English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Barley

Barley traduction Turc

92 traduction parallèle
- M. Et Mme Barley.
- Bay ve Bayan Barley.
Barley!
Barley!
Cette bonne vieille odeur me fait penser au soleil sur ma nuque.
Agnes Fitzgerand'tan Barley'e : Eski moda kokusu. Boynundaki güneş gibi.
- Réfléchissez, Barley.
- İyi düşün, Barley.
Foutaises, Barley.
Haydi, Barley.
Barley?
Barley mi?
Oui, je connais Barley.
Evet Barley'i tanırım.
Écoutez, j'essaye de gagner ma vie ici, et pas pour le compte de M. Blair.
- Bak, para kazanmaya çalışıyorum. Senin kadar istesem de Bay Barley Scott Blair'in burada olmasını sağlayamam.
Nous aimerions savoir pourquoi une inconnue vous envoie une lettre commençant par "Barley, mon chéri" et signée "Ta tendre K".
Hiç tanımadığını söylediğin bir kadının,... neden sana "Sevgili Barley" diye başlayıp, "Sevgilin K." diye biten,... bir mektup gönderdiğini bilmek istiyoruz, aslında.
Il est entre de bonnes mains.
O güvenli ellerde, Barley.
Adressés à ce poivrot de Barley Blair.
Ve "Ayyaş" Barley Blair'e gönderilmiş.
Que faites-vous à Lisbonne, Barley?
Lizbon'da ne yapıyordun, Barley?
- Bonjour, Barley.
- Merhaba, Barley.
Prenez tout votre temps, Barley.
Dünya kadar zamanın var.
Quel héroisme, Barley :
Kahramanca düşünce.
Barley est trop noble pour accepter ça.
Parayı boş ver. Barley paraya önem vermez.
Vous nous ferez honneur, Barley.
Seninle gurur duyduk, Barley.
Bon voyage, Barley.
Bon voyage, Barley.
Barley Scott Blair.
Barley Scott Blair.
Et vous devez être M. Barley.
Sen de Bay Barley olmalısın.
Comment m'avez-vous reconnue, M. Barley?
Bani nasıl tanıdınız, Bay Barley?
Combien de jours restez-vous ici, M. Barley?
Moskova'da ne kadar kalacaksınız, Bay Barley?
- Il vous paye comment, M. Wicklow?
- Barley iyi para ödüyor mu, Bay Wicklow?
- Ça alors, Barley :
Tanrım, Barley!
Katya doit arrêter de faire sa Greta Garbo.
Barley artık Katya'ya, "Lanet Greta Garbo" olmadığını söylemek zorunda.
Je veux qu'il parle à Barley.
Barley ile konuşmasını istiyorum.
C'est moi, Barley Blair.
Hadi, benim, Barley Blair.
Je veux un Américain à Leningrad, vendredi, pour assister Barley.
Barley için bir Amerikalı ortak istiyorum. Cuma günü Leningrad'da olması gerekiyor.
- Je vous souhaite un bon voyage, Barley.
İyi yolculuklar, Barley.
08H00. Barley et Wicklow sont à Leningrad. Ils sont à l'hôtel Pribaltiskaya.
Barley ve Wicklow saat 8'de Leningrad'a varıp Pribaltiyskaya oteline yerleşmişler.
Barley a trois occasions de prendre contact.
Barley'nin temas için üç şansı var.
Barley a pris contact.
Barley temas kurdu. - Pekâlâ!
Vous aimez les cimetières, Barley?
Mezarlıkları sever misin, Barney?
Barley. Bienvenue.
Hoş geldin.
Je veux rencontrer Barley. En interrogatoire, le spot braqué sur lui.
Bay Barley ile arka odada konuşmak istiyoruz sorgu lambası yüzünü aydınlatırken.
Je le dirai à Barley.
Barley ile konuşurum.
M. Brady, Barley.
- Bay Brady. - Barley.
Vous avez fait du bon boulot, Barley.
- Gerçekten iyi iş çıkardın, Barley.
On se charge de la retraite de Barley, Ned.
Barley'nin yeni bir ülkeye yerleşme ve emekli maaşı işine el koyuyoruz.
Je suis tellement heureuse de vous revoir, Barley.
Seni tekrar görmek çok güzel, Barley. Gerçekten çok güzel.
Vous ne pouvez pas venir à l'hôpital.
Hastaneye gelemezsin, Barley.
- S'il vous plaît.
- Barley, lütfen.
Salut, Barley.
Merhaba, Barley.
- Ça s'est passé comment, Barley?
- Nasıl gitti, Barley? - İyi.
Comment va votre chien, Barley?
Barley, köpeğin nasıl?
On veut Barley :
Barley'i istiyoruz!
- Pourquoi avoir fui?
Neden kaçtın, Barley?
Pourquoi Lisbonne, Barley?
Neden Lizbon, Barley?
Messieurs, je vous présente Barley.
Barley ile tanışın, beyler.
Réfléchissez, Barley.
- İyi düşün
Barley, j'ai quelque chose pour toi.
Tam sana göre bir şey var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]