Translate.vc / Français → Turc / Asil
Asil traduction Turc
2,462 traduction parallèle
"Je vous admire pour la façon très digne"... "avec laquelle vous avez résolu ce conflit".
Yaşanılan bu çetrefilli durumu çözüme kavuşturmaktaki asil tavrınıza hayranlık duyduğumu bilmenizi isterim.
Néanmoins, quelles qu'aient été les épreuves infligées, il les a affrontées avec dignité.
Yine de, ne kadar sıkıntı çekerse çeksin asil bir şekilde hallettiğini biliyorum.
Je suis... un gars compétent, remarquable, capable et noble.
Yetenekli, üstün bir gencim, üstün, asil işlerin adamıyım.
Ne rends pas ça noble.
Asil bir şey yapıyormuşsun gibi davranma.
Votre travail consiste à tromper, à vivre parmi vos ennemis et à faire de mauvais actes pour une noble cause.
İşiniz gereği aldatmak, düşmanlar arasında yaşamak zorundasınızdır. Asil amaçlar uğruna karanlık eylemlerde bulunursunuz.
Guan Yu est nommé marquis de Han ainsi que général de notre armée.
Phoenix Majesty kapı örneği Feng Quan Van Truong ailesi büyük kuraklıklar yaşadı, Doğaya karşı asil bir denemeydi.
Le canidé promis à de grandes choses.
Görkemli zamanların asil köpeği.
Mandi était toute fière de son costume de paysanne acheté en magasin, jusqu'à ce qu'elle voie le costume d'Abby, une robe royale Marie-Antoinette parfaite et cousue-main.
Mandi mağazandan alınmış köylü kostümü ile gösteriş yaparken bir anda Abbynin tamamen mükemmel el dikimi, Marie Antoinette'nin asil elbisesini gördü
Il y avaient des entreprises qui tournaient autour.
Burun kiviran birkaç asil müessis olmustu.
Tu n'es pas une "vraie" entreprise.
Sen asil müessis degilsin.
Bert fait partie des entrepreneurs.
Bert asil müessislerden.
J'ignorais que les filles de bonne famille venaient rendre visite aux garçons si tôt.
Asil kadınların sabahın bu saatinde beyleri ziyaret etmediğini düşünürdüm.
Mieux vaut mourir pour une noble cause
Asil bir amaç için ölmek, hapiste yasamaktan iyidir.
Alors, dites-moi, monsieur de la haute, où désirez-vous voir pénétrer cette lame?
"O zaman söyleyin asil bayım bıçak nerenize saplansın istersiniz?"
"Et qui vit sans tabac n'est pas digne de vivre."
Öyle asil bir tutkudur ki, onsuz yaşanamaz.
Victor, mon prisonnier d'honneur
Victor, benim asil tutsağım.
Il n'y a rien de noble dans tout ça.
Bu işte öyle asil bir taraf yok.
Il est convaincu que l'on ne pourra vous dissuader de votre honorable décision.
O da bu asil isteğinden vazgeçmeyeceğine ikna olmuş.
En ces temps de paix, je suis profondément ému par une requête comme la vôtre. Commettre le seppuku dans cette enceinte, est un grand honneur pour notre clan.
Böylesine sakin ve huzurlu bir dönemde senin isteğini en asil niyetin bir delili olarak takdir ediyorum.
Toutes les nobles dames de Paris font ça à leurs cheveux.
Paris'in tüm asil kadınları böyle yapıyor Lucrezia.
Je ne suis pas une noble dame! Je suis plutôt une prisonnière!
Asil bir kadın değil, bir esir gibi hissediyorum ama.
"Les larmes dans vos doux yeux," "La douleur qui coule de votre silence," "Je les regarderai simplement et m'éloignerai."
Asil gözlerindeki yaşları sessiz dilinden damlayan acıyı sadece seyreder ve çeker giderim.
Veuillez remercier Leurs Altesses Royales Catholiques.
Lütfen Asil Katolik Hazretlerine teşekkürlerimi ilet.
Un simple marchand, qui pourtant donne de précieux conseils au Magistrat ainsi qu'aux autres nobles mange-merde de Capua.
Basit bir tüccar ama yine de Yargıç ve Capua'nın diğer tüm asil pezevenkleriyle beraber konseye alınıyor.
