Translate.vc / Français → Turc / Beaumont
Beaumont traduction Turc
361 traduction parallèle
Dans la villa du Baron Regnard, à Paris, Paul Beaumont, un scientifique inconnu, travaille dur pour démontrer ses surprenantes théories sur l'origine de l'homme.
Baron Regnard'ın Paris'teki villasında, tanınmamış bir bilim adamı insanoğlunun kökenine dair ürkütücü teorilerini yoğun bir çabayla kanıtlama derdine düşmüştü.
Longtemps, il s'était débattu dans la misère. Jusqu'au jour où le Baron, soudainement intéressé par son travail, l'avait invité dans sa demeure.
Yıllar boyunca, bir başına yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren Beaumont çalışmalarıyla Baronun ilgisini çekmiş ve onun evine davet edilmişti.
Le jour dit, Paul Beaumont se présente devant l'Académie des Sciences afin que celle-ci juge son travail.
Belirlenmiş günde Paul, çalışmalarına dair görüşlerini almak için bilim akademisinin karşısına çıktı.
L'agonie de cette nuit a épuisé l'endurance de Paul Beaumont.
O gecenin ıstırabı Paul Beamont'u, acı çekemeyecek kadar yormuştu.
Pour se moquer de la vie.
Paul Beaumont hayata gülmek için yaşamayı seçti.
Paul Beaumont est oublié mais il continue à faire rire.
Yıllar birbirini kovaladı. Paul Beaumont unutuldu.
Une aristocrate élevée dans le raffinement.
Paul Beaumont'a, sonsuza dek arkasında bıraktığı o dünyayı anımsatıyordu.
Savez-vous où se trouve la maison de monsieur Beaumont?
Bay Beaumont'un evi nerede biliyor musunuz?
Monsieur Beaumont est-il là? Vous êtes attendu, docteur Bruner?
Bay Beaumont evde mi?
Depuis combien de temps connaissez-vous monsieur Beaumont? Oh, juste quelques jours.
Bay Beaumont'u ne zamandır tanıyorsunuz?
Madeline et moi avions prévu de nous marier dès son arrivée, mais monsieur Beaumont nous a convaincus de venir ici.
Madeleine ve ben kavuşur kavuşmaz evlenmeyi planlıyorduk ancak bay Beaumont bizi buraya gelmeye ikna etti.
Vous allez me prendre pour un vieux toqué qui se mêle de vos affaires mais, vous savez, je serais vraiment soulagé si vous quittiez cet endroit après votre mariage, et si vous n'aviez plus rien à faire avec monsieur Beaumont.
Benim ihtiyar bir bunak olduğumu düşünüyorsunuzdur ancak evlendikten hemen sonra buradan ayrılır ve bay Beaumont'la daha fazla muhatap olmazsanız sevinirim.
Nous disposions de si peu de temps pour les préparatifs que je n'ai pas pu faire la moitié de ce que je voulais faire pour vous.
Bir yabancı olmanıza karşın şimdiden yeterince şey yaptınız bile bay Beaumont.
Vous en avez déjà fait plus qu'assez, Monsieur Beaumont, alors que nous nous connaissons à peine.
Neil'a Amerika'da bir iş vererek bizi çok mutlu ettiniz. - Neil?
Juste une goutte, monsieur Beaumont, dans un verre de vin ou bien dans une fleur.
Sadece bir damla bay Beaumont bir kadeh şarapla ya da çiçekle.
Dès lors qu'il y a une superstition, vous verrez qu'il y a aussi une coutume.
Beaumont'un evine giderken arabacının yolda ne söylediğini hatırladın mı?
Maintenant, vous rappelez-vous ce que votre cocher vous a dit la nuit où il vous a conduits à la maison de Beaumont?
Gördüğümüz o korkunç yaratıklar hakkında mı?
"Si la personne a été enterrée vivante, cet acte sera considéré comme un meurtre, quel qu'en soit l'aboutissement."
