Translate.vc / Espagnol → Turc / Éntra
Éntra traduction Turc
22,404 traduction parallèle
¡ Entra, muchacho!
Geç şuraya, evlat!
Y tengo que ser muy cuidadosa con la gente que entra a mi vida.
Ve hayatıma kimi aldığım konusunda aşırı derecede dikkatli olmalıyım.
Nadie entra sin tu permiso.
- İznin olmadan kimse giremez.
Entra.
İçeri gir.
Entra a mi oficina ahora mismo.
Kıçını kaldır da hemen ofisime gel.
Ella dijo : "Entra a mi cuarto".
O sanki, "Yatak odama misafir ol" der gibiydi.
Si alguien entra a este pasillo, den una advertencia, luego disparen a matar.
Koridora giren birisi olursa bir uyarı, sonra öldürün.
Pon el arma en el suelo y entra.
Silahı yere bırak ve içeri gir.
¡ Entra!
Bin!
- Entra. - ¡ Eh!
- Atla.
Entra como una tromba y usa tus poderes.
Acele et ve güçlerini kullan.
El niño que entra al sistema es como el pececito que tiras al inodoro.
Sistemin içine düşen çocuklar üstüne sifon çekilen japon balıkları gibidir.
Y eso entra en conflicto con todas tus convicciones extremistas.
Bu da senin çıtırdayan tüm hormonlarını telaşlandırıyor.
Pero puede que quiera recordarle a su padre, cuando esté sobrio, que dentro de un mes entra en vigor la nueva Ley de Seguridad Vial.
Kendisi ayıldığında babanıza hatırlatmak istersiniz belki. Bir dahaki ay Yol Güvenliği Yasası çıkacak.
Supongo que ahí entra el Dr. Amthor.
Sanırım burada Doktor Amthor devreye giriyor.
Entra, colega.
Ayak uydur, dostum.
Si le alcanza el peligro, entra en acción el equipo internacional de respuesta del FBI.
Tehlikeli bir durum olduğunda FBI'ın uluslararası müdahale ekibi devreye sokuluyor.
Quiero que revises un CD. - Entra.
- CD'yi kontrol etmen gerek.
Me quieren incriminar. - Entra..
- İçeri gir.
¡ Sólo entra al maldito auto!
Bin şu siktiğimin arabasına
Sólo mantén la cabeza hacia abajo y entra en el auto.
Başını eğ ve arabaya bin.
Entra.
Gir içeri.
¡ Entra, pequeño Gil!
İçeri gir, küçük Gil!
Verás, la gente entra aquí y mira las sedas, el oro, el marfil, los manuscritos.
Anlarsın ya insanlar buraya geliyor ve ipeklere ve yazıtlara bakıyorlar.
Si él entra en ese ring, no saldrá vivo.
Eğer ringe dönerse, sağ çıkamaz.
¿ Nadie entra?
- Kimse gelmiyor mu?
Entra en un edificio.
Binaya giriyor.
Vamos. ¡ Entra ahí!
Götür beni oraya!
Nadie entra ni sale hasta que sepamos con qué nos estamos enfrentando.
Biz neyle karşı karşıya olduğumuzu öğrenene kadar kimse girip çıkmayacak.
De acuerdo con los que saben, estuvo desarrollando una teoría de que, cuando una tigresa entra en celo, marca su territorio rociando el área con su olor característico, para demostrar que está receptiva al apareamiento.
Bilim adamlarına göre, dişi kaplanın azgınlık dönemi geldiğinde kendi bölgesine, çiftleşmek istediğini gösteren kendine has bir kokuyla bıraktığına dayanan bir teori geliştiriyormuş.
Todos los galgos han parado, excepto el 6, que sigue adelante. El número 6 vuela hacia la meta y entra en primer lugar.
6 numara hariç, köpekler sıradan çıkıyor 6 numara devam ediyor, son virajda 6 numara son düzlüğe girdi ve çizgiyi geçiyor.
Algo que muestra la profundidad Harry entra en todo esto.
Harry'nin bu işlere ne kadar battığını gösterecek bir şey.
Eso es, si la cápsula entra exactamente por el punto de reingreso.
Tabii tüm bunlar, kapsül tam olarak istenen noktada atmosfere girerse geçerli.
Kieran no entra en la habitación de su padre.
Kieran babasının odasına girmiyor.
Pega el tablero y entra.
Kıç arkaya.
Entra.
Sus! Gel içeri.
- ¿ Nadie entra?
- Kimse gelmiyor mu?
Si no hemos salido en cinco minutos, entra con nosotros.
Beş dakika içinde dışarı çıkmazsak, peşimizden gelirsin.
Entra de una buena vez.
İçeri gir lanet olası.
Después entra la agente Clark.
Sonra Memur Clark giriyor.
Nadie entra en ese edificio Antes del técnico en todo el día.
Tüm gün boyunca teknisyenden önce tek bir kişi bile binaya girmiyor.
Kira, entra al auto
Kira, arabaya bin. - Ne?
Que? Entra al auto
- Arabaya bin.
Entra.
Atlayın.
También soy consciente de que cada nuevo informe entra en conflicto con el anterior.
Ayrıca her yeni gelen bilginin bir öncekiyle çeliştiğini de biliyorum.
¡ Entra en el bar! No tienes derecho. Por favor dime que no has hecho alguna estupidez.
Lütfen aptalca bir şey yapmadığını söyle.
Por favor entra.
İçeri girebilirsin.
Entra.
Gel.
Cierto, no tiene lógica pero... cuando entra en la habitación, es como si tuviera 19 años otra vez.
Doğru, bu hiç mantıklı gelmiyor ama içeri girdiği zaman tekrar 19 yaşıma dönüyorum.
Por favor, entra ahí y dile a mi madre la verdad.
Lütfen, sadece içeri git ve anneme gerçeği söyle.
Ya sabes, la que entra aquí corriendo sobre ruedas rompiendo traseros y escogiendo nombres como lo hiciste ahora mismo.
Az önce senin yaptığın gibi, herkesi alt edip isim toplayan biri.