English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Yemén

Yemén traduction Turc

1,170 traduction parallèle
EMBAJADA EN SANA'A, YEMEN CÁMARA 3 - TEJADO NORTE
GUVENLİK KAYITLARI
Sra. Mourain, creo que su marido no cuenta la verdad sobre Io que Childers hizo en Yemen
Kocanızın Albay Childers'in Yemen'de yaşadıkları hakkında doğruları söylediğine inanmıyorum bayan.
Capitán Lee, ¿ estaba al mando de la unidad y era el segundo oficial a las órdenes del Coronel Childers?
Yüzbaşı Lee, Yemen'de Albay Childers'in komutasında görevliydiniz.
No, no había armas. En su opinión, ¿ en Yemen se entrena a los terroristas?
Hayır, silah yoktu.
En absoluto.
Size göre, Yemen bir terörist eğitim alanı mı? Sayılmaz.
Nos vimos en Yemen Usted me enseñó su clínica para ser testigo del sufrimiento causado por el Coronel.
Yemen'de karşılaşmıştık, siz Albayın yol açtığı acılara tanıklık etmem için beni kliniğinize çağırmıştınız.
Estas cintas se usan con fines propagandísticos de índole política y religiosa debido al nivel de analfabetismo - en Yemen, ¿ no?
Bu kasetler Yemen'deki yüksek cehalet oranından dolayı dini ve siyasi propaganda için kullanılıyor, bu doğru mu?
Tengo aquí un informe del Departamento de Estado sobre Yemen.
Burada Yemenle ilgili bir durum departmanı raporum var.
Un oficial militar herido grave por el primer burro bomba de Yemen. " " 13 de marzo. "La carga explosiva estaba oculta bajo la silla de montar."
13 Mart, bir askeri subay Yemen'in ilk eşek bombasıyla ağır yaralandı, patlayıcılar eyerin altına konulmuş.
"Querido Bill. Debemos revisar nuestra conversación sobre medidas de seguridad. Son inadecuadas para la protección de la misión en Yemen"
Sevgili Bill, Yemen'deki görevimizin korunması için aldığımız güvenlik tedbirlerinin hala yetersiz olduğu yolundaki konuşmamızı gözden geçirmeliyiz.
El Coronel Hodges se ha extendido haciéndole leer informes de seguridad sobre la violencia en Yemen. Sí, así es
Albay Hodges size Yemen'de şiddet olduğuna dair güvenlik raporlarını okuttu değil mi?
- Tienes que comer.
Yemen gerek.
¿ A Yemen?
Yemen'e mi?
- Está bien comer tanto?
- Bu kadar çok yemen normal mi?
Bueno, más allá de la esclavitud, las duras palizas y todo eso.
Yani, köle olman ve şiddetli dayak yemen dışındaki şeyleri kastettim.
Cuando termines de leer las hojas, tendrás que comértelas.
Bunları okuduktan sonra yemen gerekiyor.
Ray, ¿ estás seguro de que debes comer pizza ahora?
Ray, şu an yemen gereken pizza mı?
¿ Suponías que nos llevaríamos a Chiana de aquí más rápido, John si comías un hongo?
Bunun Chiana'yı daha çabuk kurtarması mı gerekiyordu John? Mantar yemen?
Es bueno que comas.
Böyle yemen güzel.
Realmente debería.
Gerçekten yemen gerekiyor.
Deberías comer algo, cielo.
Bir şeyler yemen gerek tatlım.
Yo entro con 5.
Kusmuğunu yemen için beş kağıt veririm.
Necesitas comer algo.
Yemen gerek.
Quiero un moca descafeinado para llevar.
Kafeinsiz yemen kahvesi alıp gitmek istiyorum.
Un moca descafeinado.
Bir kafeinsiz yemen kahvesi.
Hay calabaza confitada para el helado en la cocina.
Mutfakta dondurmayla yemen için kabak tatlısı var.
- Come algo.
Bir şeyler yemen lazım.
Necesito que cenes con Gwen.
Gwen ile akşam yemeği yemen gerekiyor.
Necesitas comer y necesitas dormir.
Yemek yemen ve uyuman lazım.
Nosotras te haremos compañia cada vez que necesites comer.
Ne zaman yemen gerekse biz sana eşlik edebiliriz.
Come algo.
Yemen lazım biraz.
Aún tienes que comer.
Yine de yemek yemen gerek.
Aún tienes que recorrer un largo camino
Daha kırk fırın ekmek yemen lazım.
- que raro, porque tu te lo tragaste.
- Senin bunu yemen de komik o zaman.
Si tanto te molesta, díselo a Razor.
Razor'la takılmak için daha kırk fırın ekmek yemen lazım.
En realidad, sí
- Öyleyim, aslında. - Yemen için bir şeyler hazırlayayım sana.
Tendrás que comer, ¿ no?
Bir ara yemek yemen lazım ama, değil mi?
- Yo iría a comer.
- Ben yemen yiyebilirim.
- Creía que necesitarías comer algo.
Bir şeyler yemen gerektiğini düşündüm. Teşekkürler.
- Hay que comer.
- Yemen gerek.
Si, pero debes comer.
Evet ama yemek yemen gerekiyor.
Estar en tu celda de 2 por 3 comiendo por última vez.
Üç metrekarelik hücrende oturup, son yemeğini yemen.
Bueno, si no puedes hacerlo a tiempo, entonces no cometas el crimen.
Zaten biliyor sanırım. - Berbat bir şey bu. - Kısmet ise gelir Hint'ten, Yemen'den kısmet değilse ne gelir elden?
Tienes mucho que aprender.
Daha 40 fırın ekmek yemen lâzım.
acerca de Eva estaba cenando con Ralph Greenson
- Bu yemen Ralph Greenson'daydı?
El doctor dice que comas más.
Doktor ilk defa daha çok yemen gerektiğini söyledi.
Digo, es perfectamente desalmado que esté comiendo bizcochos en absoluto... bajo estas circunstancias.
- Bence bu durumda kek yemen son derece duygusuzca!
Necesitas comer carne roja, mi niño.
Biraz kırmızı et yemen lazım, oğlum.
Raro es que en la iglesia comas el cuerpo de Cristo y bebas su sangre.
Tuhaf olan, kilisede İsa'nın vücudunu yemen ve kanını içmendir.
Abidjan El Yemen Brasil.
Yemen, Brezilya,
Yemen o en Cuba con sus puños levantados.
Yemen'de veya Küba'daki havadaki yumrukları görecekler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]