English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Wisteria

Wisteria traduction Turc

187 traduction parallèle
Charlan igual que los pájaros aquí en Wisteria Hill.
Burada, Wisteria Hill'de kuşlar gibi şakırlar.
He llamado a los agentes inmobiliarios, sí sí, y dicen... dicen que el alquiler del señor García está pagado y que todo estaba en orden en el pabellón Wisteria.
Emlakçıları aradım, evet evet. Ve onlar, onlar dediler ki Bay Garcia'nın kirası ödenmiş ve Morsalkımlı Pansiyon'da her şey usulüne uygunmuş.
Esta casa el pabellón Wisteria me pregunto si aún estará como la dejó.
Şimdi bu ev Morsalkımlı Pansiyon hâlâ bıraktığınız gibi mi merak ediyorum.
Bienvenido al Pabellón Wisteria, señor Holmes.
Morsalkımlı Pansiyon'a hoş geldiniz Bay Holmes.
Deseamos una declaración, señor Scott Eccles sobre los sucesos que condujeron a la muerte del señor Aloysius García del pabellón Wisteria cerca de Esher.
Morsalkımlı Pansiyon'dan Bay Aloysius Garcia'yı Esher yakınlarında ölüme iten olaylar hakkında ifadenizi almak istiyoruz Bay Scott Eccles.
Está dirigida al señor García, Pabellón Wisteria y dice " Nuestros propios colores, verde y blanco.
Morsalkımlı Pansiyon'dan Bay Garcia'ya gönderilmiş ve şöyle yazıyor. Kendi renklerimiz, yeşil ve beyaz.
En el Pabellón Wisteria está esperando para mandarle al infierno.
Morsalkımlı Pansiyon'da seni cehennemin dibine göndermek için bekliyor.
[Dulces Wisteria]
Salkım Tatlıları
alias "El Hombre Lobo de Wisteria."
"Wisteria" nın kutadamı olarakda bilnir.
La aparente tranquilidad de Wisteria Lane recientemente había saltado en pedazos.
Wisteria Lane'in huzurlu yüzü bir süre önce paramparça olmuştu.
En Wisteria Lane, eso significa estar a la altura de Bree Van De Kamp.
Wisteria Lane de ise, Bree Van De Kamp'e yetişebilmektir.
Cuando yo estaba viva, mis amigas y yo nos juntábamos un vez al mes para la reunión del club de lectura de Wisteria Lane.
Ben hayattayken, arkadaşlarım ve ben, ayda bir Wisteria Lane kitap klübü toplanılarına katılırdık.
Mira, Mike es un tipo maravilloso, en serio. Pero deberías preguntarle por qué se mudó a Wisteria Lane.
Bak, Mike mükemmel bir erkek, gerçekten, ama ona niye Wisteria Lane'e taşındığını sormalısın.
A la Señora Frome le gusta Susan. Pero era de dominio público en Wisteria Lane que allá donde fuese Susan Mayer, la mala suerte siempre la perseguía.
Bayan Frome Susan'dan hoşlanıyordu, ama şanssızlığın gittiği her yerde Susan Mayer'i takip ettiği
La noticia de que un intruso había comprometido la seguridad de Wisteria Lane, se propagó como la pólvora.
Davetsiz bir misafirin Wisteria Lane'in güvenliğini kırdığı haberi hızla yayıldı.
Al día siguiente, mientras los vecinos empezaban a patrullar Wisteria Lane con la esperanza de ahuyentar a potenciales intrusos Gabrielle estaba a punto de experimentar su propia intrusión doméstica.
Ertesi gün, mahalle sakinleri, olası soygunları engellemek için... Visteria Lane'de devriye gezerken... Gabrielle bir saldırıya uğramak üzereydi.
Mientras los residentes de Wisteria Lane continuaban con sus patrullas en un esfuerzo por evitar futuros allanamientos Lynette tenía un plan para que sus hijos fueran aceptados en la Academia Barcliff.
