English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Yurt

Yurt traduction Turc

1,909 traduction parallèle
Su dormitorio es el 206, edificio 9.
Yurt odan 9. bina 206 numara.
Dime, Marcelo, ¿ no es el mismo Octavio Messala que hace cuatro años fue enviado lejos y con deshonor por Poncio Pilatos tras una negligencia manifiesta en sus obligaciones?
Söyler misin Marcellus, bu bahsettiğin Octavius Messala görevlerini açıkça yerine getirmediği için dört sene önce Pontius Pilatus'un yurt dışına gönderdiği kişi değil mi?
El pobre aún no puede salir del país.
Adam hâlâ yurt dışına çıkamıyormuş.
Tu padre y muchos otros como el.. Hicieron otras vidas para ellos en el extranjero
Baban ve onun gibi kimseler yurt dışında kendilerine daha iyi bir hayat kurdular.
sera sacada.
Yurt dışına çıkmış olabilir.
Bien, también avisa a las autoridades portuarias y a Seguridad Nacional de que Bauer podría estar tratando de salir del país.
Tamam, ayrıca Liman İdaresi ile Göçmenlik Bürosu'na Bauer'ın yurt dışına kaçmaya çalışabileceğini haber verin.
Él está lamentablemente fuera. y no estará disponible para ver tu muerte contra Theokoles.
Kendisi ne yazık ki yurt dışında ve Theokoles'i öldürüşünüze şahitlik edemeyecek.
Recién regreso del extranjero, con esta horrible noticia.
Yurt dışından yeni döndüm ve bu korkunç olayı haber aldım.
Pero Gamilas desea eliminar a los terrícolas... para convertir vuestro planeta en un lugar adecuado al que podamos trasladarnos.
Gamilas ise sizin türünüzü tamamen yokederek gezegeninizi bizlere yeni bir yurt haline getirmek istedi.
Has estado en el extranjero, no como nosotros, los muchachos de la parroquia local.
Dar görüşlü yerli çocukların aksine sen yurt dışında bulundun.
Reza para que se gane un nombre en el exterior.
Yurt dışında kendisine bir isim yapması için dua et.
Yo estaba en Europa con la Cruz Roja durante la guerra y el azúcar siempre hace milagros.
Savaşta, yurt dışında ambulansta çalışıyordum ve şeker hep iyi gelmiştir.
En el frente médico, hemos eliminado el sexo y los viajes al extranjero.
Tıbbi açıdan, seks ve yurt dışı seyahatini eledik.
Por el lado médico, eliminamos el sexo y los viajes al extranjero.
Tıbbi açıdan, seks ve yurt dışı seyahatini eledik.
- ¿ Cúanto tiempo han estado fuera?
- Ne kadardır yurt dışındaydınız?
Estuvimos fuera 2 semanas, pero en nuestro último lugar, San Nicasio, 4 días.
İki haftadır yurt dışındayız, ama dört gündür San Nicasio'dayız.
¿ Durante tu trabajo en el exterior?
Yurt dışındaki çalışmalarından mı?
¿ La tierra natal de la que hablabas?
Şu bahsettiğin yeni yurt hakkında mı?
Te vi al salir del dormitorio de mi hija.
Kızımın yurt odasından çıkarken seni gördüm.
La última vez que irrumpí en tu dormitorio, hablamos toda la noche.
Senin yurt odana en son gizlice girdiğimde tüm gece konuşmuştuk.
Ella solo necesitaba dinero en efectivo para, su año en el extranjero.
Bir yıl yurt dışında yaşamak için paraya ihtiyacı vardı.
- Hay demoras a nivel nacional.
Şu anda yurt çapında bir bekleyiş var.
Es el Registro Nacional de Criminales Sexuales.
Yurt çapındaki cinsel tacizcilerin kayıtlarının tutulduğu yer.
... edificios de los dormitorios de la universidad y más tarde entró a clases matutinas y abrió fuego sobre los estudiantes y docentes.
... üniversite yurt binasına ve daha sonra sınıfa girerek öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin üzerine ateş açtı.