Sonucu ne olursa olsun. Beaumont.
Bien sûr, si vous le souhaitez, nous pourrions d'abord aller chez Beaumont. Si je pouvais mettre la main sur le monstre responsable de tout ça, Je lui infligerais une telle correction que tous les sorciers vaudous d'Haïti trembleraient dans leurs sandales.
Bu işin sorumlusu musibeti ele geçirebilirsem tüm kabile büyücülerine gözlerini korkutacak bir ders vermiş olurum.
Voici Ed Beaumont.
Bak, Ed Beaumont geldi. Gel benimle.
Connaissez-vous Ed Beaumont?
Bay Henry, Ed Beaumont'u tanıyor musunuz? Evet, evet.
Vous resterez pour le café?
- Kahveye kalır mıydınız Bay Beaumont?
Du café pour M. Beaumont.
- Bay Beaumont'a kahve getirin. - Biraz konyak? - Teşekkürler.
C'est devenir journaliste à la force des poignets!
Çifte yumruklu bir gazeteciymişsiniz Bay Madvig. Değil mi Bay Beaumont?
Je vous raccompagne, M. Beaumont.
Sizi geçireyim Bay Beaumont.
Désolé, M. Beaumont.
Üzgünüm Bay Beaumont.
Vous ne m'aimez pas beaucoup, M. Beaumont.
Benden hoşlanmıyorsunuz, değil mi Bay Beaumont?
Beaumont est ici.
- Beaumont geldi.
Paul dit que vous vous sentez mieux.
Paul daha iyi olduğunuzu söyledi Bay Beaumont.
Débarrassez-vous et séchez-vous, M. Beaumont.
- Paltonuzu çıkartın da kurusun Bay Beaumont?
Asseyez-vous, là où il fait chaud.
Ateşin yakınında oturun Bay Beaumont.
Vous tombez du ciel!
Geldiğinize sevindim Bay Beaumont.
Assez!
- Yeter Beaumont!
Vous m'accompagnez pour un verre?
Benimle bir içki alır mısınız Bay Beaumont?
Ça serait-il pas "Beaumont-fais-moi-mal"?
Bu gelen "bir daha vur" Beaumont değil mi?
Vu, Beaumont?
Gördün mü Beaumont?
Je te présente M. Beaumont.
Bay Beaumont ile tanışın.
Qu'y a-t-il, Peter?
Ne oluyor Peter? Sen misin Beaumont?
- Qui? Beaumont est touché.
- Beaumont vuruldu.
Beaumont et Fletcher?
Beaumont ve Fletcher?
Restes-en à Beaumont et Fletcher.
Sen Beaumont ve Fletcher'la devam et.
A toi, Louis de Beaumont, Evêque de Paris, moi, Clopin Trouillefou,
Sana söylüyorum Louis, Paris Piskoposu! Ben, Clopin Trouillefou!
Je vais prévenir monsieur Beaumont de votre arrivée. Oui
Bay Beaumont'a geldiğinizi haber vereyim.
Je n'ai rencontré monsieur Beaumont qu'une fois ou deux.
Sanırım.
Mais
Anlayacağınız ben de bay Beaumont ile bir ya da iki kez karşılaştım.
C'est un plaisir de vous revoir, monsieur Beaumont.
Sizi yeniden gördüğüme sevindim bay Beaumont.
Beaumont!
Bize neden bu kadar ilgi gösterdiğini anlamadığınızı söylemiştiniz.
Des indigènes, sans doute.
Elbette istersen önce Beaumont'un evine gidebiliriz.
Désolée que vous partiez si tôt.
Erken ayrıdığınıza üzüldüm Bay Beaumont.
Pour qui tu te prends?
- Sen kim oluyorsun Beaumont? - Acele et.
Lancez-lui quelque chose, M. Beaumont.
Şuna bir şey fırlatsanıza Bay Beaumont.