Translate.vc / Français → Turc / Ban
Ban traduction Turc
670 traduction parallèle
Triple ban pour les mariés!
Mutlu çift için üç kez şerefe!
Je suis au ban de la société!
Artık çaresizim ben!
Ils sont revenus et ont renvoyé le Jacques?
Kendi yuvalarından çıkıp çıban başı James'i kovdular mı?
Leurs manières...
Hala çorbaya ekmek banıyorlar.
- Je te le ferai savoir.
- Ban sana haber veririm.
Elle le trempe dans son cafe!
Kralik, pastayı kahveye banıyor.
Je les vendrai pour mon compte!
Mal beklemekten kıçımda çıban çıktı.
C'est pour moi que Marie Corbin subtilisait à la pharmacie les ampoules de morphine, car elle a une vieille passion pour son ex-fiancé.
Ban kalırsa Marie Corbin eczanedeki morfinleri aşırıyordu. Eski nişanlısının aşkı uğruna.
"Le monde a été guéri " de cet abcès par le fer et par le feu.
Dünya, baban onun vücudundaki çıbanı ateşle ve demirle tedavi ettikten sonra iyileşti.
Elle a de violentes douleurs dans les articulations et des migraines.
Eklemlerinde şiddetli ağrıları var, parmağında bir çıban çıkmış... ve başı ağrıyor.
Tu penses pouvoir l'expliquer?
Bunu ban açıklayabileceğini düşünüyor musun?
Je l'ai invité, parce qu'il m'a aidée.
Onu buraya çağırdım, çünkü ban ayardım etti.
Passez-moi New-York. Longacre 57598.
Ban New York Longacre 57598'i bağla.
C'est vous, le "ichi-ban"?
- İchiban sen misin?
C'est vous le "ichi-ban"?
İchiban sen misin?
Griff est mon numéro un, mon "ichi-ban".
Ah, sen Griff'i yanlış anladın. O benim bir numaralı adamım, "ichiban" ım.
Allons-y, ichi-ban.
- Hadi, ichiban.
Je n'aime pas que mon "ichi-ban" m'inquiète.
İchibanımın beni endişelendirmesi hoşuma gitmiyor.
Vous, son "ichi-ban", vous le trompez!
Onun bir numaralı kızısın, onun ichibanısın ve onu aldatıyorsun.
Et je t'aime, mon père.
Ban de seni seviyorum, baba!
Un ban pour l'oncle Aaron!
Aron amca için 4 defa.
- Je retrouve une fille au restaurant.
- İchi-Ban'da bir kızla buluşacağım.
RESTAURANT ICHI-BAN
İCHİ-BAN RESTORAN
Amenez-le-moi!
Onu ban verin!
J'ai un furoncle au séant. Je me le ferais bien percer.
Bende bir çıban var, düşündüm ki, hemen onu deşersin.
Une cigarette, mon amour.
Ban bir sigara ver sevgilim.
J'ai un furoncle.
Çıbanım var.
J'ai besoin de votre alcool, je vais percer un furoncle.
Tekila şişesini ver. Çıbanı deleceğim.
Le furoncle est infecté.
- Çıban iltihaplı.
Le café est brûlant, bois et mets du pain!
Kahve de çok sıcak içine bol, bol ekmek banın.
- Si jamais y en a un qui vient me dire ça...
Sıkıysa ban cesaretin yok deyin bakalım!
Un triple ban!
Ne aptalca!
Tu pourrais pas me prêter cinq sacs?
Ban bir 5,000 borç verebilir misin?
Un magnifique furoncle.
Güzel bir çıbanın var.
Chaque soldat d'Afrique a droit à un furoncle.
Afrika'daki her askerde çıban vardır.
Tu n'auras peut-être pas de décorations, mais tu auras sûrement d'autres furoncles.
Madalya almayabilirsin. Ama çok çıban görürsün.
Les hommes comme toi se contenteront des furoncles et de la dysenterie.
Kalan herkese çıban sinek ve dizanteri.
Un ban pour l'Américain.
Amerikalı için üç defa!
Tu me paieras dans une semaine.
Ban borcunu bir hafta sonra kaleye vardığımızda ödeyeceksin.
Il ne se passe pas une semaine qu'ils n'aient pas d'éruption ou d'abcès.
Bir yerlerinde isilik ya da çıban çıkmadığı hafta olmaz.
On me les remet, et je représente la loi.
Onları ban telim edersiniz, kanuna.
N'utilisez pas ce ton condescendant!
Patlatırım sana, Havershaw! Ban nasıl patronluk taslarsın.
- On peut rien faire sans. - Ou une R16. - Spéciale?
Elinizi sıkamıyorum kedinin çıbanına domuz yağı sürüyordum.
Il est si dur!
Ban karşı hep kötüydü.
Au vif de l'abcès!
Deşelim bu çıbanı.
Mais je resterai ton "ichi-ban"!
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum. Ama bu yanına kar kalmayacak.
Tout commença la nuit de la Fête du O-Ban.
REDO1 İyi seyirler.
Elle est si douce.
Ban de çok sevimli buldum onu.
- Elles me serrent.
Ayaklarım çıban ve yara dolu.
- 9 h, par là. Passe-moi la serviette.
Ban bir havlu uzat.
Fermez le ban!
Bitiş marşı!