Translate.vc / Français → Turc / Authority
Authority traduction Turc
61 traduction parallèle
Tu connais la gare routière de Port Authority?
Port Authority Otobüs Terminali'ni biliyor musun?
La zone portuaire est trop basse.
Port Authority ise çok alçak.
Ce serait assez banal si on n'avait pas retrouvé la moitié du corps dans un sac à la gare, et l'autre moitié dans un fût du port.
Şimdi, sizin de dikkate alacağınız gibi kadının vücudunun yarısının bir çantada, tren istasyonunda bulunması pek de olağan bir olay değil. Ve vücudun diğer yarısının da Authority limanında bir bavul içinde bulunması da...
Ce serait assez banal si on n'avait pas retrouvé une moitié de son corps dans un sac à la gare, et l'autre moitié dans un fût du port.
Şimdi, sizin de dikkate alacağınız gibi kadının vücudunun yarısının bir çantada, tren istasyonunda bulunması pek de olağan bir olay değil. ... Ve vücudun diğer yarısının da Authority limanında bir bavul içinde bulunması da...
J'avais quelques rues à traverser pour me rendre de l'arrêt de bus à la gare pour prendre mon train.
Tek yapmam gereken Rort Authority Otobüs Terminali'nden Renn İstasyonu'na kadar birkaç blok yürümekti.
Paul Lazarides présente nos offres à la Transit Authority.
Paul Lazarides, Frank'in altında çalışıyor. Transit otoriteleri için sunumlarımızı hazırlıyor.
Port Authority!
Liman İdaresi.
- BLOUSON TACHÉ DE SANG À PORT AUTHORITY Je vous le jure! J'ai trouvé ce blouson ici dans une corbeille.
Yemin ederim ceketi şu çöp kovasında buldum.
Ensuite son blouson taché de sang réapparaît à 4 h à Port Authority.
Sonra kanlı ceket saat dörtte Liman İdaresi'nde ortaya çıkıyor.
On ne sait même pas s'il était près de Port Authority.
Liman İdaresi'ne gelip gelmediğini bilmiyoruz.
Celui-ci, c'est Port Authority.
Şu çapraz kirişli olan Liman İdaresi'nin
On s'arrêtera au magasin.
Sports Authority'ye uğrarız.
Quelqu'un m'attendrait à Port Authority pour que je file le sac et je recevrais l'autre moitié de l'argent.
Birisi benimle buluşacaktı, onlara uyuşturucu dolu çantayı verecektim ve onlar da bana paranın diğer yarısını vereceklerdi.
- Je suis pas arrivée à Port Authority.
- Ama Liman İdaresi'ne gidemedim.
- Alors, Port Authority?
- Liman İdaresi nasıl gitti?
Tim Felson, MTA ( Metropolitan Transport Authority ).
Tim Felson, MTA.
On l'avait perdu jusqu'à il y a 15 mn environ, quand un flic de Port Authority l'a aperçu.
15 dakika öncesine kadar kayıptı. Otobüs terminalindeki bir polis onu tanıyınca kaçmış.
J'ai été à Port Authority et j'ai mis l'argent à la consigne.
Kiralık kasalara gittim ve paraları kasaya koydum.
Je sortais du tribunal à 10 heures, j'étais à Port Authority à midi.
Mahkeme saat 10'da kiralık kasalar 12'de.
Dépose-le à Port Authority.
Onu kiralık kasalara götür.
84 faisaient partie des autorités portuaires et 37 étaient de la police.
37'si polis olmak üzere 84'ü Port Authority otobüs terminali çalışanıydı.
Je me souviens, j'étais le président du conseil de la Tennessee Valley Authority, et nous promouvions la voiture électrique à la fin des années 70.
Tenesse Vadisi Bilirkişi Başkanı olduğumu hatırlıyorum. 70 lerin sonlarında elektrikli arabanın tekrar ilerlemesi ve gelişmesi için çalışıyorduk.
Il devait arriver à Port Authority vers 15 h 30.
Üç buçuk sularında otobüsün terminale varmış olması gerekirdi.
