Translate.vc / Français → Turc / Arrow
Arrow traduction Turc
871 traduction parallèle
- M. Arrow.
- Bay Arrow?
M. Arrow.
Bay Arrow!
M. Arrow! Auriez-vous une minute avant de retourner sur le pont?
Bay Arrow, yukarı çıkmadan biraz görüşebilir miyiz?
C'est moi qui prends soin de M. Arrow.
Bay Arrow'un icabına bakacak olan kişi, benim.
Il sera noté dans le journal de bord, que M. Arrow, second maître de l'Hispaniola, est passé par-dessus bord lors d'une tempête, le 14 mai
Seyir defterinde de şöyle yazacak ; ... Hispaniola'da seyahat etmekte olan Bay Arrow,... 14 Mayıs gecesindeki bir fırtınada güverteden düştü ve cesedi bulunamadı.
Qui s'est débarrassé d'arrow ni vu ni connu?
Hiç kimse beklemezken, kim Arrow'un işini sessizce bitirdi?
Cet homme, ici, a navigué sur la Flèche d'Or et peut vous en parler.
Yanımda, Golden Arrow'da denize açılmış, ve geri dönerek olanları bize anlatacak bir adam var.
Lucky Arrow part en tête.
Seattle lider.
Passant le poteau de quart de course, voilà Lucky Arrow et Purple Shadow... avec Stopwatch à l'extérieur en troisième.
Son çeyreğe girilirken Lucky Arrow ile Purple Shadow çekişiyor... Stopwatch dışarıdan üçüncülüğü zorluyor.
Lucky Arrow est second, mené d'un quart de longueur.
Lucky Arrow ikinci, çeyrek boy kaldı.
Lucky Arrow mène d'une tête.
Lucky Arrow burun farkıyla önde.
Lucky Arrow, Purple Shadow, et Stopwatch sont bride à bride.
Sıralama Lucky Arrow, Purple Shadow ve Stopwatch şeklinde. Boyun farkı var.
C'est Lucky Arrow, Purple Shadow et Stopwatch.
Lucky Arrow, Purple Shadow ve Stopwatch...
Purple Shadow second d'une tête, Lucky Arrow troisième d'une longueur... et Southern Star finit quatrième.
Purple Shadow burun farkıyla ikinci, Lucky Arrow bir boy geride. Southern Star dördüncü bitirdi.
Arrow à Rabbit Leader.
Ok'tan Tavşan Lideri'ne.
Rabbit à Arrow.
Tavşan'dan Ok'a.
Tu es clair, comme le cristal.
You're straight, like an arrow.
Il a menti pour cacher le fait que dans les derniers mois de 1944 et les premiers mois de 1945, il a servi comme membre d'un escadron de la mort hongrois appelé la Croix fléchée ou la Section Spéciale,
Kendisi yalan söylemiştir, çünkü 1944'ün son ayları ile, 1945'in ilk ayları arasında Arrow Cross diye bilinen ve bir SS organizasyonu olan Macar ölüm mangasının üyesi olduğunu gizliyordu.
Quelle est la date indiquée sur la carte d'identité de la Section Spéciale Croix fléchée?
Şimdi, bize, bu Arrow Cross Özel Bölüm kimlik kartının tarihini söyler misiniz?
ils étaient de la Croix fléchée.
Onların Arrow Cross Özel Bölüm'den olduklarını biliyordum.
- "Croix fléchée."
- "Arrow Cross."
- Croix fléchée.
- Arrow Cross.
Vous connaissiez la Croix fléchée avant M.Boday?
Daha önce Arrow Cross'u biliyor muydunuz, Mr. Boday?
Oui, je vois la Croix fléchée avant.
Evet. Arrow Cross'u daha önce görmüştük.
Une voiture s'est arrêtée dans la rue, il y avait deux hommes à l'intérieur, ils portaient les uniformes de la Croix fléchée.
Caddede bir araba durdu. İçinde üç adam vardı. Arrow Cross üniformaları giyiyorlardı.
- M. Arrow, surveillez la jauge.
- Bay Arrow, yük kapasitesine dikkat.
Bien, M. Arrow, on peut larguer les amarres.
Pekala, Bay Arrow, isterseniz demir alalım.
Toutes voiles dehors, M. Arrow.
- Pruva yelkenleri ve rotalar, Arrow.
Amène tout ça à M. Arrow.
Şunları Bay Arrow'a götür.
M. Arrow.
Bay Arrow.
Personne ne fut trop surpris quand, par une nuit noire, M. Arrow vint à disparaître et ne réapparut jamais.
Karanlık bir gecede Bay Arrow'un aniden kaybolup bir daha görülmemesine kimse şaşırmadı.
Flèche Rouge, Alpha 9723.
Red Arrow, Alfa 9723.
Ah oui, Arrow Flint.
Elbette Arrow Flint doğru.
Moi non plus, je sais pas qui est ce con de Flint.
Ben de bu Arrow Flint midir nedir tanımıyorum.
Arrow, j'ai inspecté ce navire de la proue à la poupe, et comme toujours, c'est... impeccable.
Bay Arrow, bu berbat gemiyi baştan kıça kontrol ettim ve her zamanki gibi mükemmel durumda.
Mon premier officier, Mr. Arrow.
İğrenç bir işti, fakat sizi anılarımla sıkmayacağım.
Solide, courageux, brave, honnête et fort.
Birinci süvarim bay Arrow.
Arrow, je n'en pense pas un mot.
Lütfen kaptan.
Ils sont... Comment ai-je dit, Mr. Arrow?
Onlar, nasıl tarif etmiştim Arrow?
Arrow, escortez ces néophytes à leur poste, en cuisine.
Bay Arrow lütfen bu iki acemiyi hemen mutfağa götürün.
Arrow, ramenant des personnes distinguées dans mon humble cuisine. Je vais me rhabiller, alors.
Mutfağıma bu kadar değerli beyefendiler getireceğinizi bilsem gömleğimi düzeltirdim.
Vitesse maximum, Mr. Arrow, je vous prie.
Tam yol ileri bay Arrow.
- Bien parlé, Mr. Arrow!
Çok iyi yaptınız bay Arrow!
- M. Arrow!
Bay Arrow.
- Gardez l'oeil.
Bununla ilgilenin, Bay Arrow.
Touche à M. Arrow, et tu auras affaire à moi.
Bir kaptan, etrafındakilerin, işine burnunu sokmamasını sağlayan kişidir. Bay Arrow'a dokunursan, bana hesap vermek zorunda kalırsın.
Et j'ai l'intention de prendre soin de lui.
Bay Arrow, Long John Silver'ın dostudur, ve o adam benim himayemde.
Tu sais, si on valait notre pesant d'or,
Dostum, eğer sen ve ben birlik olursak,... belki Bay Arrow'un tavırlarını biraz yumuşatabiliriz.
Arrow One.
4,5 yıllık bir planlama, hazırlık ve eğitimi temsil ediyor.
Premier rapport de l'Arrow One.
İlk kayıt :..
Oui, oh, Mr.
Bay Arrow, efendim.