Translate.vc / Français → Turc / Adrénaline
Adrénaline traduction Turc
1,357 traduction parallèle
La seule chose que tu puisses faire, c'est de maintenir le flux d'adrénaline constant.
Onu yavaşlatabilmek için yapacağın tek şey, adrenalin akışını sabit tutmak.
Écoute-moi. Cette merde qu'ils t'ont injectée bloque ton adrénaline.
Sana verdikleri mal adrenalin etkisini sönümlüyor.
C'est de l'adrénaline artificielle. C'est en seringue de 10 milligrammes.
10 miligramlık şırıngalarda oluyor.
Une sorte d'adrénaline artificielle.
Bir çeşit yapay adrenalin.
- Adrénaline artificielle?
- Yapay adrenalin mi?
Tu es un drogué à l'adrénaline, sans âme.
- Delisin sen! Sen ruhu olmayan bir maceraperestsin!
- L'adrénaline le ralentit.
- Sadece adrenalin onun etkisini azaltabilir.
Accro à l'adrénaline. Accro à la violence.
- Adrenaline ve şiddet bağımlısı...
- J'ai une montée d'adrénaline.
- Bünyem adrenaline doymuş durumda.
Adrénaline.
Epinefrin verin.
Je comprends que vous soyez un Asgard et tout ça, mais quand même, vous devriez ressentir une petit montée d'adrénaline.
Asgard falan olmanı anlıyorum ama birazcık bile olsa adrenalin vızıltısı hissediyor olmalısın.
Mon corps n'a pas la glande surrénale qui produit chez vous l'adrénaline, et même si c'était le cas, je ne serais pas si facilement impressionné.
Bedenim senin sisteminde epinefrin üreten adrenal bezine sahip değil ve sahip olsaydım bile senin kadar kolay etkilenmezdim.
Tu sais... Comme une montée d'adrénaline.
Bilirsin işte adrenalin yüklenmesi gibi.
Son taux d'adrénaline, suggère qu'il a des informations vitales sur les Daleks.
Adrenalinin artması, Dalekler hakkında hayati bilgisi olduğu izlenimi veriyor.
Je présume que vous me ressemblez pas mal... assez intelligente pour savoir, que ce n'est pas réel, mais malgré ça, le coeur commence à s'emballer, l'adrénaline monte en flèche.
Galiba bana çok benziyorsun. Bunların gerçekten olmadığını anlayacak kadar zekisin. Ama yine de kalbin dörtnala koşuyor.
- C'est l'adrénaline.
- Adrenalin yüzünden.
Écoute, mon p tit pote, je pige que c'est le bal de promo et que l'adrénaline monte, mais... Non, pas ce soir.
Dinle, küçük, bunun bir balo olduğunun ve adrenalinizin arttığının farkındayım, ama...
et nous savons qui vous êtes ah oué des chercheus de fantômes cherchant de l'adrénaline.
Biz de sizlerin kim olduğunu biliyoruz. Öyle mi? Amatörler.
La plupart des soldats montre des niveaux réduits d'adrénaline après l'apogée des événements.
Çoğu askerin adrenalini tükeniyor.
Melinda, ce tonnelet d'adrénaline c'est John Gregory, secouriste à l'essai.
Melinda, buradaki adrenalin deposu da John Gregory, stajyer sağlıkçı.
Quand votre fille est entrée au bloc, son corps surproduisait de l'adrénaline, ce qui la maintenait éveillée et l'empêchait de souffrir.
Kızınız ameliyathaneye alındığında, vücudu, kan dolaşımına adrenelin pompalıyordu, bu da onun bilincini kaybetmemesine ve, ah, acıyı hissetmemesine neden oldu.
L'adrénaline s'est mise à baisser et elle a perdu conscience suite à ses nombreuses blessures qui...
Adrenalin akışı durdu, bunun sonucunda bütün bu yaralara dayanamadığından...
J'adore cette poussée d'adrénaline à chaque fois que je mens.
Birisinin yüzüne karşı yalan söylerken oluşan adrenalin patlamasını seviyorum.
Avec l'adrénaline en plus, j'avais déjà éliminé ces drogues.
Ayrıca kaçışımdaki adrenalinle ilaçlar sistemimden atılmış olmalı.
Ça devait être la montée d'adrénaline ou le fait qu'il ressemblait à un ange, mais je n'ai jamais embrassé quelqu'un aussi vite. Oui.
