Translate.vc / Français → Turc / Alta
Alta traduction Turc
242 traduction parallèle
- J'ai mis les vôtres au fond.
- Merak etme. Sizinkini alta koydum.
Moi, votre Magicien, per ardua ad alta, j'entreprends une expédition dangereuse, et techniquement inexplicable, dans la stratosphère de la stratosphère!
Ben, per ardua ad alta büyücünüz dış stratosfere doğru tehlikeli ve teknik olarak açıklanması imkansız bir geziye çıkmak üzereyim!
Ah, les lames de rasoir et le papier de la machine à écrire... le dentifrice et le savon, les enveloppes. Disons pour les faux frais 5 dollars.
Tıraş bıçağı, daktilo kağıdı, diş macunu, sabun ve zarf hepsini rastgele alta yaz $ 5.00.
Pouvez-vous imaginer ce qu'éprouvait cette pauvre mère... quand elle vous a vu vous battre avec son fils, ses vêtement en lambeaux...
Oğlanın annesi içeri girdiğinde neler oluyor sandı acaba. Siz oğlanla alt alta üst üste, yerde yuvarlanırken...
- C'est là qu'il a plongé.
Alta gittiği yer burası.
- Je vais voir s'il y a des dégâts.
- Hasar için alta bakacağım.
Alta!
Alta.
Alta, je t'avais bien demande... de ne pas venir dejeuner avec nous.
Alta, yemekte bize katılmamanı özellikle rica etmiştim.
Eh bien ca m'ennuie de vous dire ca, Alta, mais... il est tristement celebre dans sept systemes planetaires.
Bunu söylemek istemezdim Alta ama o adamın tam yedi gezegen sisteminde adı çıkmıştır.
- Alta?
- Alta.
L'intensite du sifflet depasse notre ouie.
Alta'nin düdüğü insanin işitme frekansının üstünde.
Hors de l'influence d'Alta, il demeure un fauve.
Kızımın etki alanının dışında yine öldürücü bir vahşi hayvan.
A tres bientot, j'espere, Alta.
Umarım yakında yine görüşürüz, Alta.
Bonjour, Alta.
- Merhaba Alta.
Ne comprenez-vous pas, Alta?
Anlamıyor musun Alta?
Que desirez-vous, Mlle Alta?
Bu kez ne istiyorsunuz, Bayan Alta?
Alta, ecoutez. Vous ne devez pas- -
Alta, dinle sen...
Attendez une minute, Alta.
Dur, dur bir dakika Alta.
Je regrette de vous avoir parle si brusquement hier, Alta.
Dün seninle öyle konuştuğum için çok özür dilerim, Alta.
Alta... vous etes toujours ravissante.
Alta her zaman çok güzel görüneceksin.
Alta.
- Alta.
Alta!
- Alta. - Baba!
- Alta, ou es-tu?
Alta, neredesin? - Baba.
- Laisse-les entrer. - Ce sont les ordres de votre pere.
Alta, bu babanın emri.
Si vous m'aimez, partez! Alta.
Beni seviyorsan git.
Toubib, pouvez-vous lui faire entendre raison?
- Alta. Doktor, şu kıza biraz akıl verir misin?
Tu as decide pour moi.
Şimdi sen benim yerime yaptın. - Alta.
- Alta! - Je suis prete a vous suivre, cheri.
- Seninle gitmeye hazırım sevgilim.
- Alta, va dans mon bureau.
Alta, çalışma odama git.
- Vous etes fou! Elle vous a suivi ici et vous allez vous faire dechiqueter devant Alta!
Onu buraya, seni parçalarken Alta'nın görebileceği yere başka nasıl çekerdin?
Alta, dis que tu ne m'en crois pas capable!
Alta, buna inanmadığını söyle. İnanmadığını söyle.
Alta!
Alta...
Oui, Alta, votre pere, mes camarades... tous les tresors scientifiques des Krells.
Evet, Alta. Baban, arkadaşlarım Krell'in birikmiş tüm bilgisi.
Alta, dans un million d'annees, l'humanite... aura atteint les sommets ou les Krells connurent... leurs plus grands triomphes et leurs plus sombres tragedies.
Alta, bundan bir milyon yıl sonra insan ırkı da Krell'in büyük zafer ve trajedi anında durdukları noktaya çıkmış olacak.
Descendez-le quand il vous passera dessous.
Junior, Prien, alta geçince vurun onu.
C'est toujours les mêmes qui trinquent.
Nerede bela varsa beni bulur zaten. - Sana, alta takmanı söyledim.
- Préparez-vous à appareiller.
Alta almaya hazırlayın.
Mais on sentait une arrière-pensée. Et il a dit :
Aslında alttan alta... şöyle diyordu...
Ils m'ont fait sauter mes chevrons.
Rütbemi en alta indiriyorlar.
Son nom au-dessus et signez en dessous.
- Onun adı üstte. Sizinki alta.
Oh, est-ce que c'est celui ou tu fais semblant de mélanger mais tu mets vraiment ma carte au bout du jeu?
Oh, bu şu karıştırır gibi yaptığın ama benim kartımı en alta koyduğun numara mı?
Les bas résille ne servent qu'à cela?
Sadece alta giyilen ağlarmı bunlar?
Allez, Monroe, tant qu ´ il est temps.
Hadi yapalım, Monroe. Önce ben alta geçiyorum.
Mets "À vendre" en bas.
Alta "Satılık" yaz.
Les scanners Alta tech ne révèlent aucune poursuite des Cylons.
Alta tech tarayıcılarına göre Cylon takibinden hiç iz yok.
Juste au milieu.
Tam sağ alta.
Il s'est planté dans la trombe, tout au fin fond... il l'a mise sens dessus dessous le petit bout de cône en l'air!
Kasırgaya doğru uçtu... ... dibinden tuttu ve altını üstüne çevirdi! Küçük ucunu üste, büyük ucunu alta getirdi!
Je leur ai dit pas moins d'une centaine de fois... de mettre Spinal Tap en tête d'affiche.
- Çok güzel. Bir defa söylesem neyse, onlara yüz kere dedim ki... Spinal Tap'i üste, "Kukla Şov" u alta yazın dedim.
Installe le matelas au fond.
Örtüyü alta ser.
L'héroïne en bas.
EROİNİ en alta koy.
Je suis desole, Alta.
Üzgünüm, Alta. Bunu yapmak zorundaydım.