Visteria Lane sakinleri hırsızların gelecekte evlerine girmelerini önlemek amacıyla devriye gezmeye devam ederken Lynette çocuklarının Barcliff Academy'ye girmesi için bir plan hazırladı.
Desde de mi propio suicidio, la violencia nunca había interrumpido en la serenidad de la vida en Wisteria Lane de forma tan evidente.
Benim intiharım, Wisteria Lane'deki huzuru vahşice bozmasından beri, insanlar göze çarpan bir şekilde tedbirliydiler.
Después del funeral, todos los residentes de Wisteria Lane vinieron a dar su pésame.
Cenazeden sonra, Wisteria Lane sakinlerinin hepsi taziyelerini sunmaya geldiler.
Sí, los numerosos talentos de Bree eran conocidos en todo el vecindario y todo el mundo en Wisteria Lane veía a Bree como la perfecta esposa y madre.
Bree'nin pek çok yeteneği olduğu komşular tarafından biliniyordu. Ve Wisteria Lane'deki herkes Bree'yi mükemmel bir eş ve anne olarak tanıyordu.
Un soltero elegible se había mudado a Wisteria Lane y ella era la primera en darse cuenta.
Wisteria Lane'e seçkin bir bekar taşınmıştı ve bunu ilk keşfeden o olmuştu.
Bienvenido a Wisteria Lane.
Wisteria Lane'e hoş geldin.
Siete días después de mi funeral la vida en Wisteria Lane finalmente volvió a la normalidad lo cual para alguna de mis amigas era desafortunado.
Cenazemden yedi gün sonra, Wisteria Lane'de hayat nihayet normale döndü. Bu, arkadaşlarımdan bazıları için...
El día en Wisteria Lane empezaba como cualquier otro con una taza de café y el diario de la mañana.
Wisteria Lane'de tüm diğer günler gibi bir gün başlamıştı. Sabah kahvesi ve sabah gazetesiyle.
Wisteria Lane. Una Susan histérica se rompía la cabeza para hallar un modo de entrar a su propia casa.
Güneş ağır ağır Wisteria Lane üstüne yerleşirken, huzursuz Susan, evine girmenin bir yolunu bulmak için kafa patlatıyordu.
Esa noche, mientras Wisteria Lane dormía Lynette se encontraba en medio de su propia pesadilla personal decidida a que sus niños no se perdieran su debut de cuento de hadas.
O gece, Wisteria Lane'in çoğu geceyi rüyalarında geçirirken, Lynette kendi şahsi kâbusunun ortasındaydı.
La noticia del desfile de moda se propagó rápidamente por Wisteria Lane.
Moda showunun haberi Wisteria Lane'de çok çabuk yayıldı.
Parecía que iba a ser una tarde interesante en Wisteria Lane.
Görünüşe göre Visteria Lane için ilginç bir ikindi olacaktı.
Los sábados en Wisteria Lane pertenecen a los niños.
Wisteria Lane'de Cumartesileri çocuklara aittir.
La muerte había aparecido una vez más por Wisteria Lane.
Ölüm bir kere daha Wisteria Lane'e gelmişti.
A la mañana siguiente, todos en Wisteria Lane estaba al tanto de la defunción de Martha Huber.
Ertesi gün, Wisteria Lane'deki herkes Martha Huber'ın vefatından haberdardı.
La primavera llega cada año a Wisteria Lane es el momento en el que las flores comienzan a florecer las mariposas emergen de sus capullos cuando las abejas comienzan a buscar néctar.
Her yıl Wisteria Lane'e bahar gelir. Çiçekler açmaya başlar, Kelebekler kozalarından çıkar,
La primavera viene cada año a Wisteria Lane pero no todos se acuerdan de pararse a oler las flores.
Bahar her yıl Wisteria Lane'e gelir. Ama herkes durup çiçekleri koklamayı hatırlamaz.
