English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Achête

Achête traduction Turc

45 traduction parallèle
Achête-toi des livres de droits neufs.
Al bakalım büyük ve yakışıklı adam. Kendine hukuk kitapları al.
Achête-les!
Biz ne kullanıyoruz? Gazete kuponu mu?
J'en achête si ça me plaît.
On bin taksi almak istiyorum. Alacağım. Ayrıca iyi örtbas ederler.
Je vous l'achête, votre boîte.
Bir fiyat çıkar... -... burası için, satın alacağım. - Satın mı alacaksın?
Ça n'achête pas une maison, ça ne paie pas le loyer, l'éducation des gosses ni...
Hisler ev almaz ya da kira ödemez. Çocuklara bakmaz ve... -... onlara kıyafet almaz.
Personne n'achête le Banner.
Galiba kimse artık The Banner almıyor.
Oui, mais personne ne l'achête.
Satıyorum da, alan kim?
Il se pourrait qu'on achête quelque chose.
- Bir ihtimal, birşeyler satın alabiliriz senden.
J'achête et je vends.
- Ben alırım... ve satarım.
J'achête une boutique de fleurs.
Bir çiçek tezgâhı açacağım.
Demain, j'appellerai mon courtier pour qu'il m'achête 50 000 actions de pétrole vénézuélien.
Yarın acentamı arayıp, Venezuela petrolün 50 bin hissesini almasını söylerim.
Il se rend compte que les éditeurs paient mal, avec des traites à 12 et 18 mois, alors il décide de devenir lui-même éditeur et il achête même une imprimerie.
Yayımcısının ona ödediğiyle hayatını idame ettiremezdi. Bu yüzden bir matbaa satın aldı.
- Sois gentil, achête-moi une paire de bas couleur zibeline et tâche de m'avoir une place pourta séance.
Çoraba ve bu gece için bilete ihtiyacım var.
Si je l'achête, vous me faites confiance?
Şayet onu alsam, ödemek için bana bir kaç gün kredi açar mısınız?
Achête-toi des médicaments avant de me claquer entre les doigts.
Elimde öleceksin. İlaç falan alsana.
On n'achête pas une M.G. de 1 500 $ parce qu'elle vous plaît!
- Sırf hoşuna gitti diye bir arabaya 1,500 dolar vermezsin ; üstelik beş kuruşun bile yok ve işsizsin.
Alors oui, j'achête aux Russes à de meilleures conditions!
Çok daha iyi şartlarla Rus petrolü aldım.
Je te l'ai déjà dit mille fois. Achête une bombe insecticide.
Sana bin defa söyledim evde böcek ilacı bulundur diye.
Tu ne l'avais pas lu avant que je ne te l'achête.
Evet ama ben sana alıncaya kadar okumamıştın.
- On n'achête pas de télévision.
Neden bir televizyon seti almıyoruz.
On n'achête pas ça, on le fauche!
Böyle bir araba alınmaz.
J'en ai d'autres... mais il faut que j'achête des enveloppes 21 x 27.
- Biraz daha yollamam gerekiyor fakat öncelikle 9 a 12 lik mektup zarfları almam lazım.
Achête 4 billets pour ce soir, Rio, 1 ère classe.
Bu gece için Rio'ya dört tane birinci sınıf bilet al.
- La confiance, ça ne s'achête pas.
Güven satın alınamaz, değil mi?
Et on s'achête une part du gâteau.
Ve bunun bir parçasını kendimize satın alıyoruz.
- Je n'achête pas pour un musée.
- Müzeye almıyorum.
Achête-toi une belle veste, d'accord?
Tamam mı? Tamam.
Au nom de celle pour qui il achête des billets.
Baja'ya aldığı bilet kızın üstüne.
J'ai découvert que si j'achête mon eau de toilette préférée... et que je l'en asperge, je peux danser.
- Eğer en sevdiğim erkek parfümünü alıp ona sıkarsam dasn edebiliyorum.
Achête un Rottweiler, non? Ou un Doberman. Un chien policier, je sais pas, moi.
- Neden kendine bir Rottweiler almıyorsun ki?
Quand j'achête une chemise, j'aime la porter tout de suite.
Yeni bir gömlek aldığımda sürekli giymek istiyorum, nedir yani?
Achête-leur une voiture.
Bir araba alalım.
Achête une seringue et tu lui injecteras...
Bir iğne alıp kıçına batırmalısın...
Il pourrait tout acheter dans ce centre commercial... et il achête la machine â pets télécommandée.
Herife bak, buradaki herşeyi alacak kadar para kazanıyor... aldığına bak Uzaktan kumandalı osuruk aleti
Papa, on achête un téléviseur?
Baba, biz televizyon almak istemiyor muyuz?
Achête-toi du maquillage avec.
Makyaj malzemesi alırsın.
Je peux voir ce que j'achête?
Satın alacağım şeyi görebilir miyim?
et que personne ne l'achête.
Ve kimse almıyor.
Achête une veste avec une fente, des souliers sans lacets, et une chemise avec plus de couleurs, ou à motif.
Ve kendine yırtmaçlı bir ceket ve bağcıksız bir ayakkabı ile renkli desenli bir gömlek al.
J'achête en grosse quantité à prix cassés.
Toptan aldığım her şeye indirim yapıyorlar.
- Il faut que je m'achête des dessous de grand-mère.
Kendime büyükçe bir külot alayım.
Et j'en achête régulièrement.
Ve ben de aktif bir üyeyim.
- Achête-toi une arme. - Une arme?
- Ne yapmamı istiyorsun?
Oui, et bien les femmes n'achête pas de préservatif.
İyi de kadınlar prezervatif almaz ki.
Est-ce qu'on achête Trojan, dont le nom conjugue l'essence de la pénétration avec la protection?
Peki hangi markayı satın alırız? Daha adından ilişkiyi korunmakla özdeşleştiren "Truvalı" markasını mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]