Translate.vc / Français → Turc / Ben
Ben traduction Turc
975,408 traduction parallèle
Je cherche des humains porteurs du terminal génétique.
Ben... Net Terminal Geni... olan insanlar arıyorum.
Je viens aussi.
Ben de gidiyorum!
Je suis...
Ben...
Je suis Cibo, je suis une scientifique.
Ben Cibo. Bir bilim insanıyım.
Qu'est-ce que j'en sais?
Ben nereden bileyim?
Et puis, je suis Zuru partout où elle va.
Ayrıca, Zuru nereye giderse ben de onunla giderim.
Ça ira.
Ben almayayım.
Mes amis et moi sommes partis à la recherche d'une borne pour nous connecter.
Dostlarım ve ben bir başka bağlantı portu aramaya koyulduk.
Ne t'inquiète pas, on s'en charge.
Endişelenme, ben götüreceğim.
Je suis Sana-kan, une représentante de la Sauvegarde.
Benim adım Sana-kan. Ben Muhafız temsilcisiyim.
J'y vais.
Ben gidiyorum.
Je...
Ben...
- je suis allé chercher de l'eau.
- Ben de su tankına gittim...
Je n'ai pas besoin d'être convaincu.
İkna etmen gereken kişi ben değilim.
Je suis l'un d'entre eux.
Ben buraya aidim.
Je n'aime pas ça.
Evet. Ben sevmem böyle şeyleri.
J'étais en train de mettre les photos que tu as ramenées d'Akron.
İşte orada. Evet, ben sadece... Uh, bazı resim koymak
Je sais, je voulais que tu me rapportes mon accordéon.
Ah, bilirsiniz, ben iyiyimdir. Şu an meşgul. Biliyorum.
Désolé. Ça peut attendre?
Ve ben balina yaşıyorum Merdivenlerle bir süre.
Ça me rend triste de voir que cet enfant a vécu ici tout seul dans ce foutoir.
Ben sadece bir erkeğim. Sadece kendimi çok kötü hissediyorum Bu çocuğun burada yaşadığını Tek başına bu karmaşa içinde.
Je ne voulais pas que tu touches à mes affaires.
- Affedersin? Ben sadece seni istemedim Eşyalarımı karıştırmak.
Ce petit garçon ou ce vieil homme dans un corps de garçon c'est moi...
Peki onu nasıl tanıyorsun? Çünkü o küçük çocuk Veya yaşlı bir adam çocuğun vücudunda Ben...
J'étais si concentré sur Melissa, j'avais des œillères.
Hayır, ben çok odaklandım. Melissa, gözlerim açıktı.
Je t'ai ramené autre chose.
Ben sana bir şey daha vereceğim.
Moi aussi.
Ben de öyleydim.
Je suis une personne, pas un buisson!
Evet! Ben biriyim, çalılık değil!
C'est pas de ma faute!
Çünkü ben yapmadım!
Je n'aurais jamais fait ça!
Ben asla sana yapmazdım!
Il n'y a pas si longtemps, j'étais comme toi.
Bak, çok uzun zaman önce değil, Ben de senin gibiydi!
Je suis né et j'ai grandi à Glendale, en Californie, je suis entrepreneur.
Doğma büyüme Glendale, Kaliforniyalıyım ve ben bir girişimciyim.
Cathy, mon entreprise repose sur une seule idée : aider autrui.
Cathy, ben tek bir fikirden yola çıkarak iş yapıyorum, insanlara yardım etmek.
C'est ta sœur.
Selam, ben kız kardeşin.
Ils parlent du potentiel de franchises, je crois vraiment que...
Acente ihtimaliyle ilgili konuşuyoruz, bu yüzden ben gerçekten...
Je souhaiterais un week-end entier.
Ben tüm hafta sonu için gitmek istiyorum.
Je suis commerciale pour Carnahan Cutler Monroe, division de la côte Ouest.
Ben Carnahan Cutler Monroe'nun, Batı Yakası Birimi'nde çalışan bir müşteri ilişkileri temsilcisiyim.
Je ne suis pas peureuse.
Ben kolayca korkmam.
Tom, c'est Ray.
Selam Tom, ben Ray.
Mais je ne suis pas celle que vous croyez... et je n'ai pas ce dont vous avez besoin.
Ama ben sandığın kişi değilim ve benden istediğin şeye sahip değilim.
Je sais que vous avez peur, mais je ne fais qu'obéir aux ordres.
Dinle, korktuğunu biliyorum ama ben burada sadece bir aracıyım.
Mais je sais que si vous collaborez, si vous me donnez les papiers dont j'ai besoin, pour que je puisse dire que j'ai fait mon boulot,
Ama şunu biliyorum ki burada benimle çalışabilirsen ihtiyacım olan materyalleri bana verirsen ben de işimi yaptığımı söyleyebilirim,
Vous et moi, on va parler de Schwentke.
Sen ve ben müşterin olduğunu bildiğim
Salut mon pote, c'est Tom.
Selam dostum, ben Tom.
Je suis irresponsable?
Ben mi sorumsuzum?
Je l'ai inventé.
Onu ben uydurdum.
Je l'aime.
Ben onu seviyorum.
Je le tuerai.
O zaman ben de o adamı öldürürüm.
Je pensais être le dernier sur Terre.
Ben sadece bir tane kalmışım sanıyordum.
Je n'ai même pas été remerciée pour tout ça.
Biliyor musun, sanmıyorum ben Bunun için şimdiden teşekkür ederim.
L'arrosage a servi de leçon jusqu'à ce qu'un jour, on s'est assis ensemble sur le trottoir, on s'est regardé dans les yeux, comme si on se disait,
Ve ben ona doğru püskürterim Geri bahçe bayımla.
Pourtant, on était bien différent.
"Hey, öyle değiliz Farklı, sen ve ben" Eninde sonunda bizdik. 308 tane 00 : 13 : 17,021 - - 00 : 13 : 18,994 Kuduz vardı ve bir şans denemek zorunda kaldım.
C'est pas moi!
Ben değildim!