English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Asks

Asks traduction Turc

117 traduction parallèle
"Sans amour"...
Aşksız.
"Sans amour".
Aşksız.
Ça s'appelle "Sans amour".
Adı "Aşksız."
- Et pour ceux que l'amour a ignoré?
- Ya aşksız kalanlar ne yapacaklar?
- Tu tiens à un mariage sans amour? - Moi?
- Aşksız bir evlilik mi istiyorsun?
Sans amour?
- Ben, aşksız?
Je ne veux pas de monde... sans amour, tristesse ou beauté. Je préfère mourir.
Aşksız, kedersiz, güzelliksiz bir dünyadansa ölmeyi tercih ederim.
Vous pensez vraiment pouvoir vivre sans amour?
Aşksız yapabileceğini gerçekten düşünüyor musun?
"vos talents inemployés, jeune sans amants, vieille sans ami."
"Gençken aşksız, yaşlıyken dostsuz" kadınlardan olmanızı istemem.
Car ai-je envie de retrouver une vie d'isolement frustré et de misère sentimentale?
Bu hüsran dolu ve aşksız sefil hayata tekrar geri dönmeli miyim acaba?
Pendant quatre ans, pas de femme, pas d'argent, pas de soleil.
Aşksız. Parasız. Güneşsiz.
Tu es l'incarnation de la bonté et de l'amour, Govert.
Sen iyilik ve aşksın, Govert.
Plus sérieusement, messieurs, le sexe sans amour... tout comme l'art sans sentiments, n'est que de la masturbation.
Hayır, ama ciddiden beyler, aşksız seks, duygusuz sanat gibi mastürbasyondan başka bir şey değildir.
T'es vraiment un amour!
Sen tam bir aşksın!
Faire l'amour sans aimer est une expérience vide.
Aşksız seks, boş bir maceradır.
- Peut-on dissocier amour et sexe?
Aşksız seks olabilir mi?
On ne peut vivre un jour sans.
Aşksız yaşayamayız.
Et il -
Kimse aşksız yaşayamaz, Yüce Annemiz... ve O -
"On ne peut pas vivre sans amour".
Kimse, aşksız yaşayamaz.
Vous êtes Amour.
Sen Aşksın.
Que la vie serait paisible sans l'amour!
Hayat aşksız ne kadar huzurlu olurdu, Adso.
- Tu préfères vivre sans amour...
- Yani aşksız evliliği, büyük...
Pas d'amour.
Aşksızsın.
- L'amour? - L'absence d'amour?
- Aşksızlık.
- L'absence des faveurs de celle que j'aime.
- Aşksız mı? - Sevdiğim sevmiyor beni.
Un jeu de dupes odieux et sordide.
Andrej. Aşksız, çıplak, iğrenç, kötü, sahte bir davranıştı.
Je sais que la vie sans l'amour n'est pas la vie.
Aşksız hayatın hayat olmadığını biliyorum.
Parce que toi et moi, on va bien s'amuser sans nos observateurs.
Çünkü birlikte çok eğleneceğiz. Gözetmensiz ve aşksız.
On ne va pas laisser l'amour diriger notre vie!
Ne diye aşkın ve aşksızlığın etkisinde kalıyoruz?
"Un monde sans amour est un monde mort, " et l'heure arrive toujours où l'on est fatigué des prisons, " où tout ce que l'on attend est un regard chaleureux,
"Aşksız bir dünya ölü bir dünyadır, ve mutlaka suçluların yorulduğu bir saat gelecektir, ve hasret çeken bütün insanlar, aşkın insanları nasıl ısıttığını merak edeceklerdir."
Je ne veux pas d'un mariage sans amour.
Ben aşksız bir evliliğe girmezdim.
Mais il jouait de la batterie comme un dieu de la virilité... et moi, serrée contre ce beau brun... je sentais que mon année de sécheresse touchait à sa fin.
ama bu yakışıklı bir erkeklik tanrısı gibi... davul çalıyordu... hissediyordum. aşksız günlerim sona eriyordu.
Dawson Leery mènera une vie pitoyable... et mourra seul, abandonné de tous et méconnu.
Dawson Leery sefalet içinde yaşayacak. Aşksız, arkadaşsız ve tam bir bilinmezlik içinde ölecek.
Ton ex-mari est coupable de t'avoir fait croire que le prix à payer pour être toi-même, c'était de perdre le droit d'être aimée.
Eski kocan gibi adamlar yüzünden... kendin olmanın bedelinin... aşksız kalmak olduğunu sanıyorsun. Geçen gece bunu anlatmak istemiyor muydun?
Comment peut-on vivre sans amour?
Aşksız bir canlı nasıl yaşayabilir? Sevilmeden nasıl ölebilir?
L'autre fille est une cliente de Jam Pony qui n'est pas heureuse avec son mari.
Bu diğer kişi, aşksız bir evliliğin ortasında sıkışıp kalmış bir Jam Pony müşterisi.
- C'est terrible!
- Ama aşksız bir hayat korkunç!
"Une vie sans amour, c'est terrible!"
Muhteşem! Aşksız bir hayat mı?
Comme quoi, une femme sans amour, c'est comme une fleur sans soleil.
Aşksız bir kadın, güneşsiz bir çiçek gibidir.
Laissez-moi deviner. Une vie sans amour?
- Dur bakayım, aşksız hayata mı?
Ça ne me regarde pas, mais tu as parlé de vide amoureux.
Biliyorum beni ilgilendirmez ama. Bugün hayatını aşksız olarak nitelendirmiştin.
Moins il y a d'amour, plus ma bourse se remplit.
Aşksız anlaşırım, şişman cüzdan işimdir.
Et sans cela, sans amour, sans colère, sans chagrin, respirer n'est qu'une simple horloge qui fait tic tac.
Onsuz, aşksız öfke ve acı olmadan nefes almak bir saatin tik-taklarından farksızdır.
Sans amour, respirer n'est qu'une simple horloge qui fait tic tac.
Aşksız nefes almak bir saatin tik - taklarından farksızdır.
Et je passerais la vie Sans amour
Hayatım aşksız geçiyordu.
l'm all out of love.
Tamamen aşksız kaldım
Un job stérile, pas de vie amoureuse, tout en soignant une mère malade.
Geleceği olmayan bir iş, aşksız bir yaşam, ve üstüne üslük hasta ve yaşlı anan.
Tu ne peux pas vivre sans amour.
Aşksız olmaz...! Olmaz, oğlum!
Peut-être plus pour longtemps, Frank, maintenant que je vois que c'est un mariage sans amour.
Belki durmam Frank. Artık anlıyorum ki aşksız bir evlilik bu.
Un mariage sans amour?
Aşksız evlilik mi?
Un mariage sans amour!
Aşksız evlilik mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]