El Sr. y la Sra. Edwin Mullins finalmente dejaban Wisteria Lane.
Bay ve Bayan Edwin Mullins sonunda Wisteria Lane'den ayrılıyorlardı.
Ése es el gran anuncio personal que tienes. Susan, llegué a Wisteria Lane- -
Bunlar o kadar kişiseldi ki, bana anlatmadın.
Era la víspera de San Valentín y cada hombre en Wisteria Lane se prepara para la fiesta más peligrosa.
Sevgililer Günü'nden bir önceki gündü, ve Wisteria Lane'deki her erkek, tatillerin en tehlikelisine hazırlık yapıyordu.
Este remolino de actividad pasó desapercibido para las mujeres de Wisteria Lane.
Yine. Ama bu aktiviteler, Wisteria Lane'deki kadınlarda yoktu.
Sí, la guerra en Wisteria Lane probó ser dura con todo aquel que se vea involucrado.
Evet, Wisteria Lane'deki savaş, dahil olan herkes için gerçekten de kirliydi.
Incluso después de mudarse a Wisteria Lane...
Wisteria Lane'e taşındıktan sonra bile,
La noticia reverberó por toda Wisteria Lane hasta que todos los residentes supieron de su desaparición.
Wisteria Lane'de yaşayan son kişi onun yokluğunu farkedene kadar, kelimeler yankılandı.
Sólo quiero que sepa que todos en Wisteria Lane rezamos para que su hermana regrese sana y salva.
Bilmenizi isterim ki, Wisteria Lane'deki herkes, kız kardeşinizin sağsalim dönmesi için dua ediyor.
A pesar de la desaparición de la Señora Huber, la vida en Wisteria Lane comenzaba a recobrar la normalidad. Hasta que un intrigante hallazgo fue hecho en una carretera polvorienta, cerca de la autopista.
Bayan Huber'ın kayboluşunun yanı sıra, Wisteria Lane'deki hayat normale dönmüştü, ta ki, merak uyandırıcı bir keşif, şehrin dışındaki yolda bulunana kadar.
Mientras la policía interrogaba a los vecinos de Wisteria Lane acerca de la misteriosa desaparición de Martha Huber... mi marido, Paul, se daba cuenta de que era sólo cuestión de tiempo que sus pesquisas desenterraran respuestas.
Polis, Martha Huber'ın gizemli kayboluşu ile ilgili Wisteria Lane sakinlerini sorgulamaya devam ederken, kocam Paul, biliyordu ki, onların makul cevaplar bulması sadece an meselesiydi.
Había una cosa que todos los padres de Wisteria Lane tenían en común.
Wisteria Lane'deki tüm babaların bir ortak yönü vardı.
¿ No te pareció extraño que tu césped fuera el único de Wisteria Lane que necesitaba ser cortado tres veces a la semana?
Wisteria Lane'de bir tek sizin bahçenizdeki çimlerin haftada üç kez biçilmesi sence de garip değil mi?
Era aceptado entre los residentes de Wisteria Lane que a Ida Greenberg le gustaba el licor.
Wisteria Lane sakinleri arasında bilinen bir gerçek vardı. Ida Greenberg içkiyi seviyordu.
Ha pasado un año desde mi muerte y mucho ha cambiado en Wisteria Lane.
Ölümümün üzerinden bir yıl geçmiş ve Wisteria Lane'de pek çok şey değişmişti.
Deirdre los localizó aquí en Wisteria Lane y reclamó a su bebé.
Deirdre, onları Wisteria Lane'e kadar takip edip, bebeğini geri istemiş.
... y mucho ha cambiado en Wisteria Lane.
Ve Wisteria Lane'de pek çok şey değişmişti.
Eran las 5am. en Wisteria Lane cuando el teléfono empezó a sonar.
Wistiria Lane'de telefonlar çalmaya başladığında, saat sabahın 5'ydi.
¡ Detente!
Susan, Wisteria Lane'e gelme sebebim - -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]