English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Ad

Ad traduction Turc

153,156 traduction parallèle
- Des affaires pour moi-même.
- Kendi adıma iş yapıyorum.
Tabor n'avait pas de tante Miriam.
Tabor'ın Miriam adında bir halası yok.
Alors j'ai oublié son nom.
Adını yanlış biliyorum o zaman.
Peu importe.
Biliyorsun, onun bir adı var.
Montrez une gouvernance probe, et ce sera aisé de convaincre les autres, comme l'AG ou la ligue des mondes autonomes, que vous méritez une chance.
Adilce yönetebileceğinizi göstermeniz diğerlerini ikna için büyük bir adım olur aynı GP ve Özerk Dünyalar Birliği gibi tanınmayı hak ediyorunuz.
Comment connais-tu son nom?
Onun adını nereden biliyorsun?
Mon nom est Alexander Rook. Je possède une société nommée Dwarf Star Technologies ainsi que toutes ses filiales, brevets et prototypes, Rebecca inclue.
Benim adım Alexander Rook Dwarf Star Teknolojinin, tüm yan kuruluşlarının patentlerinin ve prototiplerinin sahibiyim buna Rebecca'da dahil.
Attendez une seconde. On dirait qu'ils ont prévu de fausses identités pour chacun d'entre eux... Nom, déclaration GA, lieu de naissance... même les noms de leurs parents.
Bir saniye görünüşe göre onlara sahte birer kimlik ayarlanmış isim, G.P. kaydı, doğum yeri ebeveynlerinin adı bile.
Ok, posez doucement vos armes sur le sol, mettez vos mains derrière la tête, - et reculez.
Silahları dikkatlice yere koyun, elleriniz başınızın arkasında bir adım geri gidin.
Je tiens à m'excuser pour le Lieutenant Sajen.
Teğmen Sajen adına özür dilerim.
Je m'appelle Jeremiah Otto.
Benim adım Jeremiah Otto.
Je m'appelle Madison Clark.
Adım Madison Clark. Bunlar da çocuklarım,
Madison et Alicia. Je m'appelle Gretchen Trimbol.
Madison ve Alicia, adım Gretchen Trimbol,
J'ai aimé comment tu as dit son nom.
Adını söyleyiş şeklini beğendim.
Comment tu t'appelles?
Adın nedir?
Vas-tu parler en mon nom?
Benim adıma konuşur musun?
Les pourparlers de paix étaient un stratagème pour gagner du temps pour compléter les termes du contrat, je suppose.
Sanırım barış görüşmeleri sözleşmenin şartlarını tamamlamak için zaman kazandırmak adına yapılan bir oyalama muhaberesiymiş.
Si vous avez réellement à cœur, l'intérêt de la Terre vous voudrez me rencontrer et nous trouverons un arrangement.
Dünya adına sahiden samimi düşünceleriniz varsa benimle buluşursunuz ve bir uzlaşmaya varırız.
Notre père, qui est aux cieux, que ton nom soit...
Göklerdeki babamız, adın kutsal kılınsın...
Pour que la peau soit croustillante, la première étape est d'avoir les braises à la bonne température.
Derinin çıtır çıtır olması için ilk adım kömürün doğru ısıda olmasıdır.
Parle pour toi.
Kendi adına konuş.
Plus une soirée de cul au nom du business.
Ayrıca, iş adı altında gece boyunca parti yapılacak.
Il est peut-être Dr Gus, mais il n'a pas le titre.
Adı Doktor Gus olabilir ama gerçek bir doktor değil.
Ils sont tous au-dessus de toi.
Hepsi senden bir iki adım önde.
Quand je serai gouverneur pour 12 ans, ils connaitront mon nom.
12 yıl boyunca vali olduğumda adımı bilecekler.
Sa chef du personnel.
Adı Steph Reed.
- Taylor, c'est ça?
Adın Taylor'da değil mı? Evet.
Ça peut être la façon dont les gens de New York connaitrons ton nom pour avoir forcé ton fils a être hétéro au nom du Seigneur.
Bu sayede New York halkı nihayet adını öğrenebilir. Tanrı adına oğlunu heteroseksüel olmaya zorlayan biri olursun.
Je sens que je devrais aussi avouer quelque chose, pour être honnête.
Dürüstlük adına benim de bir şey paylaşmam gerektiğini hissediyorum.
Proprement pilotée, elle laissera dans l'histoire la marque de votre générosité, à côté de Carnegie, Vanderbilt.
Doğru idare edilirse adını yıllarca taşıyıp Camegie ve Vanderbilt'in yanına koyacak. Sonuçtan doğan bir yaratı.
C'est le bond en avant dont je parlais sans arrêt,
Sürekli bahsettiğim büyük adım bu.
Je t'aurais dit que ça venait de lui, mais la dernière fois que j'ai dit son nom...
Bilgiyi ondan aldığımı söylerdim ama adını son söylediğimde...
Le cash dont j'ai besoin est sur un compte à ton nom.
İhtiyacım olan nakit adına kayıtlı bir hesapta.
Comment tu t'appelles?
Adın ne?
Attention aux marches.
Tamam, adım. Adım.
Redis son nom.
Onun adını bir daha söyle.
Ils l'aimaient parce qu'il retenait leur nom.
Çünkü herkesin adını bilirdi.
Vous êtes juste au-dessus des journaux.
Gazetelerden bir adım öndesiniz.
C'est juste un nom.
Adı öyle işte.
Le film s'appelle "Sirènes"
Filmin adı "Sirenler."
Déjà, on n'a pas encore discuté des noms.
İlk olarak, henüz adını koymadık.
Je suis Vasily Fet.
Adım Vasiliy Fet.
Une dominatrice qui s'appelait Sweet Lady Pain.
Tatlı Ceza Kadını adıyla yaşayan bir sadomazoşist.
Elle aurait peut-être aussi mentionné qu'un certain Tom aurait été un client effrayant.
Tom adında bir müşterisinin onu gözetleyerek çok korkuttuğunu belirtmiş olabilir.
Car quand le Président sera réélu, je me souviendrai de votre nom.
Çünkü Başkan kazandığında, ki kazanacak, adını unutmayacağım.
Et Stamper qui m'a raccompagnée, prétendant s'appeler Peter et être assureur?
Yerimizde sayıyoruz. Arabam bozulduğunda Stamper'ın beni eve bırakıp Peter adında bir sigortacı olduğunu söylemesine ne demeli?
Son nom est Baines.
Onun adı Baines.
Comment puis-je la trouver?
- Adı ne?
Ton nom?
Adın nedir?
Nous nous excusons pour lui.
Onun adına özür dileriz.
On prononce plus son nom.
Adını bir daha duymak istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]