gidebilirsin.
¿ Qué vais a hacer con ellos?
- Onlarla ne yapacaksın?
¡ Al infierno es a donde vais a ir por esto!
Bunun için cehenneme gideceksiniz zaten!