Translate.vc / Français → Turc / Anné
Anné traduction Turc
85,821 traduction parallèle
Ne t'en fais pas, maman.
Endişelenme anne.
Maman, tu as l'air... féroce.
Anne, vahşi görünüyorsun.
T'es vachement en forme et tout, dis donc.
Amanın anne, sen harika filansın.
- Maman, les émotions, c'est humain.
Anne hisler insanlara aittir.
C'est vrai, quoi.
Alemsin anne.
On aura appris une chose :
Belki de bundan çıkaracağımız ders şudur mesele anne babamızın evliliği de olsa..
Maman, je t'aime.
Anne, seni seviyorum.
Ça ira, merci. Maman, je peux aller voir papa?
Anne, babamı ziyarete gitsem sıkıntı olur mu?
- Maman!
- Anne!
Tout le monde dans l'univers est un héros, maman.
Evrendeki herkes birer kahramandır, anne.
Maman?
Anne?
Pars!
- Anne!
Non, maman!
- Hayır, olmaz anne!
Anne...
- Anne.
Si vous voulez toujours qu'Anne parte sur l'île, dites-le.
Öncü birliğe hâlâ Anne'in önderlik yapmasını istiyorsan şimdi söyle.
Anne a raison.
Bence Anne haklı.
Un homme qui partageait le dédain d'Anne pour la sentimentalité.
Anne'in gibi duygusallığa güvenmeyen biri.
S'il était là et qu'il nous voyait hésiter entre la tuer en son nom et vaincre le gouverneur... Sachant qu'en le vainquant, nous pourrions gagner la guerre, il nous traiterait peut-être d'idiots, comme Anne.
Burada olsaydı ve onun namına Eleanor'u öldürme ya da valiyi yenme seçenekleri arasında gidip geldiğimizi ve hep beraber başlattığımız savaşı belki de bu sayede kazanacağımızı görse bize budala der miydi acaba?
Regarde-moi.
Anne şunu izle.
Le père et la mère, mari et femme.
- Anne baba, karı koca olarak.
Il le cachait à Anne Marie et Billy. Et à vous.
Sadece Anne Marie ve Billy ile sana yaptı bunu.
Maman?
Anne, iyi misin?
Maman...
Anne, anne, anne...
C'est moi.
Bu benim anne.
Je voyage vers l'ouest avec un moine.
Anne, sutraları bulmak için keşişi takip ediyorum.
Maman!
Anne!
Maman?
Anne.
BUS SCOLAIRE - Salut, maman.
Merhaba anne.
Maman... Le Père Noël n'existe pas.
Anne, Noel Baba diye bir şey yok.
Maman.
Anne.
Salut, maman.
Görüşürüz anne.
- Je suis assez grand, maman.
- Anne, yeterince büyüdüm. - Alakası yok.
Maman.
- Anne. - Efendim?
Maman, je ne suis pas un bébé.
- Anne ben bebek değilim.
- Maman.
- Anne.
Maman sera là.
Anne birazdan gelecek.
Si, maman.
Evet Anne.
- Un fils tué au combat.
Oğlu eylem sırasında öldürülen bir anne.
- Je pensais t'avoir perdu.
- Seni kaybettim sandım! Hayır, hayır, hayır anne.
Ça va, maman?
İyi misin anne?
Maman, on peut y aller?
Anne, gidebilir miyiz artık?
- Quoi, maman?
- Ne oldu, anne?
Maman, j'ai froid.
Anne üşüdüm.
Où sont mes crayons de couleur?
Anne? Pastel boyalarım nerede?
- Maman!
Anne!
Maman, je veux sortir de là.
Anne, anne. Gitmek istiyorum.
- Maman?
Anne!
Maman.
Anne!
Maman!
Anne, anne!
Pas parce que je pensais être une mauvaise mère.
Kötü bir anne olacağımı düşündüğüm için değil.
C'est la vidéo de déposition de Carrie Anne Mathison
Bu, Carrie Anne Mathison'ın videolu ifadesidir.