Translate.vc / Français → Turc / Agora
Agora traduction Turc
25 traduction parallèle
Mon lit est de nouveau telle l'agora d'Athènes :
Yatağım bir kez daha Atina meydanına dönüştü.
"Agora", qui veut dire "place" en grec et "phobie", qui veut dire "peur".
"Aracha" Yunancada örümcek demektir ve "phobia" korku anlamına gelen fobidir.
Je l'ai trouvé dans l'Agora.
Onu Agora'da buldum.
- Il est agoraphobe.
- Agora fobisi var.
- Agro quoi?
Agora ne?
Au beau milieu de l'Agora!
Hem de Agoranın tam göbeğinde!
Des chrétiens se sont réunis dans l'Agora.
Hıristiyanlar Agora'da toplanmışlar.
Tu as fini tes courses au marché local, l'agora. Et tu regardes le ciel.
Yerel bir markette alışverişini bitirdin veya pazarda ve gece gökyüzüne doğru baktın.
Le mot grec "agora" désigne un lieu de rassemblement. Et dans l'antiquité, c'était le cœur de la vie athénienne.
Yunanca "agora" toplanılan yer anlamına gelir ve antik çağda Atinalıların kalbi burada atardı.
C'est l'Agora à Athènes.
Atina'daki Agora Kasabası.
Je voyais un agora phobique, comme dans "Grey Gardens", tu sais, tout ramassé dans un coin avec un groupe de chats!
Açık alandan korkan biri "Grey Gardens" daki gibi, bilirsin. Hepsi kedilerle bir köşeye sıkışmış insanlar!
Tu sais, je vais traîner son cul d'agora phobique dans la rue et lui faire bouffer des escargots.
Onun agorafobik kıçını caddeye sürükleyeceğim ve ona sümüklüböcek yedireceğim.
Tout ceci me fait penser à une agora.
Bunlar bana Agora'yı hatırlatıyor.
Oui, je suis dans la rue Agoria n ° 400, Valence.
Evet, Valencia'da, 400 no'lu Agora sokağındayım.
Mais j'ai parlé à Bob Toris en personne, et il veut absolument qu'Agora vous offre quelque chose.
Fakat Bob Toris ile bizzat konuştum. Kendisi Agora'nın size bir şeyler vermesi konusunda ısrar etti.
- Je travaille à Agora depuis 11 ans.
Agora için 11 yıl çalıştım.
Juste avant qu'Agora me vire l'an dernier, l'entreprise m'a envoyé dans la Mer Noire.
Geçen sene Agora beni kovmadan önce onlarla Karadeniz'e gitmiştim.
Je travaillais pour la Société maritime Agora.
Ben Agora Deniz İşletmesi diye bir yerde çalıştım.
M. Lewis, Agora croit que c'est le sous-marin perdu.
Bay Lewis, bunun o olduğunu düşünüyorlar.
En 2008, Agora en a informé le gouvernement de la Géorgie et lui a proposé un marché.
2008'de bu bilgiyi Gürcistan hükümetinden aldılar. - Ve bir anlaşma önerdiler.
Les Géorgiens ne connaissent pas son emplacement, et Agora ne peut pas agir tant que le conflit dure.
Gürcüler biliyor ama tam yerini değil. Agora da ihtilaf çözülene kadar oraya gidemez.
Agora, ton ancien employeur.
Agora. Eski şirketin.
Agora t'a berné.
Agora seni oyuna getirdi.
La version du parc des Grecs anciens était l'agora, un lieu de rassemblement pour les gens de tout paysage- -
Parkın, Antik Yunan'daki adı Agora'ydı, her türden insanın bir araya geldiği yer- -
Gestion de clusters? Sous Agora, LAMP.
Geniş çaplı küme denetimi, Aurora, internet servis kümesi.