Translate.vc / Espagnol → Turc / Áë
Áë traduction Turc
497 traduction parallèle
Ko Su-ne, Kang Suk-jae, Wang Sook-rang, Ra Jung-ok
Go Seon-ae, Wang Sook-rang Kang Seok-jae, Lah Jeong-ok
Ae-soon, ve a buscarle.
Aesoon, git bul onu.
Ae-soon.
Aesoon!
No, para Ae-soon.
- Hayır, Aesoon için.
Debe de ser Ae-soon.
- Aesoon olmalı.
He detectado una avería en la unidad AE-35.
AE-35 biriminden bir hata sinyali aldım.
Saltaremos de un Howard AE-15.
Bir Howard LİU-15'ten atlayacağız.
AE significa "Avión Excelente".
LİU, Lanet İyi Uçak anlamına gelir.
- Ae-ae-ae, ae-ae.
- Ae-ae-ae, ae-ae
Quiero que apuntes la antena AE-35 hacia la Tierra.
AE-35 antenini Dünyaya yöneltmeni istiyorum.
Éstas son las coordenadas de AE-35.
İşte AE-35'in koordinatları.
Una actuación especial en vivo de la `Obertura 1812` en AE... con fuegos artificiales por el día de la independencia.
"1812 Üvertür" den çok özel bir konser. 4 Temmuz havai fişekleri eşliğinde.
Pasan el tiempo asaltando al AE.
Vakitlerinin çoğunu SE'yi yağmalamakla geçirirler.
Una unidad AE-35 defectuosa.
Bozulmuş bir AE-35 parçası.
El otro era clase de lectura AE.
Diğeri ise, E. Ö. Okuma dersi.
- Sí. Vi un documental sobre eso en AE.
- Evet, AE kanalında gördüm.
Y ahora presentamos la biografía de "Twinkee the Kid".
Tekrar AE biyografideyiz : "Bebek Pop Kek."
Luego, resolver un problema de geometría... y después, ver la biografía de Marie Curie en Biografía de AE.
Sonra, Geometriyle ilgili işime dalmak ve... Madam Curie'nin AE deki Biografisini izlemek için umutla bunu zamanında bitirmek.
- ¿ Veis muchas pelis?
- O zaman AE'yi izliyorsunuzdur.
Muchachos, ustedes hacen una buena unidad AE-135.
İmal ettiğiniz AE-135 ünitesi bence mükemmel.
Estoy en eso. AE-135...
AE-135...
- Oh si, la AE-135 es una hermosura.
Evet AE-135 bence de çok güzeldi.
LEE Young Ae
LEE Young Ae
Sun-ae...
Sun-ae...
¿ Sabías que Sun-ae ha regresado de Estados Unidos?
Sun-ae'nin Amerika'dan döndüğünü biliyor musun?
¿ Te dijo Sun-ae algo sobre Kyung-ah?
Sun-ae hiç Kyung-ah'dan bahsetti mi?
¿ Sabes que me dijo Sun-ae mirándome como una loca?
Laf arasında, Sun-ae'nin bana ne söylediğini biliyor musun?
Sun-ae debe haber caído en la droga en Estados Unidos.
Sun-ae Amerika'da uyuşturucuya başlamış olmalı.
- Sun-ae, ¡ Huélela!
- Sun-ae, kokla.
¿ No es así, Sun-ae?
Öyle değil mi, Sun-ae? Sen en iyisin, Hye-jin.
Envidio a Sun-ae.
Sun-ae'yi kıskanıyorum.
¿ Quién te dijo eso?
Bunu kim söyledi? Sun-ae?
Sun-ae está enamorada de ti.
Sun-ae seni seviyordu.
¿ Ocurre algo, Sun-ae?
Bir sorunmu var sun-ae?
¡ Sun-ae!
Sun-ae! İyi misin?
¿ Estás herida?
İyimisin, Sun-ae?
¿ Te encuentras bien, Sun-ae?
İyimisin?
Dejemos de hablar de estas cosas, Sun-ae.
Böyle konuşmayı bırakalım, Sun-ae.
Para ya, Sun-ae.
Bu kadar yeter, Sun-ae.
Vamos, Sun-ae.
Devam et Sun-ae
Soy Sun-ae.
Benim, Sun-ae.
- Se-hoon, o Sun-ae. ¡ No puedo creer que nos estén haciendo esto!
- Se-hoon, veya Sun-ae,... Bunu yapabildiklerine inanamıyorum!
En realidad, Sun-ae estaba bajo tratamiento psiquiátrico en Estados Unidos.
Aslında, Sun-ae Amerikada psikiyatrik tedavi altındaydı.
Sun-ae... se culpa a sí misma por la muerte de Kyung-ah.
Sun-ae... Kendisini Kyung-ah'ın ölümüyle suçluyor.
Los recuerdos se hacen más difíciles para Sun-ae.
Olaylar Sun-ae için kötüye gitmeden önce...
Sun-ae estaba... escondiéndonos algo, seguro.
Sun-ae kesinlikle birşeyler saklıyordu.
Cuando termine el asunto de Sun-ae, haré un hueco para ti.
Bu Sun-ae davası bittikten sonra,... senin için bir şeyler düşünürüz.
¡ Sun-ae!
Sun-ae!
Sun-ae está confundida.
Sun-ae'nin kafası karışık.
Sun-ae no podría haber hecho ese tipo de cosas.
Sun-ae böyle şeyler yapmış olamaz.
Hye-jin, tanto si Sun-ae es la asesina o no, también puede que este en peligro.
Hye-jin, Sun-ae katil olsada, olmasada şu anda tehlikede olabilir.