English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Agenda

Agenda traduction Turc

1,310 traduction parallèle
Lieutenant Caine. Vous n'êtes pas sur mon agenda.
Teğmen Caine, randevu defterinde isminizi gördüğümü hatırlamıyorum.
Ça, ça devait pas être sur son agenda. J'étais venue chercher mon solde.
İçimden bir ses bunun ajandasında yer almadığını söylüyor.
- Je vais chercher mon agenda, et on va choisir une date la semaine prochaine
Ajandamı getireyim, gelecek hafta için bir gün belirleyelim.
Sortez votre agenda.
Randevu defterini çıkarın!
Prenez cet agenda et fixez-moi un rendez-vous, sinon je dis que vous avez laissé un instrument dans mon ventre au cours de ma plastie abdominale.
Şu defteri açıp, bana hemen bir tarih verin, Doktor Troy... yoksa dünyaya geçen yıl karın yağlarımı alırken,... içimde bir araç unuttuğunuzu söylerim.
Sinon, nous devrons divulguer les secrets de cet agenda, toutes ces opérations macabres et pitoyables que vous nous avez forcés à exécuter sous la menace, à la presse féminine.
Yoksa bu defteri ve bize zorla yaptırdığınız... dehşet verici ameliyatlarla ilgili bilgiyi "Women's Wear Daily" gazetesine veririz.
En vérifiant dans l'agenda, j'ai compris pourquoi.
Randevu defterine bakınca nedenini anladım.
Mais, je prévoirai du temps pour toi et moi dans mon agenda.
Ama, araya birazcık Seth-Ryan zamanı eklerim.
Je dois vérifier mon agenda.
Programıma bir bakmam lazım.
Alors, qu'est-ce qui suit sur ton agenda rempli?
Yoğun gündeminde sırada ne var?
Son agenda indique qu'il a déjeuné avec elle une fois par semaine.
Takvimine göre haftada en az bir kez onunla görüşüyormuş.
Ses lunettes, son agenda étaient dedans.
Gözlükleri, ajandası içindeymiş.
- Je viens juste prendre mon agenda.
- Sadece ajandamı alacağım.
C'était pénible. - Tiens, ton agenda.
- İşte telefon defterin.
Il a mentionné plusieurs fois un certain D.S. dans son agenda.
Ajandasında birçok defa "D.S." kelimeleri yazılıydı.
On a trouvé plusieurs pages déchirées d'un agenda qui parlaient de D.S.
Çünkü ajandanın ilerleyen sayfalarında "D.S." ile yine karşılaştık.
Il y a une référence à un F.W. dans son agenda.
Burada bir F.W. olmalı. Joe'nun not defterinde.
Mon agenda téléphonique.
Telefon rehberim.
On essaye d'arrêter ce type qui vient juste d'arriver dans notre ville et son agenda indique qu'il vient de votre région.
Şey, kasabamıza yeni taşınan bu adamı yakalamaya çalışıyoruz ve dosyada diyor ki, sizin bölgeden buraya gelmiş.
En m'éveillant, j'ai vu que vous aviez plié mes affaires et mis mon agenda sur le lit.
Uyandığımda, giysilerimi katlamış ve not defterimi yatağın üstüne koymuştun.
Mon agenda contenant mon nom et la lettre de mon éditeur.
O not defterinde ismim ve yayıncımdan gelen bir mektup vardı.
Je consulte mon agenda.
Sadece programımı kontrol etmeliyim.
Mettons que je vérifie mon agenda et que je sois libre samedi soir.
Diyelim ki, ajandama baktım... ve cumartesi akşamı boş olduğumu gördüm.
- Ton agenda.
- Programına bir bak.
- Ça dépend de mon agenda.
- Programıma bakarım.
Simon, voyez l'agenda des dépositions.
Simon, bugün bir ifade programi çikar.
On va choisir un numéro sur ton agenda.
Telefon rehberinden bir numara seçiyoruz.
- Bon, mon agenda.
- Bekle, günlüğümü kontrol etmeme izin ver.
Un agenda, pour quoi faire?
- Ona bakman ne işine yarayacak? - Ne zamandan beri günlük tutuyorsun?
C'est normal d'avoir un agenda.
Birçok insanın günlüğü vardır. Günlüğümün olması gayet normal.
Nola et moi, on aimerait te parler de ton agenda.
Nola ve ben... programınla ilgili bazı noktaları tartışmak istiyoruz.
Inscrivez-le dans votre agenda.
Takvimlerinize kaydedin.
Désolé, j'avais pas noté ça dans mon agenda.
Üzgünüm programımda sen yoktun.
Je n'ai rien d'autre sur mon agenda de tout l'été que des jours de farniente et des nuits insouciantes.
Bu yaz programımda sadece tembel günler ve boş geceler var.
On va y venir, mais on doit d'abord régler d'autres problèmes. On a un agenda à tenir.
Bir silah sahibi olmak ve onu nasıl kullanacağını bilmek bu ülkeyi bu kadar harika yapan özelliklerden biri.
Est-ce qu'elle a un agenda?
Program tutmuş mu?
Je marquerai cette date sur mon agenda.
Tarihi sabırsızlıkla bekliyorum.
J'ai vérifié avec notre contact aux renseignements indiens. Il dit que le Général conserve une copie codée de ses contacts et un agenda dans un coffre, dans sa chambre.
Hint istihbaratındaki adamım, General'in programın ve bağlantılarının şifreli bir kopyasını odasındaki kasada tuttuğunu söyledi.
Il y a une adresse récurrente dans l'agenda. Kristina Korut, 37E.
Takvimde sıkça geçen bir adres buldum.
Il s'occupe de l'agenda de Bethlehem.
Thompson Bethlehem'ın ajandasını tutuyor
Ouais. Vous avez vu son agenda.
Evet, ajandasını gördük.
On a appelé aux numéros de l'agenda de la victime.
Bizim kurbanın ajandasındaki telefon numaralarını araştırdık.
Je le sais car elle coïncide avec l'échantillon pris dans votre agenda.
Bunu biliyorum, çünkü yazılar sizin randevu defterinizdeki örnekle aynı.
Donc vous n'avez aucune idée de pourquoi Wesley Harding avait votre exemplaire de l'agenda du Bishop Cochran?
Yani, Wesley Harding'da sana ait Bishop Cochran yıllığının... ne aradığına ait bir fikrin yok?
M. Booth était aussi le dernier rendez-vous sur son agenda, ce qui fait de lui son alpha et oméga,
... Booth Beyimizle imiş. Kızın hem ilk, hem de son dalgası oymuş.
Non seulement tu gères mon agenda, mais en plus tu me conduis.
Hem geç kalmamı engelliyorsun hem de randevuma götürüyorsun beni.
Si vous trouvez quoique ce soit dans les affaires de votre soeur qui pourrait nous éclairer sur sa mort, des lettres, un agenda, appelez moi immédiatement.
Kızkardeşinizin eşyaları arasında, ölümünü aydınlatacak her hangi bir şey bulursanız, mektuplar ya da günlük, lütfen hemen beni arayın.
Vous avez un agenda électronique?
Cep bilgisayarın var mı?
- Je veux juste mon agenda.
Endişelenme.
Je consulte mon agenda...
Programıma bakmalıyım.
Je ne pense pas qu'elle aurait laissé derrière elle un agenda avec écrit "déclencher le prochain feu ici".
Arkasında üzerinde "bir sonraki yangın burada çıkart"

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]