English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Français → Turc / Boo

Boo traduction Turc

957 traduction parallèle
- Tu ne peux pas te cacher.
- Boo! - Onu bizden saklayamazsın!
Ils hurleront : "Boola boo"
Bağıracaklar "Boola boo"
Salagadou, la menchikabou, la Bibidi Bobidi Bou
Sala-gadoola-menchika-boo-la Bibbidi-bobbidi-boo
Bibidi Bobidi Bou!
Bibbidi-bobbidi-boo
C'est Bibidi Bobidi Bou!
Bibbidi-bobbidi-boo
Ô, Salagadou, la menchikabou la Bibidi Bobidi Bou
Sala-gadoola-menchika-boo-la Bibbidi-bobbidi-boo
Bibidi Babidi, Bibidi Babidi, Bibidi Bobidi Bou!
Bibbidi-bobbidi, bibbidi-bobbidi Bibbidi-bobbidi-boo
Juste un coup de baguette et pour finir le tout, bibidi, bobidi, bou!
Değneğimi bir kere sallarım ve hileyi tamamlamak için, bibbidi, bobbidi, boo.
Bibidi, bobidi, bou!
Bibbidi, bobbidi, boo.
Bibidi bobidi bou!
Bibbidi-bobbidi-boo.
Bibidi bobidi bou
Bibbidi-bobbidi-boo
Exactement!
Aynen. Boo!
Eh bien, d'abord... il a un garçon qui s'appelle Boo... qu'il garde la maison enchaîné à un lit dans la maison là-bas.
Bir kere... Boo adlı bir oğlu var... onu ordaki evinde yatağına zincirliyor.
Boo ne sort que la nuit quand t'es endormi et qu'il fait tout noir.
Boo ancak geceleri herkes uykudayken zifiri karanlıkta dışarı çıkıyor.
J'essayais de l'avertir mais il voulait pas me croire.
Onu Boo konusunda uyarmaya çalışıyordum ama bana inanmadı.
Racontez-lui quand Boo a essayé de tuer son papa.
Ona Boo'nun babasını nasıI öldürmeye yeltendiğini anlatsana.
En fait, Boo découpait le journal pour son album. Quand son père est arrivé, il a brandi les ciseaux, les lui a plantés... dans la jambe, les a retirés et a continué à découper le journal.
Sonra anlaşıldı ki Boo karalama defteri için kağıt kesiyormuş... babası gelince makası kaptığı gibi... bacağına saplamış, sonra çıkarıp kağıt kesmeye devam etmiş.
Tu crois qu'il arrive vraiment que Boo Radley vienne... regarder à ma fenêtre la nuit?
Boo Radley'in gerçekten geceleri gelip penceremden içeri... baktığına inanıyor musun?
Hé, Jem... je te parie un "Fantôme gris" contre deux "Tom Swift"... que t'irais pas plus loin que le portail de Boo Radley.
Hey, Jem... İki "Tom Swift" e bir "Boz Hortlak" veriyorum... Boo Radley'in bahçe kapısından öteye gidemezsin, iddiaya var mısın?
Je passe devant chez Boo Radley presque tous les jours.
Hayatım boyunca hemen her gün Boo Radley'in evinin önünden geçtim.
Allons au tribunal voir la salle où ils ont enfermé Boo.
Adliyeye gidip Boo'yu kapattıkları odayı görelim.
On est venus pour trouver où Boo Radley était enfermé.
Boo Radley'in kapatıldığı yeri bulmaya geldik.
On va regarder à une fenêtre de chez les Radley... et voir si on peut apercevoir Boo Radley!
Radley'lerin evinde bir pencereden içeriye bakacağız... ve Boo Radley'i görmeye çalışacağız!
Jem et moi ne devions pas... reparler de Boo avant longtemps.
Jem ile ben bir daha uzun bir süre... Boo'dan söz etmedik.
Je cherchais toujours Boo chaque fois que je passais devant chez les Radley.
Radley'lerin oradan geçerken her seferinde hâlâ Boo'yu arıyordum.
Salut, Boo.
Selam, Boo.
Boo était notre voisin.
Boo bizim komşumuzdu.
Et Boo Radley était sorti.
Ve Boo Radley dünyaya çıkmıştı.
Je repensai bien des fois à ces jours... à Jem et Dill... et à Boo Radley et Tom Robinson.
O günleri daha sonra pek çok kez düşünecektim... Jem'i ve Dill'i... ve Boo Radley ile Tom Robinson'ı.
Tu es en virée avec Boon.
Boo'yla bir cümbüştesin.
- Petit Frannie Hou.
- Küçük Frannie Boo.
Ça suffit, Bubi.
Kes havlamayı Boo Boo.
J'ai été un peu retardée. Bouboule!
Boo-Boo!
La drogue elle-même est appelée chichon... shit, beuh... barette, herbe.
Uyuşturucunun kendisine de ot, çay, boo denir.
Bowie-Bowie-boo!
Bowie-Bowie-bu. ... kuşlar gece değil diye düşünüp şarkılar söylemeye başlar.
Craie-bowie-boo!
Bowie-Bowie-bu.
Il peut au moins m'aider.
En azından bana yardımı olur. Boo!
Boop boop a doop.
Boo-boop-be-do.
Ta gueule, boubou! Pygmée à lance!
Boo boo sen ağzımı izle
Et un peek-a-boo.
Şimdi bir horsey daha.
Cindy Boo a perdu 40 kilos tout en se goinfrant de glaces.
Cindy Boo bu şekilde 40 kilo verdi. Üstelik dondurma bile yiyerek.
Vicky, Kiki, Binky, Bessy...
Pres, Buffy, Boo, Binky, herkes.
Bou
Böö!
Bouh!
Böö!
Mademoiselle, rentrons à la maison.
- Matmazel eve gidelim. Böö!
Effrayées par une simple souris.
Böö! Hâlâ bir fareden korkuyorlar.
Boola boola, boola boo Vous entendez?
Duyuyor musun baba?
- C'est ça, Fanta, tu as trop d'imagination!
- Böö! - Fanta'nın Fantazileri!
- Je vais chercher la pastèque, je reviens!
Karpuz? Geliyorum! - Böö!
Je vais le poser sur la tête de M. Button. Quand tu feras "hou" dans son oreille, il sursautera avec ça sur la tête.
Bunu Bay Button'un kafasına koyacağım, sen kulağına "böö" diye bağırdığında... bununla birlikte havaya zıplayacak.
Tu leur fais "hou!" et ils décarrent.
Genelde, sağlam bir "Böö" çekerseniz, korkar kaçar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]