Se les dice a los estudiantes que se queden en los dormitorios...
Öğrenciler hala yurt binalarında tutuluyor.
Después de la revolución cultural, Jing se fue al extranjero a estudiar.
Kültür Devrimi'nden sonra Jing yurt dışında okumaya gitti.
Empezaría por poner música country en todos los vuelos desde EE. UU.
Yurt dışı sefer yapan bütün uçaklarda country müzik yayınlayarak başlardım.
En serio, este lugar es más juvenil que el domitorio de mi hermano.
Cidden, burası erkek kardeşimin yurt odasından daha çocuksu.
- Genial, me encantan las fiestas.
- Aslına bakarsan, yurt bu gece...
Esto me recuerda mi primer año en el extranjero
Bu bana yurt dışında geçirdiğim ilk yılımı hatırlattı.
¿ Pero viajar al extranjero por negocios y dejar a su hijo enfermo?
Ama iş için yurt dışına gidip ardında hasta bir çocuk bırakılır mı?
¿ Vieron que hoy tenía la presentación de los dividendos de los impuestos del paraíso fiscal?
Bugün yurt dışından gelen temettülerle ilgili bir sunum yapacaktım ya hani?
No es un bed-and-breakfast.
Yurt da değil.
Ahí va- - la escuela es difícil, el dormitorio asqueroso, no tengo citas, pero tengo mis necesidades femeninas cubiertas por un guapo y joven semental.
okul zor, yurt iğrenç tam çıkıyor olmasak da, kızsal ihtiyaçlarımı karşılamaya yönelik yakışıklı, genç bir aygırım var. Vay!
He estado fuera del país un tiempo.
Bir süredir yurt dışındaydım.
Él sabe cómo sacar las partes de los países y cómo hallar y comprar cosas.
Yurt dışından parçaları nasıl tedarik edeceğini, ve gerekenleri nasıl bulup satın alacağını biliyor.
Pues esto es algo parecido, pero no te despiertas en un castillo... sino en la casa de una asociación estudiantil con tu reputación destrozada.
Bu da onun gibi ama tek farkı kalede değil kirletilmiş olarak yurt odasında uyanırsın.
Se contrató a un trabajador de ayuda en el extranjero.
Hastalığı yurt dışında kakmacı olarak çalışırken kapmıştı.
No entiendes los problemas de un inglés en el extranjero.
Yurt dışındaki bir İngiliz'in sıkıntısını anlamazsın.
Y el rumor era.. que tú habias robado los cuadros que Sidney vendió en el extranjero.
Dedikodulara göre sen çalıyormuşsun, Sydney de yurt dışında satıyormuş.
¿ Cómo le va a tu jefe en el exterior?
Patronunun yurt dışında hâli hatırı nasıl?
podrían estar en cualquier sitio y ser desconocidos. Deberíamos haber hablado mas con Elisha después de que le dijéramos
- Elisha'ya bebeğini yurt dışına çıkaramayacağını söyledikten sonra daha çok konuşmalıydık.
Dos casas en guerra.
İki düşman yurt...
Que pena. ¿ Y fuera del país?
Bu çok kötü. Ya yurt dışında?
Bueno, el estuvo robando en aquellos dormitorios.
Evet, o yurt odalarını soymuş.
¿ Locales y en el extranjero?
Yurt içi ve yurt dışı hesaplarını?
El padre de David falleció, David se fue del país para enterrarlo en su ciudad natal.
David'in babası yeni ölmüştü. Babasını memleketine gömmek için yurt dışına gitmişti.
La mayoría de la gente no había estado en el extranjero.
Çoğu insan yurt dışına çıkmamıştı.
Este sitio me recuerda mi primera habitación en la universidad.
Burası bana ilk yurt odamı hatırlattı.
1 teal de oro para envíos a otro país.
Yurt dışı teslimatı için 1 tael altın.
Me pillaron marihuana en mi dormitorio.
Yurt odamda esrar bulununca tutuklandım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]