Translate.vc / Français → Turc / Assistance
Assistance traduction Turc
1,384 traduction parallèle
Tu veux un avocat de l'assistance judiciaire? Non.
- Avukat ayarlamamı ister misin?
L'assistance sera très conservatrice. - Beaucoup de financiers.
Wall Street tiplerinden.
Gardez ce certificat en lieu sûr afin que l'assistance publique... ne puisse pas découvrir que l'adoption est discutable.
Dikkat ederdim. Aile Bakanlığı'nın, Clark'ın evlatlığının sahte olduğunu bulmasını istemem.
Le courant et l'assistance respiratoire fonctionnent.
Güç ve yaşam destekleri normal bir şekilde çalışıyor.
Toute la zone est inaccessible, l'assistance respiratoire ne marche plus.
Bütün bir bölüm yalıtılmış ve yaşam desteği kapatılmış.
En modifiant les commandes et l'assistance, un virus aurait pu forcer Anubis à quitter le vaisseau.
Konum belirleme, yaşam desteği gibi alanlara müdahale ederek karmaşık bir virüs, Anubis'in gemiyi terk etmesine yol açmış olabilir.
L'assistance respiratoire fonctionne à 50 %.
Yaşam desteği yüzde 50'de çalışıyor.
- J'appelle l'assistance sociale.
- Sosyal Servisi arayacağım. - Tamam.
Trois vaisseaux ont signalé des problèmes de moteur et voudraient savoir quand le Galactica leur fournira une assistance mécanique.
3 gemi motor arızası bildirdi ve Galactica'dan ne zaman teknik destek alacaklarını öğrenmek istiyorlar.
Laisse-moi demander assistance.
Lütfen Lordum, bırakın yardım çağırayım.
Je peux te trouver une assistance psychologique.
- Eğer istersen yardım ayarlarım sana
Après, on marchait en devisant d'assistance médicale, quand soudain on s'est arrêtés au coin de la 18e et "T"... et il m'a fourré sa langue dans la bouche.
Her neyse, ilaç tedavisi hakkında konuşuyorduk. Gecenin bitiminde ise 18'inci Cadde'nin köşesindeyken herif birden beni öpmeye kalkıştı.
L'assistance aux enfants est l'un des problèmes majeurs.
Çocuk bakımı, bugün bu ülkenin yüzyüze olduğu en önemli sorunlardan biri.
Passons-en à la tête de la Texane qui est rousse, je suspecte une assistance chimique.
Kırmızı başıyla başa geçti yapay olmasından şüpheleniliyor.
Il faut que j'appelle l'assistance.
Bilgisayarımda bir sorun var.
Vous appeler je ne me manquerai pas, si d'assistance j'ai besoin.
Çağırırım sizi yardıma ihtiyacım olursa
Assistance sociale, atelier de peinture...
Sosyal servisler, ressamlık...
Si nous faisons la même représentation au même endroit, nous n'aurons pas d'assistance.
Aynı şeyleri, aynı yerde yaptığımız zaman seyircimiz de olmaz.
Chase et toi fournirez l'assistance technique. Où est-il?
Chloe, senin ve Chase'nin taktik desteği sağlamanızı istiyorum.
Dixon m'a dit que Michael n'était plus sous assistance respiratoire.
Dixon, Michael'ın solunum cihazından çıkarıldığını söyledi.
J'ai pas le choix. La chanteuse : Non-assistance et délit de fuite.
Şarkıcıya, bir çocuğu tehlikeye atmaktan ve olay yerinden kaçmaktan dava açılacak.
Bienvenue à l'assistance publique.
Refaha hoş geldiniz.
A tous vaisseaux dans le secteur, nous sommes attaqués par une espèce inconnue, nous demandons assistance immédiate.
"Bilinmeyen bir gemi tarafından saldırıya uğradık." "Acilen yardım talep ediyoruz." Bu kadar efendim.
Je n'aurais pu reconstruire cet annihilateur de pouvoir - sans l'assistance de Superman. - Où est l'arme à présent?
Eğer Süperman'in hızı olmasaydı güç yokediciyi asla birleştiremezdim.
