Translate.vc / Français → Turc / Blackie
Blackie traduction Turc
347 traduction parallèle
C'est encore Blackie Gallagher qui fait des siennes.
Bu Blackie Gallagher, yine yaptı yapacağını.
Accroche-toi à mes épaules, Blackie.
Elini omuzuma koy Blackie.
- Blackie!
- Blackie!
Ne pleure pas, Blackie.
Ağlama Blackie.
Ma mère et mon père, et la mère de Blackie, ils sont...
Annem, babam ve Blackie'nin annesi, onlar...
Je m'appelle Edward Gallagher, mais on m'appelle Blackie et lui, c'est Jim Wade.
İsmim Edward Gallagher, ama bana Blackie derler. Bu da Jim Wade.
Et maintenant Blackie, et toi, Jim, vous n'avez plus de maison, n'est-ce pas?
Ve Blackie ve sen Jim, gidecek bir yeriniz yok değil mi?
Hé, Blackie, arrête!
Hey Blackie, dikkat et!
J'ai laissé assez d'argent à ce voleur de Gallagher.
Blackie Gallagher'ın hileli batakhanesinde yeteri kadar para kaybettim.
Blackie, menons une vie honnête ensemble.
Blackie, bunlardan kurtul. Beni de çıkar bu işlerden.
- Blackie, je t'en prie, écoute-moi!
- Blackie, Iütfen beni dinle!
Blackie, maintenant que tu as ce bateau, partons loin d'ici.
Blackie, artık bu tekne senin. Hadi gidelim buradan, uzaklara gidelim.
Pourquoi ne pas saisir cette occasion pour fuir tous ces bandits qui te tournent autour comme des mouches, le jeu, les escroqueries, la corruption et toutes ces mauvaises actions?
Blackie, neden bu şans işlerini bırakıp kabadayılardan uzaklaşmıyorsun? Neden özgür bir çift kuş olamıyoruz? Ve neden kumarhanelerden, düzenbazlıklardan ve yolsuzluklardan uzaklaşmıyoruz?
Blackie.
Blackie.
Blackie!
Blackie!
Non, attends, Blackie.
Bekle bir dakika Blackie.
Blackie, attends.
Blackie, bir dakika.
Voyons, Blackie.
Böyle yapma Blackie.
- Merci, Blackie.
- Sağol Blackie.
Blackie, tu joues avec le feu.
Dinle Blackie, tam bir baş belasısın.
Non, merci. Tu ne restes pas pour voir Blackie?
Hayır, teşekkürler, biraz daha kalıp Blackie'yi göremez misin?
- Je connais Blackie.
- Blackie'yi tanırım.
- Oui, Blackie m'envoie.
- Biliyorum, fakat Blackie beni gönderdi.
- Blackie?
- Blackie mi?
Mais Blackie?
Blackie'den ne haber?
Blackie m'a envoyée pour venir à votre rencontre.
Blackie beni gönderdi. Ben Eleanor, memnun oldum Jim.
- Il est désolé, il vous demande de m'emmener au Cotton Club où il viendra nous rejoindre plus tard.
- Ve üzgün olduğunu söyledi. Ve beni yani Eleanor'u Cotton Kulübüne getirmeni istedi. Daha sonra o yani Blackie, bizi tanıştırabilir, yani Eleanor ve Jim'i, son.
- Vous aussi, il vous fait attendre?
Blackie'yi mi bekliyordun?
Je rencontre enfin la blanche colombe.
Sonunda, Blackie'nin küçük beyaz martısı ile tanıştım.
J'ai toujours souhaité vous poser une question.
Biliyor musun, Blackie senden bahsettiğinde aklımda bir soru vardı.
"Plonger dans la sauce", comme dit Blackie.
"Kolay kazanca dalma," Blackie'nin dediği gibi.
Blackie n'est pas prêt d'arriver.
Çünkü muhtemelen Blackie'yi çok çok uzun süre bekleyeceğiz.
Mais Blackie et certains de ses acolytes risquent d'arriver en ayant très faim.
Fakat Blackie ve 20 serserisi her neredeyse her an burada olup yaygara yapabilir.
Saluez Blackie de ma part.
Blacki'ye benim için selam söyle.
Quand il parlera de vous à présent, je comprendrai mieux.
Ne olursa olsun, Blackie'nin bahsettiği kadar varsın. Blackie'nin ne demek istediğini şimdi anlıyorum.
Blackie, as-tu déjà vu plus loin que 15 minutes?
Blackie, 15 dakikadan daha fazla düzgün düşünemez misin?
Une certaine sécurité, de la considération, un abri, Blackie, pour faire face aux intempéries.
Güvence, teminat, bir barınak Blackie, yağmurdan korunabileceğimiz bir yer.
Blackie, vivons comme tout le monde.
Blackie, insan gibi yaşamamıza izin ver.
- Blackie...
- Blackie...
Au revoir, Blackie.
Elveda Blackie.
Blackie, il y a encore une minute, je t'aimais énormément.
Blackie bir dakika önce, Seni çok arzulu seviyordum.
Blackie, j'ai mes propres idéaux à présent.
Blackie kendime ait düşüncelerim var.
Tu peux tout garder, Blackie, y compris le yacht.
Hepsini sana iade ediyorum Blackie, yatta dahil.
Blackie?
Blackie mi?
Salut, Blackie.
Merhaba Blackie.
Est-ce que tu serais libre, Blackie?
Kaybeden değilsin değil mi Blackie?
Blackie est-il à l'intérieur?
Blackie nerede, içeride mi?
Je n'ai pas revu Blackie depuis le soir des élections.
Blackie'yi görmedim, aslına bakarsan seçim gecesinden beri görmedim.
Tu ne peux pas me tuer de sang froid.
Bunu yapamazsın, yapamazsın. Bu kadar soğuk kanlı olamazsın Blackie.
Attends, Blackie, attends.
Bekle bir dakika Blackie, bir dakika.
- Blackie Gallagher est-il là?
- Blackie Gallagher dışarıda mı?