Translate.vc / Français → Turc / Ape
Ape traduction Turc
121 traduction parallèle
C'est pas juste de balancer Ape dans la cuvette des W-C.
Yani Maymun'cuğu tuvalete atmam doğru olmaz.
Ape et Jackie.
Maymun ve Jackie.
- Mme Ape aussi.
- Bayan Ape'in de.
Et ce soir, c'est l'APE.
Bu akşam okul aile birliği toplantısı var.
C'est toi la grand-gueule! L'APE allait acheter l'équipement pour une surprise.
Malzemeleri Okul Aile Birliği, sürpriz olarak alacaktı!
Je pourrais être la présidente de l'APE!
Eylül'de okul aile birliğine başkan olabilirim!
Il bosse pour l'APE.
O EPA'da çalışıyor.
L'APE, cool!
EPA, harika!
Mais on peut jouer à "Ape Escape", mais pas sur la N-64.
"Maymundan Kaçış" oynanır, ama N-64'de değil.
L'APE n'interdit pas les livres.
Alie Birliği kitap yasaklamaz.
L'APE est là pour vérifier que l'on n'enseigne pas la pornographie!
Alie Birliği, derslerde pornografi öğretildiği hakkında bilgilendirilmeli.
À Hung Nhu et dans le delta du Mékong.
Haung Nguyen, Mekong Delta, with a web-footed ape.
"Ape!"
Ape!
Ape, j'ai besoin de papier!
Ape, tuvalet kağıdı lazım!
Je suis obligée de faire un rapport à l'APE.
Tabii bunu ÇKÖ'ye bildirmek zorundayım, değil mi?
L'APE?
ÇKÖ?
3 JOURS PLUS TARD Dans la maison de mes parents, Ape et Phil Et je vais leur monter les bites sur mon cul.
Ape ve Phil'in evindeyiz ve onlara dalga damgalı kıçımı göstereceğim.
- Ape, j'ai un petit cul mignon.
- Ape, damgalı bir kıçım var.
On va réveiller Phil et l'échanger avec Preston, Et Ape va péter les plombs.
Phil'i uyandırıp Prestonla yer değiştirteceğiz, ve Ape aklını kaçıracak.
Si Candy et Capitaine Caverne peuvent faire partie des Douze Salopards, le béret rouge peut bien venir.
Her ne kadar Uzun Çoraplı Pipi ve Grape Ape On İki Belalı Adam için uygun adaylar olsalar da, Kırmızı Bereli'yi de yanımıza almak isteyebiliriz.
J'envoie illico un nouvel agent de l'APE. ( agence de protection de l'environnement )
Yeni bir Çevre Denetleme memuru göndereceğim.
Notre nouvel officier de l'APE est arrivé.
Yeni ÇD memurumuz geldi.
L'ancien officier de l'APE arrivait à faire son travail par simple inspection visuelle.
Diğer denetim memuru işini sadece bakarak halledebiliyordu.
- Bravo, Ape.
- Ape, ellerine sağlık.
Ape, qu'en penses-tu?
Ape, ne diyorsun?
Ape va détester ça.
Ape bundan nefret edecek.
On est chez Ape et Phil, et je vais les surprendre avec cet énorme bazooka.
Ape ile Phil'in evindeyiz ve onları bu devasa bazukayla gafil avlayacağım.
- Ape, à terre!
- Ape, yere yat!
C'est pas ma faute.
Benim suçum değildi, Ape.
Directeur de l'APE. Je suis venu parler avec le président!
Hey, bir göz daha giderse federal suç işlemiş olursun.
Vous savez monsieur, quand vous m'avez nommé Directeur de l'APE
Şu öfkeli gözlere, kocaman dişlere bak.
APE!
Tanrım...
APE!
İçeri, dışarı, içeri, dışarı.
Mon nom est Russ Cargill et je suis le directeur de l'APE.
Hangi insafsız kaçık yapabildi bunu bize?
- C'est Ape's Escape.
Anne, bu Dylan'ın en sevdiği oyun.
Tu veux jouer à Ape's Escape?
Katılmak istersen, Apes Escape oynuyordum.
T'as déjà joué à Ape's Escape?
Hiç Apes Escape oynadın mı?
L'APE dit que la teinture est toxique, ils ne peuvent plus en faire.
Çevre bürosuna göre boyası zehirliymiş, ve üretimden kaldırılmış.
Selon le Gouvernement et l'APE, on n'en avait pas besoin.
Hükümet ve Çevre Koruma Ajansı'na göre ihtiyacımız yoktu.
L'APE a commencé le nettoyage en Virginie-Occidentale.
Çevre Koruma Kurumu Batı Virginia'yı temizlemeye başladı.
En fait, j'appelle l'APE.
Aslında EPA'yı arayacağım.
Apparement tu n'as aucune considération pour la constitution des U.S., Abe.
Belli ki ABD anayasasına hiç saygın yok Ape.
Toi, t'as ajouté ce truc sur Momo et Ursul.
Sen de Grape Ape kısmını ekledin. Not 2 :
" PPS : J'adore Momo et Ursul.
Grape Ape'i çok severim.
- "Ape", elle est en 9c.
- 9C sınıfındaki Ape'yle.
Ape?
Ape mi?
Vous APE déjà mon produit à chaque tour.
Her yerde benim malımı taklit ediyorsunuz zaten.
Oh, je me suis enduite de sécrétions de "skunk ape".
Oh, kendimi kokarca maymununun salgısıyla kapladım.
Ape?
Maymun'u biliyorsun?
Regardez. "Apé ai vient, an gadien a iver."
"Ben gittikten so'a, ko'meye geldi."
"Pale", parle. "Apé", après.
"kouus" - konusmak. " So'a - sonra.