English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Bala

Bala traduction Turc

78 traduction parallèle
L'abeille peut-elle être trop près du miel?
Arı bala çok yaklaşabilir mi? Haydi yiyelim.
Tu les attires comme des guêpes, hein, Ben?
Onları bala üşüşen arılar gibi çekiyor, değil mi Ben?
Comme des guêpes, hein, Ben?
Bala üşüşen arılar gibi ha, Ben?
On dirait du miel.
Bala benziyor.
Ogden, on attrape les mouches avec du miel... pas avec...
Ogden, bala çok sinek gelir. O yüzden...
C'est pourquoi il nous faut du miel.
İşte bu nedenle bala ihtiyacımız var.
Les grands-ducs ont rappliqué, lls mettent leurs protégés en place.
Grand Dük'ler bala üşüşen sinekler gibi, seni dışlamaya can atıyorlar.
Fauve sacré de Bala, crie pour que tous t'entendent!
Bala'nın kutsal hayvanı ses ver ki herkes seni duysun!
Et voilà, j'ai fini.
Bim-bala, bum-ba.
les bals seront absolument interdits, à moins que vous ne soyez avec une de vos soeurs!
Ablaların da gitmediği sürece bala da yok!
Princesse Bala.
Prenses Bala.
Cutter, prévoyez-moi un tête-à-tête avec la princesse.
Prenses Bala ve benim için zaman ayarla.
Tout le monde a sa place.
- Herkesin bir görevi vardır Bala.
Princesse Bala!
Prenses Bala!
Les gardes arrivent!
Prenses Bala, nöbetçiler geliyor!
La princesse Bala!
- Prenses Bala'yı.
Bala, tu dois encourager les troupes.
Bala, birlikleri yüreklendirmelisin.
Et la princesse Bala.
Ve Prenses Bala.
La princesse nous est...
Prenses Bala...
Au secours, Bala!
İmdat! Yardım et Bala!
Bala, qu'avez-vous à perdre?
Bala, bak, kaybedecek neyin var?
Ils ont perdu la trace de Bala au bord du lac.
Bala'nın izini gölün kıyısında kaybetmişler.
Je suis la princesse Bala.
Ben Prenses Bala'yım.
Bala et moi... C'est une princesse... Moi, je suis...
Bala ve ben, o bir prenses... bense toprak taşıma mühendisiyim.
Vous êtes combative, Bala.
Sende bir savaşçı ruhu var Bala.
Je sais combien vous êtes inquiète.
Majesteleri, Bala için ne kadar endişelendiğinizi biliyorum.
Bala et moi, nous songeons à fonder une famille.
Bala ve ben bir aile kuralım diyoruz.
Roméo, Roméo, enduis-moi de miel et suce-le avec une paille.
Romeo, Romeo, beni bala bula... - ve bir kamisla em hepsini. - Ne?
Ce que tu m'apportes Me fait dégouliner Comme un rayon de miel Si tu as des sucres
ve bana getirdiğin herşey damla damla bala dönüşür eğer bana verecek biraz şekerin varsa, şeker baba, hemen getir onları bana.
Je veux des saucisses purée. Ni veines frites au miel ni âne dans un cercueil.
Ben sadece sosis, püre ve biraz da pasta falan yemek istiyorum bala bulanmış incecik kızartmalar ya da tabutta bir eşek falan değil.
Pas "bla-bla".
Bala bala değil Nate.
Bala-balou, bala-baloubant. Mumbo jumbo.
Palavra, palavra, palavra.
Je te promets qu'on ne lâchera plus le moindre petit bobo.
Söz veriyorum dikiş yarası için bile gelen olursa bala üşüşür gibi etrafını saracağız.
Regarde les abeilles venir vers le miel.
Arıların nasıl da bala geldiğini gördün mü? - İsim?
une cuiller de whisky, un peu de miel, et le tour est joué.
.. Bala biraz viski karıştırıp ye, iyi gelecektir.
Il a gagné cet argent en s'amusant.
Parayı şansa bala kazandı.
C'est écrit "bala", c'est du Sanskrit.
"bola" nın Sanskrit yazımı.
Elles la chercheront comme l'abeille cherche le miel.
Bala koşan arılar gibi peşine düşecekler.
Fini, le miel dans les produits d'hygiène bidon et les salons de thé prout-ma-chère!
... ayrıca sahte sağlık ürünlerine Lüzumsuz şekilde bal konulmasına ve çayın yanında sıkıntıdan götürülen bala.
Comme une abeille avec du miel.
Arının bala gittiği gibi.
Les abeilles récoltent du nectar et le transforment dans leur estomac en un aliment extrêmement riche : le miel.
Arılar bütün gün çiçek özü toplar ve onu midelerinde doğanın en zengin besinlerinden birine dönüştürürler,... bala.
Que l'année te soit douce, ma femme, comme cette pomme trempée dans le miel.
Hoş bir yıl, karıcım, tıpkı bala batırılmış bu elma gibi. Amen.
Que l'année te soit douce, Prudence, comme cette pomme trempée dans le miel.
Hoş bir yıl, Prudence, tıpkı bala batırılmış bu elma gibi.
Que l'année te soit douce, Sonia, comme cette pomme trempée dans le miel.
Hoş bir yıl, Sonia, tıpkı bala batırılmış bu elma gibi.
Elle sentait le lilas au miel.
Bala batırılmış leylek gibi kokardı. Tamam.
- Tiens, prends ça.
Herifteki bala bak.
Avec du miel, les muffins sont meilleurs.
Kekleri bala batırın. Tadı çok daha güzel oluyor.
Un peu de... miel dans ton yogurt.
Yoğurdunda biraz bala.
Et laisse la Bala.
Onun bende olmasının ne anlamı kaldı?
Kaya, Bala, Graha, Udhvanga, Shalya, Damshtra, Jara et Vrisha.
Kaya, Bala, Graha, Udhvanga
Un coup de bol, tout bête.
Bala göte işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]