Birkin traduction Turc

Tout joliesques les rodhodendeures et les momerats embradent

Borogovelar hep birkin, Hem mom farları horkin.

Un chat chafouin. Tout joliesques les rodhodendeures

Brogovelar hep birkin.

Où est Birkin?

- Birkin nerede?

Rupert Birkin.

Rupert Birkin.

Birkin tournera les pages pour le maestro.

Birkin maestronun nota sayfalarını çevirecek.

C'est M. Birkin.

Bu Bay Birkin.

Sur BBC 2, la demi-finale du troisième épisode du "Journal de Kierkegaard", avec Benny Hill, Jane Birkin et David Beckham.

BBC 2'de az önce üçüncü bölümün yarı finali başlayan Kierkegaard'ın Güncesi var. Başrollerde Richard Chamberlain, Peggy Mount ve Billy Bremner oynuyor.

- Avec notre psychologue, le Dr Birkin.

- Polis psikoloğu, Dr. Birkin'le.

Un peu trop à mon avis, j'ai donc demandé au Dr Birkin de lui parler.

Bence biraz fazla sakindi. Bu yüzden Dr. Birkin'le konuşmasını istedim.

Le sac Birkin?

- Birkin çanta mı?

- Les heures de visite sont passées. - Bye-bye, Birkin.

- Gidelim, ziyaret saatleri bitti.

C'est un Birkin.

O bir Birkin.

Question : combien de temps Lucy Liu doit-elle attendre son Birkin?

Lucy Liu'nun o Birkin için daha kaç lanet gün beklemesi gerek?

Hermès.

Birkin.

C'est un Birkin. Pas vraiment mon style, mais c'est un sac gratuit.

- Tarzım değil ama bedava çanta işte.

C'est mon putain de Birkin!

O benim lanet Birkin'im!

Non, je parle de votre sac Hermès Birkin.

Hayır. Sende Hermès Birkin çantası var. Bu çantaya bayılırım!

Le sac Hermès Birkin!

Hermès Birkin çantası! İki senedir...

Ca a mal tourné pour ton sac.

Senin Birkin çantan tatlım.

- Il y avait un Birkin dans mon cours.

Bizim okulda Birkin diye bir çocuk vardı.

- Ca m'étonnerait que ce soit le même. Il est beau.

- Aynı Birkin olduğunu sanmıyorum.

- Ca s'appelle un sac Birkin.

Adı Birkin çanta.

- Un sac Birkin.

- Bir Birkin çanta mı?

Ca alors, un sac Birkin.

Aman Tanrım, Birkin çanta mı?

Oh, non. Un sac Birkin est fait pour être porté. Et vu.

Hayır, Birkin çanta kullanılmalı ve görülmelidir.

Un sac Birkin.

Birkin çanta.

Un sac Birkin. Un sac Birkin pour Rory.

Rory'ye Birkin çanta.

Richard ne m'en a jamais offert un.

Richard hiç bana Birkin çanta almadı.

Un sac Birkin.

- Birkin çanta.

- Un sac Birkin.

- Birkin çanta.

Une fille de 21 ans avec un sac Birkin et une femme adulte qui n'en a pas.

21 yaşında bir kızın Birkin çantası var ama yetişkin bir kadının yok.

Promis, juré, craché sur mon sac Birkin.

Birkin çantam üzerine iki defa yemin ederim.

Je n'‚ tais pas heureux, mais Judy et moi venions de rompre, et Mr.

Hem de çok. - Tabiki mutlu değildim bu durumdan, ama tam o ara Judy ve ben ayrılmıştık ve biliyordum ki Bay Birkin Firmasını ailesinden başka kimse yönetemezdi.

Je vais avoir droit à un nouveau sac à main?

Bir Birkin çanta daha mı gelecek?

Changer de nom est le truc dernier cri des célébrités, comme un sac Birkin ou un bébé.

İsim yenilemek Hollywood ünlüleri arasında yeni bir modaya dönüştü, Birkin marka çanta veya bebek sahibi olmak gibi.

Vous avez cassé mon Birkin!

Birkin'imi kopardın!

Tu vas faire quoi? Le frapper avec ton sac Hermès?

- Ne yapacaksın "Birkin" marka çantanla kafasına mı vuracaksın?

J'ai toujours été sur liste d'attente pour le sac Birkin, et mon nom vient d'être sorti.

Uzun zamandır Birkin çantaları için bekleme listesindeydim,... ve sonunda sıra bana geldi.

Hermès. Birkin. Green Ostrich!

Bayan Berkin, yeşil devekuşu olan.

Elle est en pleine guerre d'enchères pour un sac birkin vintage sur ebay et elle ne peut pas quitter son ordinateur. Mais tu n'as pas la soirée de fiançailles de Blair?

E-bay'de bir açık arttırma savaşına girdi ve bilgisayarın başından ayrılamıyor.

C'est un Birkin.

- Birkin bu çanta.

Tu veux baiser avec une femme ou avec un Noir, tu veux vivre l'aventure tout en pouvant te payer un sac Birkin.

Tek istediğin bir kadınla ya da siyah bir erkekle sikişip, macera yaşamak ama yine de Birkin çantası alabilmek.

Vous avez vu mon sac Birkin?

Çantamı gördün mü?

Vous vous êtes payé un assassinat comme vous vous payerez un Lhassa Apso ou un sac Birkin.

Kendine bir suikastçı satın aldın. Tıpkı Lhasa Apso veya el çantası alır gibi.

J'ai dit à Tarel Birkin que j'annulais la mission.

Görevi iptal ettiğimi Tarel Birkin'e söyledim.

Je connais un homme à Hambourg, Tarel Birkin.

Hamburg'da bir adam tanıyorum Tarel Birkin.

" Ai besoin d'infos sur Tarel Birkin, bureau d'Hambourg.

" Bilgi gerekiyor. Tarel Birkin, Hamburg Station.

Birkin n'a travaillé au bureau d'Ankara que durant neuf mois, bien qu'il se soit concentré sur le PKK.

Birkin, Ankara istasyonunda sadece dokuz ay çalışmış ve PKK üzerine konsantre olmuş.

- Dr Birkin.

- Dr. Birkin.

C'est un sac Birkin.

Bu bir Birkin çanta.

Le sac Birkin.

Birkin çanta.