Aj traduction Turc

AGENCE DE PUBLICITÉ

REKLAM AJ ANSI

Mais des doutes ne suffisent pas pour aj... Pour demander l'ajournement de l'exécution.

Ancak şüphelerim bu infazın durdurulmasına yetmez.

L'AJ AC, au coin de la rue Antisémite et de Pogrom Square.

YMACA. Anti Semitizim Caddesi ile Soykırım Meydanı köşesi.

Maintiens le code 5.

AJ, Kod Beş.

Je ne l'ai pas, alors je vais vous paralyser.

Ama değilim ve sizi felç edeceğim. AJ.

J'en suis persuadé. J'ai une meilleure idée.

Evet.Eminim öyledir AJ.

Les chefs des partis, après le Conseil de Sécurité.

AJ.Güvenlik Konseyinden çıktıktan sonra Liderlerle görüşmeye başlayalım.

J'ai battu Fittipaldi. Deux fois.

AJ Fittipaldi diye birini yendim.

AJ Marley.

AJ Marley.

Nikki!

Evet, fark ettim. Adı AJ. tamam mı?

- Tu es sa plus vieille amie.

Sen AJ.'in en eski arkadaşısın.

AJ, rappelle Lindsey Blundetto!

AJ, Lindsey Blundetto'yu ara.

Un gâteau pour la collecte de fonds d'AJ.

Ne yaptın? - AJ'in kermesi için kek.

- C'est AJ!

- Kaç defa söyledim.

- Bien essayé.

Ben yapmadım. AJ yapmış.

Sur la droite c'est AJ Ross.

Soldaki A.J. Ross.

A.J. Est mon meilleur ami et mon grand amour.

AJ benim en iyi dostum ve en sevdiğim sevgilim.

On ne trouve pas le nom de Pearl sur une étoile de Hollywood Boulevard.

Ben AJ Benza. Pearl Burton'ın adını Hollywood Şöhret Kaldırımında bulamazsınız.

Je te parle d'histoire, moi, A.J.

- Oda servisi mi? Burada tarihten bahsediyoruz, AJ.

Achète des terrains. Dieu ne va plus en faire.

Toprak al, AJ çünkü Tanrı başka toprak yaratmıyor.

Qu'est-ce tu fais en bas?

- AJ, aşağıda ne yapıyorsun?

- Parce que c'était AJ le problème?

Esas problem A.J'in kendisiydi.

A.J., on démarre.

AJ motoru çalistir.

- AJ., ramène le gars.

- A.J., çocuğu geri getir.

Je pensais au poulet au citron vert de A.J.

AJ'in limonlu tavuğunu düşünüyordum.

J'ai dit à AJ de réparer cette fuite il y a longtemps.

AJ'e şu akıntıyı tamir etmesini söylemiştim ben annemdeyken.

- Tu crois qu'on a trop gâté AJ?

- Sence AJ'e çok mu yüklendik?

AJ se consacre davantage à ses études.

AJ derslerine daha çok zaman ayırıyor.

Non, ça a changé.

Hayır, AJ'inkini değiştirdiler.

Elle m'a dit qu'AJ lui avait demandé une fois où il pourrait étudier pour devenir organisateur d'événements.

AJ ona bir keresinde hangi okulun organizasyon planlaması için iyi olduğunu sormuş.

M. Wegler veut nous voir pour discuter des mauvais résultats d'AJ.

Bay Wegler bizimle A.J.'in derslerindeki düşük performansı konuşmak istiyor.

- AJ l'a comme conseiller pédagogique.

A.J. onu üniversite danışmanı olarak seçmiş.

AJ, c'est ta mère.

A.J., ben annen.

AJ a passé la nuit en ville avec ses copains et il n'est pas rentré.

A.J. dün akşam arkadaşlarıyla şehirde kaldı ve hâlâ dönmedi.

Non, je n'en veux pas à AJ.

Hayır, aslında A.J.'i suçlamıyorum.

- Où est AJ?

- AJ nerde?

AJ, ça va bien?

A.J., nasıl gidiyor?

AJ, va réviser là-haut.

A.J., yukarı çıkıp ders çalış.

- Les copains d'AJ étaient là l'autre jour.

- AJ'in arkadaşları burdaydı.

Avec Meadow qui va se fiancer, AJ presque...

Yani, Meadow'un nişanlanmasıyla, AJ neredeyse,

- AJ...

- AJ...

- AJ!

- AJ!

Je l'ai emprunté à AJ.

AJ'den ödünç aldım.

Je l'ai trouvé par terre au fond d'un placard.

AJ'in dolabının arkalarında yerde buldum.

Aj... ax.

A-Ajax!

Ou AJ Hidell?

Yoksa o kişi A.J. Hidell miydi?

- J'ai cru que tu bougeais

Ben Aj-Tak'tan, Delhi'den

J'aj un probleme.

Bazı sorunlarım vardı. Belki bana yardımcı olabilirsin.

J'aj trouve.

- Onu buldum.

- On y va?

- Kapa çeneni. - AJ.

J'étais... t AJ... et l'alcool... et... c'est différent maintenant. Je sais...

Biliyorum, tatlım.