Translate.vc / Français → Turc / Adam
Adam traduction Turc
272,591 traduction parallèle
C'est celui que tu aimes bien?
Hoşlandığın adam bu mu?
C'est seulement un truc qu'un type à dit... pour donner un sens à sa journée de merde.
Kötü geçen bir güne anlam kazandırmaya çalışan bir adamın söyledikleridir.
Faites partir cet homme.
Şu adamı buradan gönderin.
Il a raison.
- Adam burada.
Vous ne comprenez pas ce qu'elle ressentira en se réveillant, et qu'elle découvrira qu'il a décidé pendant qu'elle était endormie.
Kendine geldiğinde adamın kontrolü ele alıp onun adına karar verdiğini öğrenince ne hissedeceğini bilmiyorsunuz.
Ce mec est un vrai serpent, comme tu l'as dit.
Senin de dediğin gibi adam tam bir yılan.
Et ce gars est arrivé.
Sonra bu adam geldi. - Babinski pozitif.
En fait, je tue un homme chaque matin.
İşin aslı, her sabah adam öldürüyorum.
Cet homme, c'est moi.
O adam benim.
Et évite de leur sortir le refrain "J'ai tué un homme".
Ayrıca tüm o "Ben bir adam öldürdüm." muhabbetinden uzak durmak isteyebilirsin.
On te crie dessus et tu te mets à quatre pattes.
Bir adam sana bağırdığında ilk yaptığın dört ayak hâline gelmek.
C'est qui, un dealer de drogue?
Bu adam da kim, uyuşturucu satıcısı mı?
Madoff aurait tué pour 35 ans.
Madoff 35 yıl için adam öldürürdü.
Il est là... Edict776.
- İşte adam burada, Edict776.
Vous dites "il". C'est peut-être "elle".
- Adam deyip durmayın, belki de kadındır.
A-t-il déjà mentionné d'autres sites où il commentait?
Bu adam hiç başka sitelere de yazdığından bahsetti mi?
C'est un hacker de génie, mais il n'a pas fait ce que tu es en train de faire?
Adam zeki bir hacker ama şu an yaptığın şey aklına gelmedi mi yani?
- Oh, lui. - Ou elle.
- Adamı diyorsun.
Un héros sauve un bébé d'un kidnappeur
Kahraman adam bebeği hırsızdan kurtarıyor.
Toby a une chance de sauver un homme qui fait une hémorragie au beau milieu du désert, mais je ne sais pas s'il y a un remède pour ce que tu as.
Toby çölün ortasında, ölümcül kanaması olan bir adamı kurtarmaya çalışıyor ama sana bir tedavi var mı bilmiyorum.
Si nous ne prenons pas ce dont on a besoin maintenant, un homme pourrait mourir.
Eğer ihtiyacımız olanı alıp yakın zamanda ekibimize ulaştıramazsak... -... bir adam ölebilir.
Ce mec est en train d'essayer pour obtenir un pic à mes bulles.
Acele et. Şuradaki adam benim balonlara bakmaya çalışıyor.
Quel était le nom du type qui haïssait les Schtroumpfs?
Şirinlerden nefret eden adamın adı neydi?
C'est le genre d'homme qui laisse son peuple mourir de faim.
Şimdi, adam böyle bir tip, kendi halkının canına susamış.
Vos gars ont causé ça, pas nous.
Sebebi kendi adamınız, biz değiliz.
mais ça veut dire détruire ta montre de Super Fun Guy
Ama bu, Süper Eğlenceli Adam yararlı saatinin yok etmek anlamına gelebilir.
Il y a un gars avec une veste brune qui nous suit depuis 5 minutes, peut-être plus.
Kapat çeneni seni salak. Beş dakika hatta belki daha fazladır peşimizde... -... kahverengi ceketli bir adam var.
Alors on ferait mieux de faire ça bien.
O zaman bu işi adam gibi yapsak iyi olur.
A travers l'histoire Américaine, nous, le peuple, avons eu des candidats connus pour leur force, leur intégrité... leur courage... et maintenant, nous avons ce gars.
Amerikan tarihi boyunca bizim, halkımızın, sağlamlığıyla bilinen adayları olmuştur dürüstlüğüyle, cesaretiyle bilinen adayları... ve sonra böyle bir adam çıktı.
Je n'ai pas dormi de la nuit. C'est ce qui arrive quand tu réalises que l'homme qui veut te tuer, apprends que tu es de retour en ville.
Seni öldürmek isteyen adamın şehre döndüğünü öğrendiğinde böyle olur.
peut être que ce gars peut utiliser un de ses sorts?
Belki de şu adam büyülerinden birini kullanır?
Effacez ce sourire de votre visage, et commencez l'inspection Ou ce gars ne sera pas le seul à la recherche d'un nouveau salaire.
Yüzündeki sırıtışı sil ve incelemeye başla yoksa yeni bir iş arayan tek kişi bu adam olmayacak.
Cet homme ne vous entend pas.
- Şu adam seni duymadı.
On envoie le plus vieux.
Yaşlı adamı gönder.
Combien de temps avant que je puisse faire sortir mon homme?
Adamımı o kuleden çıkartabilmem için ne kadar vakit var?
Le regard sur le visage de ce type quand tu l'as menacé d'un rapport ça n'a pas de prix.
Şikâyet etmekle tehdit ettiğinde adamın yüzündeki ifadeyi görmek paha biçilmezdi.
Je ne perdrai pas un autre de mes gars.
Bir adamımı daha kaybetmeyeceğim.
Vous n'allez pas renoncer!
- Adamımı yüz üstü bırakamazsın!
J'essaie de sauver votre gars, mais sa meilleure chance est de me laisser tranquille et me laisser réfléchir.
- Adamını kurtarmaya çalışıyorum ama yapacağın en iyi şey beni rahat bırakıp düşünmeme müsaade etmen.
Si vous aviez mon QI, vous auriez compris, mais je suppose que ça vous va de perdre un autre homme.
Benim IQ'ma sahip olsan anlardın ama bir adam daha kaybetmeye razısın gibi.
Silo, homme pris au piège, Walter sur le sommet avec sandhog.
Silo, adam mahsur kaldı, Walter kumdomuzuyla birlikte tepesinde.
Non, attendez, c'est mon homme, j'y vais.
Hayır, bekle, bekle, bekle, bekle, benim adamım, ben gideceğim.
Le mauvais gars est parti.
Kötü adam gitti.
Mais vous venez de leur dire de le faire venir à la barre.
Evet ama sen de az önce adamın kürsüye çıkarılmasını söyledin.
Qui es-tu, Rain Man?
Kimsin sen Yağmur adam mı?
Pourtant je suis un mec bien.
Ben çok iyi bir adamım!
A peine.
Adam hazır mı?
Sa famille est derrière... blessures mineures, il a reçu la plupart du choc... brûlures au 3e degré au cou, sur le côté gauche du corps, s'étendant jusqu'au périnée, jambe gauche partiellement lacérée.
Ailesi arkadan geliyor. Küçük yaraları var. Patlamayı en şiddetli yaşayan bu adam olmuş.
- Ce mec est un serpent.
- Adam tam bir yılan.
J'ai tué un homme.
Bir adam öldürdüm.
Faites sortir votre homme maintenant!
- Adamını derhal oradan çıkart!