Translate.vc / Espagnol → Turc / Ár
Ár traduction Turc
84,891 traduction parallèle
Estamos buscando a Damon Salvatore.
Damon Salvatore'u arıyoruz.
Ahora, ¿ a quién estás buscando exactamente?
Tam olarak kimi arıyoruz?
Es decir, ¿ qué pasa con los vestidos de flores de la caja, de todos modos?
Kutudaki çiçekli elbiseler burada ne arıyor?
Dorian y yo intentábamos encontrar una manera de destruir el infierno de Cade.
Dorian ve ben Cade'in cehennemini yok etmenin yolunu arıyorduk.
Hola. Estoy buscando a Andy Kleinberg.
Andy Kleinberg'i arıyorum.
¿ Qué estás haciendo en mi...?
Burada ne arıyorsunuz?
Oye, te he estado buscando por todos lados.
Her yerde seni arıyordum.
¿ Qué estás haciendo aquí?
- Burada ne arıyorsun?
Estoy buscando a Ashley Corbett.
Ashley Corbett'i arıyorum.
Estábamos buscando un... paquete especial que fue traído de contrabando.
Ülkeye kaçak yollardan sokulan özel bir paketi arıyorduk.
O podríamos coger un gran palo y darle leña al mono tan fuerte como podamos.
Ya da büyük bir sopa alıp arı kovanını olabildiğince sert sarsabiliriz.
Bien. Oficialmente, le hemos dado leña al mono.
Arı kovanına çomağı soktuk.
¿ Por qué, qué estás buscando?
Ne arıyorsun?
He estado tratando de encontrar la forma correcta de decírtelo.
- Sana söylemenin doğru bir yolunu arıyordum.
¿ Y qué es exactamente lo que estamos buscando de nuevo?
Ne arıyorduk?
Y a Cass, por si localiza a Kelly.
Bu arada Cass Kelly'i arıyor.
- Sí. Y... estábamos aquí y estábamos... estábamos buscando pistas.
- Evet ve buradaydık, ip ucu arıyorduk.
Escuchad, estamos buscando una solución, ¿ bien?
Burada bir çözüm arıyoruz tamam mı?
Ampliamos y refinamos nuestra inteligencia constantemente.
Sürekli bilgilerimiz genişletiyor ve arındırıyoruz.
Por lo tanto, buscamos a un pura sangre.
Yani bir safkan arıyoruz.
¿ Qué estás haciendo aquí?
Burada ne arıyorsun?
Te he llamado tres veces ya.
Seni üçüncüye arıyorum.
Estamos buscando a Daryn Boston.
Daryn Boston'u arıyoruz.
¿ Qué están haciendo aquí?
Burada ne arıyorsunuz?
-? Que estas haciendo aqui?
- Burada ne arıyorsun?
Sí, por favor. Estamos...
Biz şeyi arıyorduk...
¿ Qué hacéis vosotros dos aquí?
Siz ikiniz burada ne arıyorsunuz?
¿ Qué haces aquí?
Burada ne arıyorsun?
Obviamente, tu organización está buscando echar raíces.
Öyle görünüyor ki organizasyonunuz köklerini salabileceği bir ortam arıyor.
Mis demonios están peinando el país mientras hablo.
Şeytanlarım biz konuşurken dünyayı arıyorlar.
He estado llamando, preguntando sobre todos los cazadores que han muerto.
Ölen avcılarla ilgili etrafı arıyorum.
O sea, he leído media docena de rituales de purificación en la última hora.
Son bir saatte bir süre arındırma ayini okudum.
Así que purificamos la sangre y luego hacemos el hechizo.
O zaman kanı arındırıp büyüyü yapıyoruz.
Escuchad, Ketch sigue llamando al teléfono de mamá.
Dinle Ketch sürekli annemin telefonunu arıyor.
Y el Diablo está fuera buscando a su hijo, siguiendo los pasos de su madre, rastreándola y a tu amigo el ángel.
Şeytan şu an çocuğunu arıyor. Annesinin adımlarını izleyip onu ve melek arkadaşınızı bulacak.
Crowley está muerto y el Diablo está buscando a su hijo.
Crowley öldü ve şeytan dışarıda oğlunu arıyor.
Si estás buscando a Rowena, está actualmente indispuesta.
Eğer Rowena'yı arıyorsan şu an rahatsız durumda.
Así que buscamos algo... raro.
O zaman garip şeyler arıyoruz.
No... ¿ qué estáis haciendo aquí?
Bilmiyorum... Burada ne arıyorsunuz?
Este es el ejército estadounidense.
Burası ABD ordusu. Nereden arıyorsunuz?
necesitamos encontrar el material usado para la mordaza... y usó un condón.
Ağzının tıkandığı materyali ve kullanılmış kondomu arıyoruz.
La gente mira a Dios cuando quieren algo y después...
İnsanlar ihtiyaç duyduklarında Tanrı'yı arıyorlar ama sonrasında...
- Aún estamos buscando el arma usada para dejar inconsciente a la mujer.
Hala kurbanı bayıltmak için kullanılan silahı arıyoruz.
Te he estado buscando por todas partes.
- Her yerde seni arıyordum.
O llegan aquí o las desvío a mi móvil.
- Burayı arıyorlar ya da cep telefonuma yönlendiriyorum.
- Es Katie.
- Katie arıyor.
Busco a Jonis el esclavista, ¿ está aquí?
Köle tüccarı Jonis'i arıyorum. Burada mı?
Es el autobús de fiesta de los Giants.
Giants'ın parti otobüsü arıyor.
Repelente de avispas, melocotones en lata y una canoa ignífuga.
Arı kovucu, konserve şeftali, ateşe dayanıklı kano.
Está alterado.
Bak, adam zaten arızalı.
Buscando una aguja en un pajar.
Samanlıkta iğneyi arıyorum işte.