English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Basta

Basta traduction Turc

5,989 traduction parallèle
- Un coup et basta.
Tek vuruş, sonra konuşmayacağız.
Basta.
Baba!
Basta.
Yardım et!
Viré de Saint Paul pour violence verbale envers vos joueurs.
Başta, Saint Paul'den oyuncularınıza sözlü tacizden kovulmuşsunuz.
En d'autres termes, on offre aux grands esprits du monde plus de temps pour mettre à profit leur potentiel.
Basitçe söylemek gerekirse, insanoğlunun başta gelen isimlerine potansiyellerini daha fazla kullanmaları için şans veriyoruz.
Ça a marché un bout de temps, trésor, mais... ça ne me guérit plus maintenant.
İlk başta işe yaradı, tatlım. Ama bir süre sonra işe yaramayı bıraktılar.
Au début, personne ne me répondait. Ça faisait mal.
Başta kimse cevap yazmayınca canım acıdı.
Pour vos crimes envers le canton de Bedford, notamment des cambriolages, un faux témoignage, un adultère et une amitié illicite hors de votre rang, je vous condamne par la présente, August Benjamin Rutherford, à la mort par pendaison, en ce 29...
Bedford kasabasına karşı suçlardan başta soygun yalancı şahitlik zina ve bir asille dostluk olmak üzere seni August Benjamin Rutherford idama mahkum ediyorum.
Je ai ressenti la même au début.
İlk başta ben de böyleydim.
Au début, j'aimais cette sensation de faire l'école buissonnière.
Başta yeni olması hoşuma gitti. İşten kaytarıyor gibiydim.
Je suis débordée, je protège mon intimité, et j'ai cru que ça n'irait pas, mais je me suis trompée.
Bak, çok meşgulüm ve mahremiyetimi severim. Başta bunların işe yaramayacağını düşündüm ama yanılmışım.
- Arrêter d'écouter ce crétin, déjà.
- İlk başta bu pisliği dinlemeyi bırakın.
Et je saurais que vous n'êtes pas les patrons.
Böylelikle sizin iş yapamadığınızı ve başta olmadığınızı anlayabilirim.
Il n'y a pas de patron.
Başta adam falan yok.
Le genre qui a l'air normal au premier abord, mais quand tu te réveille...
İlk başta normal gibi gelen türden bir rüya. - Ama uyanınca...
D'abord, j'ai eu peur.
Evet. İlk başta korkunç bir şey olacak sandım.
C'était dur, au début, mais ça en valait la peine.
Başta zor gelmişti. - Ama buna değmişti.
Je suis venu parce qu'on veut me tuer et que ça a un lien avec la raison pour laquelle j'ai dû partir.
Buraya geri döndüm çünkü biri beni öldürmeye çalışıyor, ve en başta beni gitmeye zorlayan olayla bir ilgisi var.
Les conduites coulerons rouge au début a cause de L'Argile mais après l'eau sera limpide.
Başta kil yüzünden kırmızı su akar ama kısa sürede normale döner.
Elle devait raconter la fin de quelque chose, mais finalement, c'est peut-être le commencement.
İlk başta bazı şeylerin nasıl bittiğini anlatmak istiyordum ama artık nasıl başladığını anlatmak istiyorum.
Comment il a pu entrer là, on l'ignore.
Sisteme en başta nasıl girildiğini bilmiyoruz.
Cette fois, je mène.
Bu sefer başta ben varım.
Ça donnerait de la matière au début. Mais tout en douceur.
Başta karışık başlayalım sonra toparlarız..
Au début, elle en rigolait,
Başta attığı kahkaha ve'Çok aptalsın!
Moi, je comprends toujours pas pourquoi on a construit la Grande Muraille.
En başta Çin Seddi'ni neden inşa ettiğimizi hâlâ anlamıyorum.
Que dirais-tu de t'excuser d'avoir kidnappé mon père pour commencer?
En başta babamı kaçırmak konusunda özür dilesen nasıl olur?
