Blessed traduction Turc

Quand je l'ai rencontrée, on aurait cru Pavarotti, pas vrai, Jill?

Jill ile ilk tanıştığımda, Brian Blessed'a ( * ) benziyordu değil mi, Jill?

* You have made my life so blessed

# Hayatımı çok mesut ettin

♪ Life will be blessed ♪ ♪

# Hayat kutsanacak #

♪ We have been heaven blessed ♪

* Kutsandık Tanrı tarafından *

- Son badge était dans sa serviette.

- Blessed Sacrament'ta doktormuş.

Il est médecin au Blessed Sacrament.

- Elbisemin kenarına dokunmak isteyebilirsin.

Dr Newton a mis en place le comité des transplantations ici. Il adorait ce travail.

Dr. Newton Blessed Sacrament'ta nakil komisyonu oluşturdu.

La semaine dernière, le chef du comité de transplantation à Blessed Sacrament a reçu ceci.

Evet, doğru. Geçen hafta Blessed Sacrament'ın nakil komisyonu başkanına gönderilmiş.

♪ Heaven blessed

* Cennete laiktir o *

♪ We'd be sharing promises ♪ ♪ so warm and blessed ♪

# Çok içten ve kutsanmış sözleri paylaşırız. #

Les étudiants du Sacré Cœur qui ne se dispersent pas de suite seront suspendus sine die et auront droit à une sanction disciplinaire.

- Blessed Heart öğrencileri hemen dağılmazsanız süresiz uzaklaştırılıp disipline verileceksiniz

Je répète, les étudiants du Sacré Cœur qui ne se dispersent pas immédiatement seront suspendus sine die et...

tekrarlıyorum, Blessed Heart öğrencileri hemen dağılmazsanız süresiz uzaklaştırılıp disipline verileceksiniz...

- Blessed Are the Damned -

Bölüm "Lanetli Kutsanmışlar"

Il était à l'Église Blessed Sacrament... en 1962, et a vu Geoghan... conduisant des enfants dans une chambre.

62'deki Aşai Rabbani Ayini'nde bulunmuş. Geoghan'ı görmüş. Küçük çocukları papazın evindeki yatak odasına götürüyormuş.