Translate.vc / Français → Turc / Ado
Ado traduction Turc
1,765 traduction parallèle
- Son petit minou d'ado.
Mini minnacık bajinesi.
Non, c'est bien, tu l'as fait pour l'ado qui était en toi.
- İyiydi... - Not al bunları. Çünkü bunu gençliğine borçlusun, değil mi?
Désolé, c'est pas une ado droguée ou un gros violeur noir.
Kokocu gençlik idolü ya da siyahî bir tecavüzcü olmadığı için üzgünüm.
J'étais ado et mon meilleur ami était Mike Metz.
Tamam. Büyürken en iyi arkadaşım Mike Metz'di.
Comme si vous saviez ce que c'est d'être un ado homo.
Şüpheliyim. Yarrağı yemiş gay bir çocuk olmayı nasıl bilebilirsin ki?
à peine un ado, mon meilleur ami et moi, Mike Metz, on se déshabillait...
Gençliğe yeni adım atarken arkadaşım Mike Metz ve ben,... Evet, biz soyunup....
C'est super, les fantasmes d'ado.
Genç fantezileri harikadır, tamam mı?
- Vous avez parlé avec Ross? Attendez. Vous traitez une dame âgée nommée Meg et un ado violoniste?
Bir dakika, Meg adında yaşlı bir bayanı ve genç bir kemancıyı da tedavi ediyor musun?
Quand j'étais ado, j'étais déchaînée.
Gençliğimde çok çılgındım.
- Oui, mais j'ai la prostate d'un ado.
şey, bir delikanlının prostatına sahibim..
C'est un ado avec des troubles neurologiques graves. Ça peut tuer, peu importe la taille de votre fidéicommis.
Akut nörolojik bozukluğu olan bir çocuk,... ve ikimizde banka hesabın ne kadar büyük olursa olsun seni öldürebileceğini biliyoruz.
C'est si cher d'être ado.
Genç olmak çok pahalı birşey.
Je veux juste être une ado normale.
Sadece normal bir genç olmak istiyorum.
J'imagine que je ne vais pas devenir une ado normale juste en claquant des doigts.
Sanırım aniden, sıradan bir genç olamayacağım.
Une fille dont le père est flic a dit qu'une des prostituées était une ado.
Kızlardan biri dedi ki babası polismiş ve fahişelerden birinin çok genç olduğunu söylemiş.
Je suis un chef d'entreprise respecté et un invité très prisé alors je ne vais pas écouter les conseils d'un ado.
Saygın bir iş adamı ve davetlerin aranan kişisi olarak yeni yetme birinden flört dersi alacak değilim.
Cet ado est quaterback et roi du bal de promo.
Bu yeni yetme hem bir defans oyuncusu hem de balo kralı.
- C'est un ado.
- Ergenlik çağında.
- Il sait qu'il ne doit pas faire ça. - C'est un ado.
- Bundan daha iyisini yapabilir.
T'as un corps d'ado.
Bir ergenin vücuduna sahipsin.
L'ado enceinte est un mobile plus plausible, selon moi.
Sanırım bu hamile kız arkadaşın cinayet sebebi, uyuşturucu için yapılmış olmasından daha güçlüdür.
Parent d'ado, un nouveau monde.
"Bir genç kıza nasıl ebeveynlik yapılır?" a hoşgeldin.
En tant qu'ex-ado, je compatis.
Eskiden yapmışlığın olduğundan sempatimi kazanmış durumdasın.
Je croyais que vous pistiez un membre de gang, genre ado.
Biraz genç bir çete elemanı aradığınızı zannediyordum.
Brennan dit que c'était un ado, oui?
- Brennan'a göre maktul bir gençti, değil mi? - Evet.
J'allais rejouer cette conversation chez moi en utilisant ma voix aiguë d'ado de Jules.
Sekizinci sınıftaki cırtlak Jules sesi ile konuşmanın iki tarafını da seslendirmek üzereydim.
J'ai une fille ado. Et si elle veut aller à la fac? - Tu l'as rencontrée?
Benim genç bir kızım var, ya üniversiteye gitmek isterse?
Oui, être un ado de 150 ans, c'est le summum de mon bonheur.
Evet, mutluluğumu sağlayan en büyük şey 150 yaşında bir ergen olmak.
C'est une ado, tu sais.
Ne var biliyor musun? O bir genç.
Il va pas risquer son mariage pour une nuit avec une ado.
Genç bir kızla tek gecelik bir ilişki yüzünden evliliğini tehlikeye atmaz.
Tout indique que c'est seulement un ado en colère.
Saygısızlık etmeyeyim ama bütün kanıtlar sadece kızmış bir çocuğu gösteriyor.
Au mieux, un ado télépathe en crise fait une tuerie.
En iyi durumda elimizde sadece ölüm partisinden kalıntılar var.
Bien sûr, rien de mieux pour vendre une maison qu'un ado puant aux cheveux gras.
Tabii. Hiçbir şey multi milyon dolarlık bir evi 15 yaşında yağlı saçlı, pis kokan bir çocuktan daha iyi sattıramaz.
Ado, j'idolâtrais Wil Wheaton.
Büyü artık, Wil Wheaton idolümdü.
C'EST GRATIFIANT D'ÊTRE UN CLOWN En fait, quand j'étais ado... lorsque j'étais pas à l'école ou à la pêche, je me déguisais en clown.
Aslına bakarsanız gençken okulda veya balıkta değilsem, kesin palyaçoyumdur.
C'est une ado.
O genç bir kız.
Aucun ado ne veut être vu dehors avec son père.
Hiçbir genç babasıyla beraber görünmek istemez.
C'est un ado, ça lui passera.
O bir genç. Unutur bir süre sonra.
Comment ça s'est passé avec Miss ado USA?
Merhaba James. Amerika'nın küçük modeliyle işler nasıl gidiyor?
Un ado ivre aux versions changeantes.
Ne yani, birkaç sarhoşa mı inanacaksınız?
Comme celui d'un ado végétarien.
Genç bir vejetaryen gibi.
Evan est un ado de 13 ans diabétique. Il a eu une infection parce qu'il vivait dans une voiture!
Evan ağır şeker hastası 13 yaşında bir çocuk ve babasının arabasında kaldığı için enfeksiyon kaptı.
Le train pour Boston part tôt demain. Tu sais comme c'est difficile de sortir un ado du lit.
Yarın Boston'a erken saatte bir trenimiz var ve sabahları gençleri yataklarından kaldırmanın ne kadar zor olduğunu bilirsin.
C'est une ado.
- Sadece bir genç kız.
Et un jour, si tu as de la chance, tu te tiendras à ma place et tu engueuleras ton propre ado!
Ve günün birinde, gerçekten şanslıysan, benim yerimde durup kendi çocuğuna bağırırsın!
C'est un peu sombre, mais j'ai été ado.
Biraz karanlık ama seni anlıyorum ne de olsa ben de bir zamanlar gençtim.
Je suis arrivée ici, Alex faisait son ado désagréable, irrespectueuse envers son père.
Evde geziniyordum ve Alex'te o pis ergenlik işlerini yapıyor ve babana saygısızlık ediyordu.
Je veux savoir ce que tu faisais avec cette pute ado nommée Cherry LeBlanc.
Cherry LeBlanc adlı genç bir fahişe ile... ne işin olduğunu bilmek istiyorum.
J'ai appris que c'est une ado.
Pek çıtırmış, duydum.
Et je me suis comportée comme une ado.
Biliyor musun anne?
C'est un ado.
O yeni ergen oluyor.