English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Woodie

Woodie traduction Turc

42 traduction parallèle
No pense que terminaria en el hospital.
Sonum Woodie Guthrie gibi olsun istemem.
Hubo una vez un hombre, estacionado en el frente de la casa en un Woodie marrón.
O zamanlar bir adam vardı. Kahverengi Woodie'sini evin önüne park ederdi.
Recibimos otra de esas horrendas fotos, Woodie.
O kötü resimlerden bir tane daha geldi Woodie.
- Woodie, abre lo que quieras.
- Woodie her şeyi açabilirsin.
La oportunidad de hacer lo correcto. ¿ No es fantástico?
- Yanlışı düzeltme fırsatı var Woodie. Harika olmaz mı?
Woodie, si vas a ayudarme... - una mente abierta es pre-requisito.
Woodie bana yardımcı olacaksan o zaman açık fikirli olmak ön koşul.
- Un alias, Woodie.
Rumuz Woodie, rumuz.
Woodie dijo que me ve animado.
Woodie yeniden hayat bulduğumu gözlemlemiş.
Woodie no es ningún tonto.
Woodie iş sana gelince aptal değil.
Woodie, me encontraste.
Woodie beni buldun.
- Hola, Woodie.
- Evet, öyle oldu.
- Srta. Leckie.
- Merhaba Woodie. - Bayan Leckie.
Sí, señor. Woodie, será nuestra primer incursión a Great Wyrley... visitaremos un vestuarista de teatro y me equiparé... - con una barba falsa.
Woodie bu Great Wyrley'e ilk baskınımız olduğu için tiyatro kostümcüsünü ziyaret edip sahte bir sakal edinmek istiyorum.
Vaya si sabes quitarle la alegría a las cosas.
Dürüst olmak gerekirse Woodie olayın eğlencesini kaçırmayı biliyorsun.
Pruébame, Woodie.
Hadi sına beni Woodie.
Woodie.
Woodie.
Somos dos, Woodie.
İki kişiyiz Woodie.
- ¡ Woodie!
- Woodie!
Sólo déme la llave, por Dios.
Tanrı aşkına anahtarı ver Woodie.
No es momento de perder la cabeza, Woodie.
Cesaretimizi kaybedecek zaman değil Woodie.
Dios mío, Woodie.
Aman Tanrım Woodie.
Woodie, ¿ qué número de calzado uso?
- Woodie ben kaç numara ayakkabı giyiyorum?
En otra palabras, Woodie... en otras palabras, señores del jurado... a pesar de la particularidad del taco derecho... esas huellas no son de George Edalji... sino de alguien que intenta hacernos pensar que son de él.
Başka bir ifadeyle Woodie, başka bir ifadeyle jüride yer alan beyefendi sağ topuğa verilen ağırlığın benzemesine rağmen o izleri bırakan kişi George Edalji değil fakat birileri böyle düşünmemizi sağlamak için oldukça uğraş veriyor.
- ¿ Solo? - ¿ Para qué, Woodie?
- Neyin var Woodie?
Woodie...
Woodie.
Tenía un cómplice, Woodie.
- Suç ortağı varmış Woodie.
Dijo que mi declaración era una historia, Woodie.
Raporuma hikaye dedi Woodie.
Y luego, Woodie, encontramos al cómplice.
Daha sonraysa Woodie, suç ortağını bulacağız.
Woodie. George, vayan por allí.
Woodie sen buraya, George sen de buraya git.
- Gracias, Woodie.
- Teşekkürler Woodie.
¡ Resiste!
Orada dur Woodie.
Agárralo, Woodie.
Onu içeri alalım Woodie.
Creo que necesito aire, Woodie. Caminaré.
- Sanırım biraz hava almaya ihtiyacım var Woodie.
Gracias, Woodie.
- Teşekkürler Woodie.
Woodie. Debiste entrar a saludar.
- Woodie gelip merhaba demelisin.
No. Pero tiene un Woodie.
- Hayır, ama Woodie'si var.
Tan solo podríamos haber acercado el Woodie.
Woodie'yi yaklaştırsaydık da olurdu.
Empezó Woodie.
Kavgayı Woody başlattı.
Una cosa.
Bir şey daha Woodie.
¡ Woodie!
Woodie!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]