Monsieur, cet homme a besoin d'assistance médicale.
Efendim, bu adamın tıbbi yardıma ihtiyacı var.
Il respire sans assistance pour la première fois.
Herneyse, aylardır ilk kez makinesiz nefes alıyormuş.
M. O'Hara, notre psychologue, le Dr Santiago, peut vous recommander une assistance.
Bay O'Hara, psikoloğumuz Dr. Santiago bir danışman önerebilir.
Mais vous êtes toujours un avocat de l'assistance judiciaire?
Ama sen kamu avukatısın, değil mi?
Oui, des horaires raisonnables, un bon salaire, je me demande vraiment pourquoi j'ai quitté l'assistance judiciaire.
Evet, düzenli saatler, tatmin edici bir ücret. Başsavcılıktan nasıl ayrıldım bilemiyorum.
Mais l'assistance judiciaire est toute ta vie.
Kamu ofisi senin hayatın!
Toute ma vie j'ai bossé à l'assistance judiciaire.
Kendimi bildim bileli kamu avukatıyım.
Pas juste une affaire bâclée et impayée à l'assistance judiciaire...
Az bütçeli, fazla mesai yapan kamu avukatı olarak değil.
Je sais que c'est une opération délicate, mais j'aimerais ton assistance sur un pontage gastrique.
Christopher. Karmaşık bir prosedür olduğunu biliyorum ama..... ama öğleden sonra benimle karın bypassına girmeni istiyorum.
Il est sous assistance respiratoire depuis deux ans.
İki yıldır yaşam destek ünitesine bağlı.
Si vous avez besoin d'assistance, attendez.
Eğer yardım gerekiyorsa, olduğunuz yerde kalın.
Leur mère les a mis à l'assistance publique.
4 yaşından beri o bakıyormuş.
Le Sebrus a besoin d'assistance.
Nakliye aracı Sebrus yardım talep ediyor.
Skaara a besoin d'assistance médicale.
Skaara'nın tıbbi yardıma ihtiyacı var.
Nous réclamons une assistance immédiate.
Acil yardim istiyoruz.
Jarlath a besoin d'assistance.
- Jarlath. -... yardıma ihtiyacı var. Şu andaki durumu :
Merci beaucoup pour ton assistance.
Yardım için sağol.
Je dis qu'il n'a jamais demandé l'assistance d'un avocat.
Hiçbir zaman avukat talep etmedi.
Pendant votre garde, M. Spaulding a-t-il réclamé l'assistance d'un avocat?
O süre zarfında Bay Spaulding hiç avukat yardımı talebinde bulundu mu?
"L'auteur remercie l'assistance et l'aide aux recherches du Dr. Christine Draper."
"Yazar Dr. Christine Draper'ı araştıran ve tasarlayan asistan olarak bildiriyor."
Pourquoi n'allez vous pas chercher vos chèques d'assistance sociale?
Neden gidip, sosyal yardım çekinizi bozdurmuyorsunuz? Bu arazi hastaneye ait.
À toutes les unités, demande assistance sur Stone Hollow.
Bütün birimlere, destek istiyoruz. Stone Hallow Yolu 1 numaraya...
Je profite de l'occasion pour saluer notre assistance et plus particulièrement le Djani Rebus Band.
Buradaki herkese hoş geldiniz demek istiyorum. Ve Dyani Rebus Bandosu'na özellikle hoş geldiniz diyorum.
Où est la section d'auto-assistance?
Kendi kendine yardım bölümü nerede?
Tandis que Bush était occupé à prendre soin de sa base, et à exprimer son amour pour nos soldats, il proposa de réduire la paie des soldats au combat de 33 %... et l'assistance à leurs familles de 60 %.
Bush kendisini zirveye çıkaran üslere, sevgisini açıklarken savaş ödeneklerinin % 33 ailelerine yapılacak yardımının da % 60 azaltılmasını önerdi.
Elle a besoin d'une assistance médicale.
Ona tıbbi yardım gerek.
- J'ai besoin d'assistance. - Avez-vous réussi?
Yardımınız gerekiyor.