Adrenalinin artması yüzünden miydi, yoksa onu melek sandığımdan mıydı..... bilmiyorum ama o kadar çabuk öpüştüğüm ilk adamdı.
C'est juste une montée d'adrénaline.
Bunun anlamı biraz adrenalin pompaladığındır.
Ta pression sanguine a augmenté, ton adrénaline était excessive, et ta quantité de globules blancs suggère que tu t'es cassé quelque chose.
Kan basıncın yükseldi böbreküstü bezlerin aşırı hızlandı ve beyaz hücre sayın, bir yerini kırmış olabileceğine işaret ediyor.
adrénaline, acétylcholine, et vlan les endorphines.
Adrenalin, asetilkolin ve de endorfin!
On n'est que poussée d'adrénaline, vous savez?
Damarlarındaki adrenalini hissedersin, anlarsın ya.
Je marche à l'adrénaline en ce moment.
Bazen adrenalin almam gerekiyor.
Non, donnez-moi le reste de l'adrénaline.
Hayır! Kalan adrenalini de ver.
2cc d'adrénaline.
2cc 1'e 1000 adrenalin.
En gros, on essaie de trouver si les nerfs qui contrôle sa pression sanguine sont prédisposés à court-circuiter quand il a une montée d'adrénaline.
Temel olarak bulmaya çalıştığımız, Bir adrenalin deşarjı sırasında, kan basıncını ayarlayan sinirlerinin, Kısa devre yapmaya yatkın olup olmadıkları!
Tu sais ce que c'est quand tu t'excites avec l'adrénaline :
Adrenalin pompalanmaya başladığında insana neler olduğunu sen de bilirsin!
Tu veux que je lui injecte l'adrénaline?
Adrenalin vermemi ister misin?
Tu es sous impulsions d'adrénaline
- Evet, öyle. Bu heyecanlı, aceleci haldesin.
Quand on a froid... la chaire de poule, quand on est excité... l'adrénaline.
Soğuk aldığımızda- - tüylerimizin ürperdiğinde, heyecanlandığımız zaman- - adrenalin.
Alors pourquoi un drogué à l'adrénaline tel que vous perdrait son temps à retoucher des images?
Peki neden sizin gibi bir adrenalin bağımlısı Photoshop'ta zaman öldürür ki?
Toute cette préparation et l'adrénaline, et les talents présents dans cette équipe...
Yeni sezon için bir sürü hazırlık yapıldı ve herkes heyecanlı. Ve bu takımda çok yetenekli oyuncular var.
Alors on augmente la limite, parce que je pense que vous serez surpris de voir ce que ça fait à votre adrénaline si vous pariez un demi-million.
Biz de limiti arttırırız. Çünkü bence bir elde yarım milyon oynamanın adrenalin seviyene yaptıklarına şaşıracaksın.
T'étais une vraie sauvage. Si je me souviens bien, t'avais un problème de montée d'adrénaline non?
Vahşi bir kızdın, yanlış hatırlamıyorsam, adrenalinle ilgili bir sorunun vardı, değil mi?
On continue de l'aider pendant quelques minutes encore. Brûlons l'adrénaline.
Heyecanı yatışana kadar ona havada birkaç tur daha attıralım, diyorum.
On choisit la médecine pour les poussées d'adrénaline, pour l'euphorie, pour l'aventure.
Hizi için, yükseklere çikmak için, devam etmek için doktorlugu seçeriz.
On choisit la médecine pour les poussées d'adrénaline... pour l'euphorie pour l'aventure.
Hızı için doktorluğu seçeriz, yükseklere çıkmak için, devam etmek için.
Faudrait que je trouve de l'adrénaline ou n'importe quoi d'autre.
Adrenalin falan bulmalıyım.
Donnez-lui de l'adrénaline.
Kan basıncını yükseltin.
A cause de l'afflux d'adrenaline, hein?
Çünkü bu tehlikeli.
Ou c'est juste pour l'adrénaline?
Yoksa korkularınla yaşamak mı istiyorsun sadece?
L'adrénaline la rendait complètement dingue.
O çılgınlıklara bayılırdı.
Ecoute, les gens ont tout le temps des trous de mémoire dans des situations de crise, de terreur ou très stressantes. Nate, Nate. Tu sais, c'est une sorte de surcharge d'adrénaline.
Yani bu bir tip aşırı adrenalin yüklenmesi durumu.
# Work it, twerk it, # # exercise adrenaline #
O çok fazla sırrı olan bir adam, Daniel.