Translate.vc / Français → Turc / Ambassador
Ambassador traduction Turc
79 traduction parallèle
Vous êtes attendu à l'Ambassador, à Chicago.
İki gün içinde, Şikago'da Ambassador East'te olacaksınız.
Kaplan est parti pour l'Ambassador, à Chicago.
Kaplan ayrılmış, Şikago'da Ambassador East Oteli'ne gitmiş.
A l'Ambassador, une vingtaine de russes. Ils viennent voir le pape.
Ambasciatori Hotel'de, yardımcı derneklerden yaklaşık 20 Rus, Papa'yı görmeye gitmiş.
Les Russes sont descendus à l'hôtel Ambassador.
Ruslar, Ambassador Otel'de kalıyorlar.
Nous allons vous conduire directement à l'hôtel Ambassador.
Sizi doğruca Ambassador Hotel'e götüreceğiz.
Celui des scénaristes à l'Ambassador.
Büyükelçilikteki Metin Yazarları Balosu.
L'hôtel Ambassadeur à Helsinki. Où on s'est rencontrés.
Helsinki Ambassador Hotel'inki tanıştığımız yer.
Bienvenue à l'Ambassador.
Ambassador Lounge'a hoş geldiniz.
- À l'hôtel Ambassador.
- Şikago, Ambassador Hotel'de.
Ambassador Mollari, avez-vous des questions?
Büyükelçi Mollari, sorunuz var mı?
Impasse, Ambassador.
Çıkmaz sokak, büyükelçi.
1 5 h au Beverly Ambassador, il veut voir tout le monde.
Saat üçte, Beverly Ambassador'da, hepinizi görmek istiyor, anlaşıldı mı?
T'es sûr que c'est le chemin pour le Beverly Ambassador?
Beverly Ambassador'a nasıl gideceğimizi biliyorsun değil mi?
Au Beverly Ambassador.
Beverly Ambassador'da ya...
Je suis à l'hôtel Ambassador.
Ambassador Hotel'indeyim.
SALON CHESAPEAKE HOTEL AMBASSADOR
- Buck, sanırım beklememiz gerekecek. - Hoş çakal! - Biliyorum.
Prenez rendez-vous à l'hôtel Ambassador.
Onunla Ambassador Oteli'nde buluşursunuz. Tamam mı?
- A l'hôtel Ambassador, à...
Ambassador Oteli...
Un ambassadeur doit jongler avec les crises pour contenter tout le monde.
An ambassador juggles crises in order to push the envelope for many.
C'est une Rambler Ambassador, 4 portes, marron
Dört kapılı bir Rambler Ambassador.
5574.
Ambassador Oteli. Kennedy Kampanya Merkezi.
Vous savez... C'est l'Hotel Ambassador.
Ambassador Oteli.
Vous savez, j'etais en face de cette porte dès le premier jour de l'ouverture de l'Ambassade en 1921, et j'ai salué tout le monde :
Biliyor musunuz, Ambassador 1 921'de açıldığı ilk günden beri bu kapıda dikildim. Herkesi karşıladım :
Hotel Ambassador.
Ambassador Otel.
hotel Ambassador.
Ambassador Otel.
Bonjour. Hotel Ambassador.
Günaydın Ambassador Otel.
Elle demeure a l'Ambassador.
Ambassador'da kalıyor.
C'est l'ambassadeur Franklin avec Rebecca pour laquelle il a quitté son épouse
Ambassador Franklin, ve karısını onun uğruna terk ettiği, Rebbeca
M. l'ambassadeur.
Ambassador.
Briseuse de foyer à la Angelina, pas assez ambassadeur de l'ONU?
Angelina pek iyi olmamış mı Un Ambassador mı denesem?
Tu pensais pieuter à l'Ambassador?
Elçilikte kaldığımızı düşündün mü?
Signore Ambassador. C'est très humiliant, Signore Bedoli.
Bu çok küçük düşürücü bir davranış, Bedoli.
J'étais concierge à l'Hôtel Ambassadeur.
Ambassador ( büyükelçi ) Hotel'de kapı görevlisiydim.
Ambassador Van Doren.
Büyükelçi Van Doren.
En 1992, mon père avait trois voitures Ambassador. Oh wow..
Şimdi iyi dinle 1992 yılında babamın üç arabası vardı.
que tant que je na aurais pas acheté trois voitures Ambassador, je ne me marierais pas.
Benim 3 tane arabam olmadığı sürece evlenmeyeceğim.
son père avait trois voitures Ambassador.
Çünkü 1992 yılında babasının 3 tane arabası varmış.
que tant tant que je n'aurais pas acheté trois voitures Ambassador, je ne me marierais pas.
İşte o gün bir yemin ettim... 3 tane araba satın alana kadar Evlenmeyeceğim.
Hôtel Ambassador.
Ambassador Oteli.
Phil produit son premier spectacle.
Phil ilk oyununu Ambassador'da yaptı.
Il gaspille les millions de papa pour un spectacle à l'Ambassador.
Babasının milyonlarını Ambassador'daki bazı aptal müzikallerde savuruyor.
comme vous le savez peut-être, je présente Salé, poivré à l'Ambassador.
Bildiğiniz gibi "Pile on the Pepper" ı Ambassador'da sahneliyorum, biliyorsunuz.
Le nom de Delysia tout illuminé à l'Ambassador.
Delysia'nın adı Ambassador'un duvarlarında. Ne düşünüyorsunuz?
M. l'Ambassadeur crâne d'œuf, quelle réception! On peut causer?
Bay Ambassador, seni o koca kel kafan işlerimizi mahvediyor!
Je dois aller au centre du Peace Ambassador Program.
Barış Elçiliği Merkezi'ne gitmeliyim.
L'Ambassador.
O yer, burası, Ambassador Lounge.
Hôtel Beverly Ambassador Tu es vraiment cool!
Bizim için dünya kadar para demek.
A l'Ambassador.
- Ambassador'da.
Sénateur Kennedy. Bienvenue à l'Hôtel Ambassador, monsieur.
Senatör Kennedy.
Merci beaucoup.
Ambassador Otel'e hoşgeldiniz, efendim.
À l'hôtel Ambassador.
Ambassador Oteli.