Translate.vc / Français → Turc / Assistant
Assistant traduction Turc
4,178 traduction parallèle
Le jour où ma mère a été tuée et Amélia enlevée, Kase, mon assistant, ne s'est jamais montré.
Annemin öldürüldüğü ve Amelia'nın kaçırıldığı gün asistanım Kase, ortalıkta yoktu.
Il n'y a pas que votre assistant qui travaillait avec M. Lee.
Bay Lee ile çalışanın sadece asistanınız olmadığını düşünüyorum.
Mon assistant va vous raccompagner.
Asistanım sana çıkış yolunu gösterecek.
Yolanda, je te présente mon assistant temporaire Terrell Owens.
Yolanda, bu benim geçici asistanım Terrell Owens.
Lieutenant Mane, assistant de l'amiral.
- Yüzbaşı Mane, Amiral'in Yaveri.
DiNozzo, cours chercher l'assistant de l'Amiral Le lieutenant Carlton Mane.
DiNozzo, Amiral'ın emrindeki Yüşbaşı Carlton Mane'i araştır.
Cat, est-ce que tu penses que l'assistant du substitut travaille pour Muirfield?
Cat, bölge savcı yardımcısının Muirfield için çalıştığını mı düşünüyorsun? Dedektif.
Je serai un assistant du procureur assez flippant.
Oldukça korkutucu bir bölge savcı yardımcısı olursun.
Je t'envoie l'assistant de labo avec le nouvel équipement.
Laboratuvar asistanını yeni cihazla birlikte sana gönderiyorum.
Avant la fin du service, Je veux parler à son assistant.
Mesaisi bitmeden, doktoru ile de konuşmak istiyorum.
Tu pourrais être mon adorable assistant.
Benim sevimli yardımcım olabilirsin.
Ouais, et l'assistant social disait qu'on lui a toute sa vie fait comprendre qu'il n'était qu'un poids mort inutile.
- Ve sosyal hizmetler görevlisinin dediğine göre, tüm hayatı boyunca, kendisine bir zaman kaybı olduğu söylenmiş.
Mon assistant fait des mises à jour pour moi, mon agent, mon éditeur, ma femme, mon ex femme, ma mère.
Asistanım güncellemeleri bana, menajerime, editörüme, karıma, eski karıma ve anneme bildirir.
J'ai appelé l'assistant du Procureur.
Bölge Başsavcısı'nın asistanını aradım.
- l'assistant du directeur de la banque.
- Yardımcı banka yöneticisini yakaladım.
En fait... ils me prennent... assistant du manager.
Hatta beni müdür yardımcısı yapıyorlar.
Oui, et selon son assistant, ils ont reçu quelques menaces de mort après avoir annoncé la fermeture.
Evet, ve asistanına göre kapatılışı ilan edildikten sonra birçok ölüm tehdidi almış.
Après son départ, j'ai appelé mon assistant à l'aide.
O gittikten sonra, asistanımı arayıp yardım istedim.
Son assistant.
Asistanı.
Son assistant, Omar Dixon.
Asistanı, Omar Dixon.
Nous avons des raisons de croire que c'était Omar Dixon, l'assistant de Tanner.
Omar Dixon olduğunu düşünüyoruz Tanner'ın asistanı.
Mon assistant, Monsieur Palmer. prépare la dépouille dont nous parlons.
Asistanım Bay Palmer, konuştuğumuz gibi kalanları hazırlıyor.
J'espère que ça ne pose pas de problème que votre assistant m'aie dit d'attendre dans votre bureau.
Asistanınız bana büronuzda bekleyebileceğimi söylemişti, umarım sakıncası yoktur.
- L'assistant social.
- Sosyal hizmet uzmanı.
J'ai essayé de te joindre au travail, mais ton assistant a dit que tu étais sorti.
Sana işten ulaşmaya çalıştım ama asistanın çıktığını söyledi.
Carter parle avec son assistant.
Carter asistanı ile konuşuyor.
Allez donc retrouver mon assistant, pour qu'on puisse commencer.
Neden asistanımla gitmiyorsun? Böylece başlayabiliriz.
Je pourrais être ton assistant. - Non.
Yardımcın olabilirim.
Tu seras le coach, je serai l'assistant.
Sen koç olacaksın, ben de yardımcı.
Je ne suis peut-être plus ton assistant mais je suis toujours ton père.
Artık yardımcın olmayabilirim ama hâlâ babanım.
Je suis la liaison entre le FBI et l'assistant du procureur qui s'en occupe.
Ben davaya bakan ABD savcı yardımcısının FBI'daki irtibatıyım.
Mon assistant te donnera l'adresse et le numéro de ma chambre.
Asistanım adresi ve oda numaramı verir sana.
Oui, et Pelant savait tout ça, donc son assistant ne devrait pas être traçable.
Evet ve Pelant bunların hepsini biliyordu..... bu yüzden aracısı takip edilemez.
S'il utilise mes recherches, Pelant a fait de son assistant le héros de sa propre histoire
Eğer benim araştırmalarımı kullanıyorsa, Pelant kendi hikayesinin kahramanını aracı olarak....... tasarlamış olmalı.
On a trouvé l'assistant de Pelant.
Pelant'ın kullandığı aracıyı bulduk.
Mon assistant m'a fait une cassette.
Asistanım bana bir kaset yaptı.
Henry Pourquoi voulez-vous être l'assistant de Mr.
Neden Bay Schmidt'in asistanı olmak istiyorsun?
Je l'interroge pour le poste d'assistant.
Asistanlık iş görüşmesine geldi.
Hum, le travail d'assistant?
Asistanlık işi mi?
Pourquoi tu interroge Henry pour être mon assistant alors que je viens de t'engager comme mon assistant?
- Ben seni asistanım olarak işe almışken neden Henry'le iş görüşmesi yapıyorsun? Yok, yanlış anladın.
Oh non, non, je l'interroge pour être mon assistant.
O benim asistanım olmak için geldi.
Ton assistant?
- Senin asistanın mı?
Je t'ai engagé pour être mon assistant pour t'aider financièrement
Mali açıdan sana yardımcı olmak için asistanım olarak seni işe aldım.
Tu es un assistant de distribution de courrier de 31 ans qui vit encore chez sa mère.
Sen 31 yaşında annesiyle yaşayan, posta dağıtım asistanısın.
Bonjour, je suis Chad, l'assistant de Rebecca.
- Dr. Pierce? Merhaba, ben Chad, Rebecca'nın yardımcısı.
Pourquoi devrais-je appeler mon assistant social?
Neden sosyal hizmet görevlimi arayım?
Je suis ici pour voir l'assistant directeur Harold Cooper.
Müdür yardımcısı Harold Cooper'ı görmeye geldim.
c'est des trucs d'assistant, pas vrai?
Bu da asistanlık işi sayılır, değil mi?
Ton assistant l'a fait arriver ici.
Asistanın getirdi.
J'ai laissé à votre assistant une douzaine de messages.
Asistanınıza bir sürü mesaj bıraktım.
Elle file son assistant, Finch.
Asistanını takip ediyor Finch.