Translate.vc / Français → Turc / Album
Album traduction Turc
2,814 traduction parallèle
La juge a voulu faire des interrogatoires séparés. Ce qu'ils allaient utiliser comme gage de preuve était l'album de famille.
Yargıç ayrı ayrı görüşme yapmak istedi ve bu görüşmelerde kanıt unsuru ailenin fotoğraf albümüydü.
J'ai secoué mon gagne-pain durant un album entier pour lui.
Para makinemi tüm albüm için sallayıp döktüm yani.
- Super album.
- Harika albümdür.
Si ça peut te redonner le moral... Je signerai ton album photo de l'année.
Ama kendini iyi hissettirecekse yıllığını imzalayabilirim yani.
Il y a un album de Lindsay Lohan, là-dedans.
Bana yanlış kararlardan bahsetme, çünkü bunların arasında Lindsay Lohan CD'si de var.
J'ai un petit ami ici et je mixe moi-même mon album.
Burada bir erkek arkadaşım var ve albümümü düzenliyorum.
Tu n'as pas un album à produire?
Satış rekorları kıran albümler hazırlaman gerek sanıyordum.
N'oublie pas encore ton album de timbres.
Pul koleksiyonunu bir daha burada bırakma.
... et les mettre dans l'album.
... ve onları deftere yapıştıracaksın.
Mets le dans l'album.
Onu deftere yapıştır.
J'ai terminé cet album.
Bu defterle işim bitti.
J'ai rencontré quelqu'un, qui a téléchargé le nouvel album de Robyn.
Biriyle tanışmıştım, yeni Robyn albümünü indirmiştim.
Pourquoi tu ne reprendrais pas juste ce paresseux et horriblement sirupeux style d'enseignement et ne le collerais tu pas un album célèbre?
Neden tembel ve son derece vıcık, vıcık olan öğretme stilini benimseyip... -... çok meşhur bir albüm ödevi ver.
Maintenant je ne parle pas juste d'un quelconque album, William.
Şimdi, herhangi bir albümden bahsetmiyorum, William.
J'aime cet album.
- O albüme bayılırım.
Bien sur que tu aimes cet album.
- Elbette o albüme bayılırsın.
Cette album, teen Solomon Grundy est une des bandes sonores à succès de tout les temps.
Bu albüm, ergen Solomon Grundy gelmiş geçmiş en çok satılmış film albümüdür.
C'est son album photo.
Bu da rezervasyon fotoğrafı.
Je vais lui faire signer mon album.
Ona yıllığımı imzalatacağım.
Je peux signer ton album?
Yıllığını imzalayabilir miyim?
Tu veux bien signer mon album?
Yıllığımı imzalar mısın?
Tu fais signer ton album?
Yıllıklarınızı mı imzalatıyorsunuz?
Tu as envoyé sa photo pour l'album?
Yıllık için Greg'in fotoğrafını gönderdin mi?
Je dois finir de signer son album.
Greg'in yıllığını imzalıyorum.
Oh, et j'ai les enregistrements du premier album des Blues Traveler.
Ve Blues Traveler'ın ilk albüm kaydını yönettim.
Un album du groupe Queen.
Queen'in bir albümü.
Je téléchargeais le dernier album de Sade sur tous les ordinateurs.
Az önce herkesin bilgisayarın Sade'nin yeni albümünü yüklüyordum.
Tu as l'album "Spoonfull"?
Spoonful * albümünü aldın mı?
Je t'ai acheté le dernier album des Beatles.
Al sana Beatles'ın son albümünü aldım.
Ni même écouter l'album de Slayer.
Ya da yeni Slayer albümümü dinleyeceğim?
J'ai enregistré un album de de démo par moi-même.
Bak kendim demo olmaya layık bir albüm kaydettim.
Pour l'album, je pense que tu es par toi-même arrivée où tu es.
kayıtlara geçsin, bugün burada olduğun yere kendi kendini getirdin.
Vous saviez qu'elle préparait un nouvel album derrière votre dos.
Senden habersiz bir CD hazırlığı içinde olduğunu biliyordun.
"Mon prince charmant"? Votre album?
"Yakışıklı Prensim" Resim albümün.
Tu prépares l'album?
Sen yıllık fotoğrafçısı mısın?
Je suis partie en laissant l'album photo avec mon certificat d'enseignante.
Fotoğraf albümlerini ayırırken sanırım öğretim belgemi sende unuttum.
Rien, je lui donnais son album.
Sadece istediği albümleri veriyordum ona.
C'est notre première photo ensemble et je lui prépare un album.
Beraber çekildiğimiz ilk fotoğraftı ve onun doğum günü için yaz anılarından bir defter hazırlıyorum.
Thomas a fait cet album photo.
Thomas yanında bir fotoğraf albümü getirdi.
Il y a rien de plus fastidieux que d'avoir à éplucher l'album photos des vacances de quelqu'un d'autre.
Masanın başına oturup da birinin tatil fotoğraflarına bakmak zorunda kalmak kadar sıkıcı bir şey yoktur sanırım.
En Afrique du Sud, c'était un album très vendu.
Ve Güney Afrika'da bu albüm çok tutmuştu.
Alors on lui a parlé, et on a pensé qu'on devait faire un album avec lui.
İşte o an, onunla konuştuk ve ona bir albüm çıkartmaya karar verdik.
Je ne l'ai entendu jouer qu'une fois, et une des chansons de l'album s'appelait... L'homme de sucre?
Onu çalarken bir kez dinledim,... ve albümündeki şarkılardan birisini çalıyordu, şarkının adı Sugar Man miydi?
Peut-être dans cet album, je ne sais plus où...
Muhtemelen bu albümdedir, tam yerini bilemiyorum.
Il adore vraiment votre album.
"Senin albümünü gerçekten beğendi." Rodriguez bana dedi ki,
Je ne peux pas croire que cet album n'ait pas marché.
"Bu albümün başarısızlıkla sonuçlandığına inanamıyorum."
ils veulent tous acheter ton album, et moi aussi.
Hepsi albümünü almak istiyor, ben de.
Je prends cet album.
Bu albümü alıyorum.
Non, je veux juste l'album.
Hayır Gil.
Donne-moi l'album.
Ver albümü.
Votre album de mariage, son dossier, tout.
Düğün fotoğraflarınız, onun dosyaları, her şeyi yükleriz.