Le poulet est d'une race ancienne élevé dans la nature, nourri au lait de brebis, de soja, et de noisettes.
Tavuğumuz, asil bir soydan, çiftlikte yetiştirilmiş, kuzu sütü, soya ve fındık diyeti ile beslenmiştir.
Tu sais, c'est très noble et mature, et tu es sûrement la personne la plus forte de cette maison.
Bu inanılmaz derecede asil ve olgunca Meg. Bilirsin, bence bu evdeki en güçlü insan... sen olabilirsin.
Nous voulons une mort sans douleur, de notre plein gré.
Acısız ve asil bir şekilde doğruca ölüm yolunu kat etmek istiyoruz.
L'important, c'est que j'ai bien agi.
Ama asil mesele dogru olani yapmam.
L'ambassadeur Diego Lopez de Haro et Gonzalo Fernandez de Cordoba, commandant l'armée royale d'Espagne.
Cenapları, Elçi Diego Lopez de Haro ve Gonzalo Fernandez de Cordova İspanya Asil Ordusu'nun Baş Kumandanı.
Je n'ai pas l'habitude d'approcher la noblesse.
Asil insanların yanında olmaya alışık değilim.
Je n'appartiens pas à la noblesse.
Asil olmadığımı daha yeni söyledim.
Si tu préfères des nobles vierges, tu en auras.
Asil bakirelerle birlikte olmak istersen, öyle olur.
"Généalogie et histoires des grandes Maisons des Sept Couronnes, avec descriptions de plusieurs hauts seigneurs et nobles dames ainsi que leurs enfants."
"Yedi Krallık'taki Büyük Hanelerin Soyları ve Geçmişleri" "Birçok büyük lordun, asil leydinin ve çocuklarının tasvirleri ile."
Je ne sais pas si elle est noble ou femme de pêcheur... Ou putain.
Asil bir kadın mı, bir balıkçının karısı mı yoksa bir orospu mu bilmiyorum.
Qu'est-ce que vous faites? Vous êtes vraiment sérieux? Vous allez nous faire croire que vous n'avez pas compris?
Sizi aşağılık uşak takımı bu asil adamın Efendi Han'ı görmeye geldiğini duymadınız mı?
Mais on voudrait tous te remercier.
Ama hepimizin asil tesekkür etmesi gereken, bence, Michael.
La famille Borgia sera unie aux Sforza, mais aussi nobles soient-ils, ils ne peuvent bannir ma mère de mes noces.
Borgia ailesi Sforza'lar ile birleşecek soyları ne kadar asil olursa olsun, annemi düğün gününden uzaklaştıramazlar.
Elle est noble. Vous non.
- Kadın asil sen değilsin.
Très gracieuse dame, voulez-vous, sous le regard de Dieu, accepter le très noble Joffre comme légitime époux?
Şerefli leydi Tanrı'nın izniyle asil Lord Joffre'yi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Vous faites un travail noble,
Çok asil bir iş yapıyorsunuz.
Ces crédits d'impôts se méritant, cet endroit va ainsi devenir le royaume de l'écologie.
Yani o beleş, sosyalist, vergi kredisini almak için burayı asil ve yeşil yapacağız.
Que voilà un garçon loyal... se battant pour faire libérer son père.
Asil evlat babasının özgürlüğü için savaşıyor.
Mais nous mourrons, sans être entachés par le péché.
Ama asil bir şekilde öleceğiz. İntikam günahıyla kirlenmiş bir şekilde değil.
Je pensais juste que vous n'étiez pas comme moi.
- O kadar asil mi görünüyorum? - Sadece benim gibi olmadığınızı sanıyordum.
- Tendon d'Achille déchiré.
- Aşil topuğumdan vuruldum.
- A l'attaque!
Asil övgüler, siz soylu kahramanlar için efendim... Hücuuum!
Ah! Le noble Juge!
Asil yargıç.
Grand d'Espagne.
İspanya'nın en asil adamlarından Oliva Kontu'nun oğlu.
Une tentative noble.
Asil bir girişim.
Beaucoup de dignité.
Bayağı asil.
Probablement pendu par les tendons d'Achille dans une geôle du KGB.
Muhtemelen bir KGB çukurunda aşil tendonlarından asılı duruyordur.