Translate.vc / Espagnol → Turc / Época
Época traduction Turc
9,955 traduction parallèle
Eso no se llevaba en mi época.
Benim zamanımda yoktular.
De la época colonial, pre-revista de historietas.
Eski Amerika, çizgi romanlardan önce.
Probablemente más que yo en esa época.
Muhtemelen benim kendime olan güvenimden bile fazlaydı.
El año nuevo siempre es una época difícil para mí.
Noeller her zaman çok zor olmuştur benim için. Annem o zaman ölmüştü.
Temprano estuve pensando en la época en que tenías 4 años.
Bu sabah, dört yaşındaki halini düşündüm.
No me ayudaste en esa época, y no lo harás ahora.
Daha önce bu konuda bana yardım etmedin. Şimdi de bana yardımcı olmayacaksın.
Me hubiera gustado conocerte en esa época.
Keşke seni o zamanlar tanısaydım.
Y por mucho que quieras retroceder el tiempo a la época de las ferias de ciencias y bailes de padre e hija...
Her ne kadar zamanı bilim projelerine baba kız danslarına döndürmek istesen de...
Era... otra época, quizás.
Başka bir seneydi ya da.
No recuerdo una época en la que no lo estuviéramos.
- Olmadığımız zamanları hatırlamayacak kadar.
en otra época, en otro lugar.
başka bir zaman, başka bir yer.
La época del año favorita de los Villanueva.
Villanueva'ların yılın en sevdikleri zamanı.
Estábamos vibrando en aquella época, sin embargo.
Yine de aramızda bir elektiriklenme olmuştu.
Si viviera en esta época, esto es todo lo que comería.
Bu zamanda yaşasaydım sadece bunu yerdim.
Esta no es mi época.
Bu, benim zamanım değil.
No, no, en mi época el virus no comenzó hasta 2016. ¿ Troy?
Truva mı?
Cassie comenzó nuestra investigación en mi época.
Benim zamanımda Cassie araştırmamızı başlatmamızı sağladı.
Nuestro Hombre Alto asustó a Garret, acudió a él preguntándole sobre su época en Chechenia en la secta religiosa. Creo yo lo he asustado bastante.
Bizim uzun adam garip Garret Çeçenistan'da din bölümündeki zamanıyla ilgili bir şeyler sormaya geldi.
Murió hace tres meses, más o menos en la época en que dejó de ejercer.
Üç ay önce öldü tam da o işlerini bıraktığı zamanlarda.
Para terminar, me gustaría transmitir a la buena gente de Los Ángeles... que este renovado sentido de misión... y trabajo en equipo entre mi oficina y la PLA... nos debería ayudar a todos a dormir más tranquilos en esta época de fiestas.
Son olarak, Los Angeles'ın güzel insanlarına bu yeni görev anlayışının ve ofisimle Los Angeles Polisinin ekip çalışmasının, bayram döneminde hep birlikte rahat bir uyku çekmemizi sağlayacağını söylemek istiyorum.
Estuvo en el desierto en la misma época que nosotros.
Bizimle aynı zamanda o da Orta Doğudaymış. Tim.
Si yo fuera el Alguacil Hudson, estaría investigando el paradero del encargado sospechoso alrededor de la época en que la máscara desapareció.
Eğer ben Şerif Hudson olsaydım maskenin kaybolduğu sırada baş şüphelinin nerede olduğuna bakıyor olurdum.
Yo solo descubrí cómo separar el alma del cuerpo y esas almas me han dado más poder que ningún mago de época moderna.
Yalnız başıma ruhu bedenden ayırmasını buldum ve o ruhlar bana modern çağdaki tüm büyücülerden fazla güç verdi. O ruhlardan biri benim kızıma ait.
- Desató una cacería en toda la ciudad... - Se ha ido en cuando ha salido esto. Y aterrorizando a los ciudadanos durante esta época de fiestas.
-... şehirde bir insan avı başlatmış ve bu bayram döneminde halka dehşet saçmıştı.
La gente de tu época utilizaba una cosa llamada internet.
Senin dönemindeki insanlar internet denen şeyle yakın ilişki kurdular.
Sí, Emily Original, para los de tu época nuestra tecnología es como magia.
Evet, Genç Emily. Teknolojimiz senin dönemindeki insanlara sihir gibi görünüyor olmalı.
Ahora te devolveré a tu época.
Şimdi seni kendi evine ve zamanına göndereceğim.
Es una melodía de mi época en Italia.
İtalya'da geçirdiğim günlerden bir ezgi.
Esta clase de tabla estuvo de moda en aquella época.
Vakti zamanında bu kaykaylar pahalıydı.
Ellos murieron en Polonia en la época en que nací.
Ben doğarken Polonya'da ölmüşler.
Sí, estamos pensando que la vestimenta de época que lleva... puede apuntar a un actor disfrazado.
Biz de giydiği eski tip kıyafetler, kostümlü bir oyuncu olduğunu gösteriyor olabilir diyorduk.
Muy popular en esa época... y nunca jamás colocada en el piso.
Zamanında epey sevilir ve katiyen yere serilmezdi.
Pero... era una época diferente.
Ama... O zamanlar farklıydı.
¿ De qué época?
Hangi dönem?
En esta época, llueve todos los días a la misma hora.
Yılın bu döneminde, her gün aynı saatte olur.
Aún así, perfecta época del años para irse.
Yine de tatile çıkmak için harika bir zaman.
Afortunadamente encajas bien en la época moderna.
Bizim dünyamıza çabuk alıştığın için şanslısın.
Si en realidad nos estamos enfrentando con el mismo asesino en serie en la época actual, debemos esforzarnos en aprender de este artista, James Colby.
Eğer bu dünyada, aynı katil ile karşı karşıyaysak, James Colby hakkında her şeyi öğrenmemiz lazım.
De mi época.
Benim zamanımdan bir şey.
- ¿ El mismo reloj de su época?
- O zamandan aynı saat mi? - Aynen.
Importa lo que hacemos aquí en esta época.
- Bu zamanda yaptığımız şeyler fark eder.
La paradoja ha destruido su habilidad... para viajar a su época.
Paradoks kendi zamanına olan yolculuk yetini mahvetti. Artık bu zamanda yaşıyorsun.
Ml época favorita del año : la temporada de patos.
Yılın en sevdiğim zamanları, ördek sezonu.
No consideré que podrías convertirte en uno de los hombres más importantes de nuestra época.
Çağın en değerli adamlarından biri olacağın aklımın ucundan geçmemişti.
¿ Dónde está la grandeza de antaño de Inglaterra? ¿ De la época dorada de la magia?
"Büyünün altın çağını yaşadığı o eski İngiltere'nin kerâmeti nerededir?"
Odio esta época del año.
Yılın bu zamanlarından nefret ediyorum.
¿ De verdad? - ¡ Guay, tío! Pero se ha contratado a una nueva persona para intentar que el Colegio de Primaria de South Park sea un lugar más progresista que encaje con la época actual.
Ve South Park İlkokul'unu daha ilerici ve çağdaş bir yer haline getirmek için yeni biri atandı.
Era un auténtico desastre en esa época.
O zaman tam bir deli fişektim.
Sí, en otra época.
Evet, bir zamanlar.
A mi época.
Kendi zamanıma.
Atención todos los que piden dulce o truco, es el momento de ponerse necrófagos, porque esta noche es la víspera de Todos los Santos, mi época favorita del año.
Dikkat! Tüm şeker ya da şakacılar. Kostümlerinizi giyinme zamanı geldi.