L'enquête conclura d'abord à un suicide, mais sera rouverte en 2012.
Başta intihar olduğuna karar verildi, 2012'de davası yeniden açıldı.
Au départ, j'aurai du mal à être oxygénée, ce qui affectera l'irrigation du cerveau.
Başta oksijen almam zor olacak, bu da beynime giden kanı etkileyecek.
Celui qui, à l'origine, nous avait demandé de l'écrire.
İlk başta bunu yazmamıza neden olan adam.
Gary m'a appelé dans son bureau un jour et m'a dit qu'ils m'avaient contacté en premier. Qu'ils avaient déjà commencé à tourner et qu'ils n'étaient pas satisfaits.
Sonra Gary beni ofisine çağırıp başta beni istediklerini, sonra çekime başladıklarını, ama ellerindekinden memnun olmadıklarını söyledi.
Nous devons être clairs sur ce sujet dès le début.
Dürüst olmak gerekirse, başta konuştuğumuz gibi...
Eh bien, au début, il était sa poitrine et a eu une mastectomie, mais... décidé d'entrer dans vos poumons.
Yani, başta meme kanseriydi. Sonra ameliyatla memeleri alındı ama biraz daha takılıp ciğerlerine sıçramaya karar vermişler.
- Ce n'était pas un pénalti.
- Zaten başta penaltı değildi.
Pourquoi on s'attache si rapidement.
En başta insanlara neden bağlandığımızı.
Je pensais que c'était juste de la drague, mais maintenant je pense que tu es peut-être plus.
Başta senin bir gönül macerası olduğunu düşünmüştüm. Ama şimdi daha fazlası olduğunu düşünüyorum.
Non, c'est vrai.
Hayır, değil. Keşke başta bana gelseydin.
Au début, on trouve ça injuste.
En başta haksızlık gibi geliyor.
C'est pour ça que j'avais peur, au début.
Bu yüzden en başta korkmuştum.
Ils disent tous ça au début.
- Başta hep öyle derler.
Vous aviez dit que c'était moi le diable, vous vous rappelez?
En başta söylediğin gibi, o Şeytan benim. Hatırlıyor musun?
Pourquoi alors avoir construit une station là-bas? Ils auraient dû le savoir avant.
Orada başta neden istasyon kurdular ki o zaman?
Je ne voulais pas de Max, je te le rappelle.
Max'i en başta burada istemeyen bendim hatırlarsan.
Au début, il voulait la tuer d'une façon horrible et douloureuse... comme ce qu'elle avait infligé à son frère
Başta onu korkunç ve acılı bir şekilde öldürmek istemişti. Kardeşini acı çektirerek öldürdüğü gibi.
C'est bizarre au début mais on s'y habitue
Başta tuhaf geliyor ama zamanla alışıyorsun.
J'étais de votre côté, vraiment.
Başta aynı fikirdeydim, gerçekten öyleydim.
Au début j'ai trouvé ça étrange... Un seigneur anglais, ami avec Jack Randall, qui s'entend si bien avec un jacobite comme Dougal MacKenzie.
Black Jack Randall'ın dostu olan bir İngiliz Lordu'nun Jakobit olduğu bilinen Dougal MacKenzie gibi biriyle böyle iyi olmasını ilk başta şaşırtıcı bulmuştum.
J'étais spectateur, au début.
İzlemeye gittim, ilk başta.
Honnêtement, Gus, même si c'est ce que je voulais pour toi, je suis contente qu'Alan passe en premier.
Dürüst olmam gerekirse Gus, her ne kadar en başta senin olmanı istesem de şu an ilk gidenin Alan olmasından memnunum.
Corin n'était pas un mauvais gars, par contre.
Corin, başta o kadar kötü değildi.
Pas tout de suite, mais après trois jours, les cris ont commencé.
- Başta yoktu. Ama 3. günde çığlıklar başladı.
Je n'étais pas censée t'y emmener la première fois, Ok?
Seni oraya en başta götürmemeliydim zaten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]