Translate.vc / Français → Turc / Bee
Bee traduction Turc
567 traduction parallèle
C'est Beatrice, je suis venue vous aider.
Benim, canım. Bee. Sana yardıma geldim.
Las Vegas, Nevada. Le café "Busy Bee".
- Las Vegas, Nevada.
c'est Sam et Bee jay.
Kansas City'den Herman'la B.J. gelmiş.
N'entrez pas! Vous avez encaissé?
Bir dakikalığına içeri girme, Bee.
Entrez.
İçeri gel, Bee.
- C'est vous Bee?
- Adınız Bee mi?
Felix Bee.
Felix Bee.
Si j'avais une cheminée, il y aurait toujours un feu.
Vay bee, bir şöminem olsaydı, sürekli yakardım herhalde.
Vraiment contente que vous ayez marché...
Vay bee, takmayışına çok sevindim...
On devrait plutôt essayer "Bee".
Bence Bee olmalı.
Bee for Beta.
Beta'nın Bee'si.
Ok Bee... on y va.
Haydi kaldırıyoruz.
Fa... fait... Bee...
Baba, Bee ver.
Fa... fait... maintenant...
Fa, Bee istiyor. Hemen...
Bee... maintenant.
Hemen...
- Peux-tu trouver Bee?
Bee'yi bulabilir misin? Bee'yi bul!
Balle.... oui, la balle... sur le dos de Bee n'est pas bonne pas bonne...
Evet, top... Bee'nin sırtındaki top, güzel değil. - Güzel değil.
- FA joue Bee pas. - Oui.
Adam olmayan şeyler söylüyor.
Fa arrête Bee maintenant.
Evet. Fa, Bee'yi hemen durdur!
Bee trouve bateau, maintenant!
Bee tekneyi bul, hemen!
Qu'a fait Bee avec la balle?
Bee topu ne yaptı?
Est-ce que Fa arrête Bee?
Fa, Bee'yi durdurdu mu?
Fa et Bee doivent partir.
Fa ve Bee gitmek zorunda. Fa babayla birlikte kalacak.
Fa and Bee doivent partir maintenant.
Fa ve Bee gidecek hemen.
Si, Pa aime Fa et Bee, Ma aime Fa et Bee.
Baba Fa'yı seviyor, Bee'yi de. Anne de Pa'yı ve Bee'yi seviyor.
Ecoute Fa..... Pa et Ma vont sur la terre.
Dinle Fa... Baba ve anne karaya gidecek. Fa ve Bee suya gidecek.
Ma aime Bee.
Anne Bee'yi seviyor.
- Docteur Bee?
- Doktor Bee? - Efendim?
- Allez chercher le docteur Bee.
- Öyleyse Doktor Bee'yi çağırın.
Ne restez pas là, bouche-bée!
Aptal aptal bakıp durmayın.
Le récit de notre histoire va les laisser bouche bée.
Onlara hikayemizi anlatınca solukları kesilecek.
Ne restez pas là bouche bée!
Şaşkın şaşkın dikilip durmayın.
Ne reste pas là, bouche bée.
Orda ağzın açık durma öyle.
Uffe restait là, bouche bée.
- Uffe'nin ağzı bir karış açık kaldı.
Ça me laisserait bouche bée.
Şaşırmak mı?
Ils sont peut-être bouche bée devant les affiches.
İlan panolarına bakmaya gideceklerdi.
Tu veux que je bée devant ses croquis?
- Sakin ol, sakin ol.
Oh, ne restez pas là bouche bée, crétin!
Ağzını açmış bir şekilde durma öyle aptal! Hadi geri dönelim!
Scénario de François Truffaut et Jean-Louis Richard.
Jeremy Spenser, Bee Duffeil, Alex Scott. Senaryo : François Truffaut Ve Jean-Louis Richard.
Alors ne restez pas là assis, la bouche bée, au boulot!
Burada şaşkın şaşkın bakacağınıza işe koyulun!
Reste pas bouche bée, concentre-toi sur ta conduite!
Aval aval bakma Lucius, otomobile konsantre ol.
Poisson ou Bee?
Bee için balık.
Fa... do... Bee...
Bee ver.
- Oui, Fa veut Bee?
Evet... Fa, Bee'yi istiyor.
Bee...
Baba...
Fa Fa, ramène Bee ici maintenant.
Fa, Bee'yi buraya getir, hemen!
- Trouver Bee! Trouve Bee.
Bee'yi bul...
Arrête Bee.
Bee'yi durdur, Bee'nin sırtındaki şey...
La chose sur le dos de Bee La chose....
Top...
D'abord Bee trouve bateau. Mets balle sous bateau reviens, vois Fa.
Topu teknenin altına koy sonra gel Fa'yı gör.
Cette nouvelle me laisse bouche bée, messire Bedevere.
Bu yeni bilgiler beni şaşırtıyor Sir Bedevere.