- Personne à Port Authority n'a vu de femme correspondant à sa description descendre d'un bus.
Otobüs terminalindeki hiç kimse Megan'a benzeyen birinin otobüsten indiğini görmemiş.
Authority Figure et Kate's Conscience se disputent la tête à la sortie du virage.
Otorite Figürü ve Kate'in Vicdanı mücadeleyi kızıştırıyorlar.
Authority Figure prend la tête.
Otorite Figürü geçmeye çalışıyor.
Et Authority Figure gagne facilement.
Otorite Figürü rahatça kazanıyor.
Il va vers l'Autorité Portuaire, à l'est.
Port Authority'de doğuya doğru gidiyor.
C'est comme aller aux Autorités Portuaires
Port Authority'e gitmekten veyahut
Vous êtes déjà allé aux Autorités Portuaires,
Port Authority'de bulundun mu hiç,
- Norfolk Port Authority. - J'ai le numéro du container.
- Konteynır numarasını al.
délégations du Port autonome, de la commission côtière...
Port Authority Şirketi çalışanlarını gönderiyor, Sahil İşletmeleri- -
Il a pris un ticket de bus, ce matin.
Ayrıca bu sabah Authority Garajı'ndan kalkacak bir otobüs için bilet kestirmiş.
On dirait, les loups de Port Authority on entendu parler de quelque chose, Qui aurait été amené du vieux continent.
Anlaşılan, Authority Limanı'ndaki kurtlar, eski diyardan getirilen bir şeyle karşılaşmış.
- À l'autorité portuaire de New York.
New York'taki Port Authority'deyim.
On est allé la chercher au dépot de bus Port Authority.
Biz de onu limandaki bir otobüs durağından aldık.
C'était la première fois qu'elle voyait une ville Et elle se retrouve à Port Authority,
Daha önce hiçbir şehre gitmemiş ve biz de onu limandan alıyoruz.
Je t'envoie un chauffeur à Port Authority.
Seni alacak birini yollayacağım.
Eh bien, tu ferais mieux de laisser tomber et de me rejoindre à Port Authority, parce que le bus y sera bientôt, et Muncey est dedans.
Onu bırakta beni gel al. Sonra da gidip çocuğu alalım. Otobüs yakında gelecek,
C'est pas grave, on l'aura à Port Authority.
Pekala onu otobüs garajında kıstırırız.
La preuve que vous voulez est dans le vestiaire 428 au terminal de bus de Port Authority.
Aradığın kanıt Port Authority Otobüs Terminali'nde 428 numaralı dolapta.
Ou à midi au terminal du bus de Port Authority?
Ya da öğle üzeri otobüs terminalinin idare ofisinde.
Que le vote commence sur l'ordonnance visant à enlever Lennox Gardens de la juridiction de la Chicago Housing Authority.
Lennox Gardens'ı Chicago Konut İdaresi'nin yetki alanından çıkartmak için sunulan kararnamenin oylanmasına başlanıyor.
Est-ce une humiliation publique pour la Chicago Housing Authority?
Bu Chicago Konut Oteritesi'nin bir utancı mı?
Les autorités portuaires de Portsmouth ont trouvé un corps dans l'eau.
Portsmouth'daki Port Authority'de suda bir ceset bulunmuş.
Notre victime est un officier d'autorité portuaire nommé Alex Rio.
Kurbanımız, Alex Rio adında bir Port Authority memuru.
Alex Rio était dans la sécurité de l'autorité portuaire depuis 2009.
Alex Rio, 2009'dan beri Port Authority güvenliği için çalışıyormuş.
L'état agentique, dans lequel les demandes de l'autorité démocratiquement installée sont en conflit avec la conscience.
The agentic state, in which the demands of the democratically installed authority conflict with conscience.
"Tennessee Valley Authority"
Kısa adı TVK olan Tennessee Vadisi Komisyonu adıyla yeni bir komisyon kurulması kararı aldı.
Je suis de la Tennessee Valley Authority.
Ben TVK'dan geliyorum.
Port Authority.
Liman İdaresi. Bütün o otobüsler.